Popülerliği her geçen yıl artan Doğu Ekspresi, 23 Aralık’ta Ankara’dan kalkıp ertesi akşam Kars’a ulaştı. Şehirde büyük bir törenle karşılanan tren, Kars için büyük önem taşıyor. 2014’ten itibaren “Turistik Doğu Ekspresi” adıyla daha kapsamlı bir turizm deneyimi sunmaya başlayan bu tren, tur şirketleri tarafından düzenlenen paket turlarla satılıyor. Erzincan ve Erzurum gibi duraklarda verilen gezinti molalarıyla ziyaretçilere kısıtlı da olsa kültürel mirası keşfetme fırsatı tanıyor. Ancak satışa sunulur sunulmaz tahmin edeceğiniz bazı tur şirketleri tarafından topluca alınan biletler, bu rüya yolculuğu bireysel gezginler için imkânsız hale getiriyor. Hatta, bu sinir bozucu süreci yaşamaktan kaçınmak isteyenler için 'Doğu Ekspresi'nden bilet almanın püf noktaları' başlığıyla hazırlanan rehber niteliğinde paylaşımlara sıkça rastlamak mümkün.
Doğu Ekspresi
Kars, yalnızca Doğu Ekspresi ile değil, eşsiz tarihi ve doğasıyla da büyüleyici bir destinasyon. Şehrin ekonomisi tarım, hayvancılık ve turizme dayanıyor. Gravyer ve kaşar peyniri, kaz eti gibi özgün lezzetlerin yanı sıra Ani Antik Kenti ve Sarıkamış Kayak Merkezi gibi cazibe noktalarıyla son yıllarda turizmde önemli bir çıkış yakaladı. Ancak artan turizm hareketliliğiyle birlikte bölge bazı sorunlarla da karşı karşıya. Bunlardan en büyüğü fahiş fiyatlar. Elbette bu sadece Kars esnafının sorunu değil. Ülkedeki enflasyon ve ekonomik belirsizlik sezonu kısa olan Kars’ta da etkisini acımasızca gösteriyor.
Sarıkamış
Şehri gezerken konuştuğum bir esnaf; "Geçenlerde Vali Ziya Polat Bey bir toplantı yaptı, biz yeme-içme sektöründeki esnafı topladı," diye başlıyor anlatmaya. "Dedi ki, ‘Biz turisti buraya getirmek için büyük çaba harcıyoruz ama siz fahiş fiyatlarla onları kaçırıyorsunuz.’ Haklı tabii, turiste çok yükleniyoruz belki ama bu şehrin şartları da belli. O toplantıda hepimize uyarılar yaptı ama şimdi bakıyorum, pek değişen bir şey yok. Fiyatları biraz daha dengelesek belki gelen turist hem daha çok harcama yapar hem de Kars’tan memnun ayrılır” diye pek de umutlu olmadan konuşuyor.
Sarıkamış’ta sessizlik
Sarıkamış, 90 bin askerin uykuya yattığı şehitlikleri ve kristal karıyla ünlü kayak merkeziyle özellikle kış turizminin gözdesi. Bu yıl kar yağışının gecikmesi, bölgenin turizm faaliyetlerini sekteye uğrattı. White Park Otel işletmecisi Serhat Kılıçaslan, beklenen kar yağışının olmaması nedeni ile tur acentelerinin satışlarında yer alamadıklarını ifade ediyor. Palandöken’de kar makineleri ile sezon açılmışken, Sarıkamış’ta bu teknolojinin olmaması bölgenin potansiyelini sınırlıyor.
Sarıkamış
Kar makinesi yerine kütük ev
Serhat Kılıçaslan, kar makinesi eksikliğini şu sözlerle açıklıyor: “Bölgemize devlet tarafından sağlanan ödenek, eski valimiz döneminde cami ve kütük ev projelerine yönlendirildi. Aynı dönemde ödenek alan Palandöken kar makinesi aldığı için sezona sorunsuz devam ediyor. Şu anda bir kar makinesi 4,5 milyon euro. Bu bütçeye sahip olmadığımız için kar yağmasını beklemek zorundayız.” Kılıçaslan’ın altını çizdiği bu durum, yalnızca turizmde değil, bölge ekonomisinde de aksamalara yol açıyor.
Kars Kalesi
Kars’ın sofrasındaki lezzet: Kaz eti
Kars’ın mutfağı, tarihi ve iklimi kadar özel bir zenginlik sunuyor. Bu mutfağın baş tacı ise kuşkusuz kaz eti. Kars’ta kaz yetiştiriciliği, yüzyıllardır geleneksel yöntemlerle yapılıyor ve bu et, yalnızca lezzetiyle değil, hazırlanışındaki özenle de dikkat çekiyor. Ancak bu yıl kar yağışının gecikmesi, kazların doğal şartlarda beslenmesini zorlaştırarak bölgedeki üretimi etkiledi.
Kaz yetiştiriciliği genellikle yılın soğuk aylarında başlıyor. Kar, kaz etine eşsiz bir lezzet kazandırıyor. Geleneklere göre kazlar, 29 Ekim’de kesiliyor, ardından dikkatlice temizlenip tuzlanıyor. Yaklaşık bir hafta kadar tuzda bekletilen kazlar, sonrasında güneşle temas edebilecek yerlere asılarak kurutuluyor.
Fotoğraf: Anadolu Ajansı
Kars’ta kaz eti yalnızca bir yemek değil, aynı zamanda bir kültür ve paylaşım öğesi. Pişirme süreci özen gerektiriyor: Kaz, önce tuzunu bırakması için suda bekletiliyor, ardından bol suyla kaynatılıyor. Yağını bırakıp yumuşayan et, genellikle patates ya da bulgur pilavı eşliğinde sunuluyor. Ancak restoranlarda kazı derin dondurucuda kurutma, gramaj düşürme ya da tiftiklenmiş et sunma gibi uygulamalar, bu eşsiz lezzetin itibarını zedeleyebiliyor. Bugün kaz etinin kilogram satış fiyatı bin 100 TL, bir kazın toplam satışı ise 2 bin 500-3 bin TL’ye kadar çıkabiliyor.
Kars’ın tarihine yeni bir katkı: 1924 Otel
Kars’ın turizm potansiyelini artırmak amacıyla hayata geçirilen önemli projelerden biri de 1924 Otel. Gürbüz Çapan tarafından tarihi bir binanın Baltık mimarisine uygun restorasyonuyla hayata geçirilen otel, adını Atatürk’ün 1924 yılında Kars’a yaptığı ziyaretinden alıyor. Otelin işletmecisi Zeki Çapan, bu projeyi bir otelden öte bir tarih ve kültür merkezi olarak gördüklerini ifade ediyor.
Zeki Çapan
1924 Otel’in hikayesi, Kars’ın geçmişine derin bir yolculuk sunuyor. Atatürk’ün ziyaret ettiği bu bina, 1915’te kamu binası olarak inşa edilmiş. 1924’te Atatürk, Kars halkına teşekkür etmek için bu binada konaklamış. Daha sonra Türk Ocağı ve Halk Evi olarak kullanılan bina, ne yazık ki Demokrat Parti döneminde yıkılmış. Kendisi de Karslı olan Gürbüz Çapan, aslına uygun bir proje ile bu binayı yeniden inşa etmiş ve 1924 Otel olarak hizmete açmış. Gürbüz Çapan, “1924 Otel, Kars’ın tarihini yaşatan ve geleceğini inşa eden bir proje” diyerek bu girişimin amacını özetliyor.
1924 Otel
Kars için daha sürdürülebilir bir turizm
Doğu Ekspresi’nin büyülü yolculuğu ve Kars’ın eşsiz atmosferi, turizmin bölge ekonomisi için ne kadar kritik olduğunu gösteriyor. Ancak bireysel turistlerin sistemde daha fazla yer bulabilmesi, kar makineleri gibi altyapı yatırımlarının artırılması ve turizmin daha sürdürülebilir bir modele evrilmesi gerekiyor. Çünkü Doğu Ekspresi yalnızca bir tren yolculuğu değil Türkiye’nin kültürel mirasını ve doğasını taşıyan bir yaşam deneyimi.
En uzak şehir Kars, kendine özgü dinginliği ve sabrı öğreten atmosferi ile herkesi bekliyor.
Yarın: Kars’ın kültür insanları anlatıyor