19 Ağustos 2024

Ukrayna’da barış ümidi bir kez daha dinamitlendi

Kiev yönetiminin Rusya topraklarına girerek gerçekleştirdiği Kursk Harekâtı, Katar’ın arabuluculuğunda iki tarafın temsilcilerince bu ay içinde Doha’da yapılacak “kısmi barış” zirvesi planlarını suya düşürdü

Kursk

Tam Ukrayna’da barış adına bir kez daha ümitlenmiştik! Kiev ve Moskova heyetlerinin iki ülke arasındaki çatışmaları durdurmak amacıyla Katar arabuluculuğunda gizli birtakım görüşmeler yaptıkları yolunda duyumlar alıyorduk ki, Ukrayna ordu birliklerinin ani bir kararla Rusya’nın Kursk bölgesine yönelik büyük çaplı bir saldırı başlattığı haberi geldi ve barış ümitleri bir anda suya düştü. Rus topraklarına girerek 6 Ağustos’tan bu yana bölgede ABD’ye ait HIMARS çoklu roketatar sistemleriyle de saldırılar düzenleyen Ukrayna birliklerinin bu harekâtı Kiev yönetimine askerî açıdan henüz bir kazanım getirmiş gibi görünmüyor. Ancak, iki aydır arabulucularla dolaylı yürüdüğü ve mesafe alındığı ileri sürülen “kısmi barış” görüşmelerinde anlaşma imzalama ihtimalini şimdilik de olsa ortadan kaldırmış görünüyor.

Nereden biliyoruz? Çünkü, Amerikan Washington Post gazetesi, önceki günkü sayısında ismi açıklanmayan bir diplomatın kendilerine yaptığı açıklamaya dayanarak, iki tarafın enerji altyapılarına yönelik yıkıcı saldırıları karşılıklı durduracak çığır açıcı bir anlaşma imzalamak üzere Katar’ın başkenti Doha'ya heyet göndermeyi planlamış olduklarını, ancak Ukrayna birliklerinin Rus topraklarına girerek büyük çaplı bir saldırı başlatmasının planı suya düşürdüğünü yazdı.

 Gazeteye göre, altyapılara yönelik saldırıları sona erdirmeyi hedefleyen “kısmi ateşkes” görüşmeleri son iki aydır sürmekteydi. Bu amaçla ağustos ayı içinde Doha’da iki ülke yetkililerinin katılacağı ve son ayrıntıları müzakere edip imzaları atacağı bir zirve planlanıyordu. Bu zirve ve anlaşma önemliydi, zira önümüz kış. Ukrayna enerji altyapısına yönelik bombalamaların sürmesi, en azından soğuk kış aylarında sivillerin gün içinde saatlerce elektriksiz kalması demek. Hatta, Washington Post’un görüşlerine yer verdiği Ukraynalı bir yetkili, “Bu kışı atlatmak için tek bir şansımız var ve o da Rusların elektrik şebekesine yeni saldırılar başlatmaması” diyor.

Malum, Rusya, özellikle son bir yıldır zaman zaman seyir füzeleri ve insansız hava araçlarıyla Ukrayna'nın elektrik şebekesini vurarak, elektrik santrallerinde büyük hasarlara ve ülke genelinde elektrik kesintilerine neden oluyor. Ukrayna da Rusya’nın rafinerilerini, depolarını ve rezervuarlarını ateşe veren uzun menzilli drone saldırılarıyla Rusya'nın petrol tesislerini vuruyor.

Bu sebeple altyapılara yönelik saldırılara son verecek “kısmi ateşkes” görüşmeleri gizli yürüyen görüşmelerde bir ümit olmuştu. Washington Post kaynaklarına göre, anlaşma Doha’daki zirve öncesinde birtakım ayrıntılara kalmıştı. Hatta, görüşmelere katılan bazı isimler öyle umutluydu ki çatışmaları tamamen sona erdirecek daha geniş kapsamlı bir anlaşmanın önünü açabileceklerini dahi umut ediyorlardı. Ancak Kursk saldırısı bir çuval inciri berbat etmiş görünüyor. Zira bir Washington Post kaynağına göre, Ukrayna’nın Kursk’a yönelik gerçekleştirdiği saldırı akabinde Rus yetkililer Doha’daki toplantıyı erteleme kararı aldıklarını bildirmişler. Çünkü Ruslara göre, Kursk Bölgesi'ne yapılan saldırı çatışmalarda “bir tırmanma” anlamına geliyor.

Gerçi Ruslar görüşmeyi tamamen iptal etmemişler, bir “erteleme” söz konusu olan. Ancak barış için ümitli olma ihtimali geçici olarak da olsa ortadan kalkmış görünüyor.

Tam anlaşma imzalamaya yaklaşmışken! İlginç! 2 yıl önce İstanbul’daki gibi.

Belki de birileri Kursk operasyonu ile kasıtlı olarak bu ihtimali baltalamayı hedeflediler. Belki birileri “daha fazla silah ve yardım” sözü verecekleri yeni bir oyun planıyla Zelenski’nin aklına girdiler. Olabilir mi? Olanlar olacakların teminatı çünkü! Öyle ise acaba bu birileri kim olabilir ki?

Hemen bir tarama yapalım. Aaa, ABD’nin savaş çığırtkanı senatörleri Lindsey Graham (Cumhuriyetçi -Güney Karolina) ile Richard Blumenthal (Demokrat-Connecticut) da Kiev’deymiş. Tesadüfe bakın, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana Rus topraklarına yönelik en büyük saldırı anlamına gelen Kursk operasyonu binlerce Ukraynalı askerin Rusya’nın batı sınırını geçmesiyle 6 Ağustos'ta başlıyor. Amerikalı senatörler hemen soluğu Kiev’de alıyorlar. 12 Ağustos’ta yaptıkları basın açıklamasında da “savaşın gidişatının Putin ve yandaşları aleyhine döndüğüne dair her zamankinden daha fazla umutluyuz. Ukrayna'nın Rusya'nın Kursk bölgesinde saldırıya geçme kararı cesur ve parlak bir karardı,” diyor ve Zelenski’den Ukrayna ordusunun ihtiyaçlarını dinleyip “Eylül ayında Kongre’den ‘Stand With Ukraine Act’ adıyla yeni bir askeri yardım yasası geçireceklerinin” müjdesini veriyorlar. Hatta Zelenski’nin, emekli NATO F-16 savaş pilotlarını askere almak yönündeki planını desteklediklerini ifade ediyorlar.

Kongre’ye ve vergi mükelleflerine mesajları açık: Bakın, hava Putin aleyhine dönüyor. Let’s “Stand With Ukraine!”

İşte silahlar bir kez konuşmaya başlayınca barışın neden başta düşünülenden zorlaştığını gösteren bir başka örnek.

Peki Graham’ın “cesur ve parlak karar” diye nitelediği Kursk harekatının askeri hedefi ne ola ki?

Ukrayna tarafı bu konuda konuşmamayı tercih ediyor. Ruslar ise net. Rusya'nın Çeçen Cumhuriyeti'nden Akhmat Özel Kuvvetleri komutanı Tümgeneral Abdi Alaadinov, geçen haftanın başlarında, Rus ordusunun elde ettiği istihbarata göre, Ukrayna saldırısının gerçek amacının [Kurçatov kasabasındaki] Kursk nükleer santralini ele geçirmek olduğunu söyledi. Rusya’daki en büyük 3 nükleer enerji tesisinden birini ele geçirip bir koz sahibi olmak.

Savaş böyle bir şey işte! Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak! Arada da birileri gelir, “Aaa, nereye böyle daha T-bone steak yiyecektik” der.

Yazarın Diğer Yazıları

Nükleer silahların konuşmasına ramak kalmışken

Nükleer caydırıcılığın “dengesinin” kaçtığını savunan Batılı bilim adamları, “biz zararlı çıkarırız, taktik nükleer silahlarla aleyhimize stratejik bir dengesizlik yaratılmasına sebep oluruz, gerilimi tırmandıracak adımlardan kaçınalım” diyor

21. yüzyıl lojistiği ve barış

Güney Asya’dan Kuzey Avrupa'ya giden ana yük geçiş yollarından birisi olarak, 20 küsur yıl önce Süveyş Kanalı güzergahına alternatif şekilde tasarlanan 7 bin 200 km’lik “Kuzey-Güney Uluslararası Taşımacılık Koridoru” projeleri gün sayıyor ama bakalım tünelin ucundaki ışığa barış içinde ulaşılabilecek mi?

Irak’ta gençlerin çekilişle intiharı

ABD işgaliyle birlikte dünyanın en yoksul ülkelerinden biri haline gelen ve gençlerin ümitsizliğin pençesinden çıkamadığı Irak’ta “el Kurban” ya da “Allahiye” adıyla bilinen, yasaklı bir dini grubun üyeleri kura çekimi ile ölüme yürümeyi seçiyor

"
"