04 Şubat 2022

Bu ülkede Anayasa hâlâ yürürlükte mi?

"Reis herhalde yine promptersiz konuşmuş" gibi bir cümleyle başlayıp, son bir yılda ortalığa saçılmış promptersiz inciler ardarda sıralanabilir. Ortaya ibretlik bir tablo çıkarılabilir ya da “Ya prompterli ise” sorusundan başlayıp “İşte o zaman korkmamız gerek” diye devam edip, sadece Reis’in değil, konuşmalarını hazırlayan, soruları düzenleyip gazetecilerin eline tutuşturanların da zembereğinin boşalmışlığına dikkat çekilip mizahtan kara mizaha geçilebilir... Ama hayır!..

Önce hiçbir yargı belirtmeden Anayasa'nın 90. maddesinin son paragrafını sunacağım. Evet, kırk yamalı da olsa halen yürürlükte olan 12 Eylül Anayasasının 90. maddesi:

Usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır.

Kilit cümleyi gözden kaçmasın diye siyah dizdim.

Şimdi de, yine hiçbir yorum katmadan, AKP Reisi ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Ukrayna gezisine çıkarken, havalimanında gazetecilere söylediklerinden yine kilit bir bölümü seçip sunacağım. "Prompterli mi, promptersiz" mi gibi muzır sorular sormadan aynen aktaracağım:

"... Özellikle Türkiye'nin başta ilk derece mahkemeleri olmak üzere açık ve net söylüyorum bizim mahkemelerimizi tanımayanları biz tanımayız. Bizim mahkemelerimizin bu konuda vermiş olduğu bir karar var. Bu konuda AİHM ne demiş, Avrupa Konseyi bu konuda ne demiş bu da bizi çok ilgilendirmiyor. Biz kendi mahkemelerimize saygı duyulmasını bekliyoruz, bu saygıyı duymayanlara da kusura bakmasınlar bizim saygımız olmayacaktır..."

Bu kadar...

* * *

Şimdi...

Yazana keyif veren, en zor beğenir okuru bile en azından gülümsetecek bir Tırmık yazılabilir.

"Reis herhalde yine promptersiz konuşmuş" gibi bir cümleyle başlayıp, son bir yılda ortalığa saçılmış promptersiz inciler art arda sıralanabilir. Ortaya ibretlik bir tablo çıkarılabilir.

Ya da "Ya prompterli ise"sorusundan başlayıp "İşte o zaman korkmamız gerek" diyedevam edip, sadece Reis'in değil, konuşmalarını hazırlayan, soruları düzenleyip gazetecilerin eline tutuşturanların da zembereğinin boşalmışlığına dikkat çekilip mizahtan kara mizaha geçilebilir...

Ama hayır!..

Bunların hiçbiri olmayacak.

Korkmanız, ürkmeniz, kara kara düşünmeniz, bunun nasıl önlenebileceğine ilişkin kafa yormanız için bu Tırmık yazıldı.

Yukarıdaki alıntılar eski bir Osmanlı deyimiyle "şeksiz şüphesiz", başka bir kanıta gerek duyulmayacak açıklıkta gösteriyor:

Cumhurbaşkanı Anayasayı ihlâl suçu işlemiştir. Anayasayı çiğnemiştir. Ona uyulmayacağını ele güne ilan etmiştir.

Bilmeyenler için altını çizeceğim:

Anayasayı ihlâl ağır bir suçtur.

Yazarın Diğer Yazıları

Bitirilmeyen bir Tırmık ve bir kişisel not

Hiç günü kurtarmak için yazmadım. Bundan sonra da yazmam

Reis boşa koysa dolmaz, doluya koysa almaz

Reis'in derdi büyük. Eğer "Seçim zamanında yapılacak" sözünü ve iddiasını yalayıp yutmayacaksa Anayasa'yı değiştirmek zorunda. Anayasayı değiştirmeye ise Meclis'teki AKP ve MHP milletvekillerinin sayısı yetmiyor. O zaman geriye tek seçenek kalıyor. Erken seçim

Bir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden

MHP Başbuğu partisinin Kızılcahamam kampının kapanışında konuştu. Valla kampa katılan MHP yiğitleri ne düşündüler bilemem. Zaten düşündükleri olumsuzsa dile getirmek MHP çatısı altında pek mümkün değildir. Parti disiplini değil, Başbuğ disiplini olsa gerek. Ama ben elbette her türüyle milliyetçiliğe, dolayısıyla MHP’ye de, onun Başbuğ’una da çok ama pek çok uzağım, öyleyse Başbuğ’un sözleri üstüne düşündüklerimi dile getirebilirim