12 Aralık 2024

Cari açığa pansuman

Türkiye’nin cari açık vererek büyüyen bir ekonomisinin olduğu gerçeği, üretim, dış ticaret gibi ekonominin tüm dinamikleriyle iyileşme ortaya çıkmadığı sürece değişmiyor

Bugün ekim ayı ödemeler dengesi istatistikleri açıklandı. 2023 yılı Ocak- Ekim döneminde 36 milyar dolar olan cari açık, 2024 yılının Ocak-Ekim döneminde 3,3 milyar dolara geriledi. 

Haziran ayından bu yana cari fazla elde ediyoruz. En yüksek cari fazla 4,8 milyar dolar ile ağustos ayına aitti. Ekim ayı verisine göre cari fazla aylık 1,9 milyar dolar.

Cari işlemler hesabında mal ve hizmetlere ilişkin ithalat ve ihracatta değişim sürüyor.  Türkiye’de üretim ve ihracat genel olarak ithalata dayalı olduğundan ekonominin yavaşladığı dönemde ithalat da geriliyor. Bu da mal dengesini kısmen iyileştiriyor. Cari açığa ilk pansuman burada. Büyüme oranlarındaki 2. ve 3. çeyrek negatif veri ile cari fazla da birbiriyle uyumlu hale gelmiş oluyor.

Parasal sıkılaşma başlamadan, yani 2023 Haziran ayından önce ithalat 31 milyar dolar seviyesinin üzerindeyken, izleyen aylarda iniş trendine girmişti. Ödemeler dengesi tanımlı dış ticaret açığı aylık 3,5 milyar dolar ve yıllık 44,8 milyar dolar ekside ve geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 42 daralmış. Çünkü yatırım ve tüketim malı ithalatında gerileme söz konusu, sanayide yavaşlama sürüyor. Sıkı para politikası ve yüksek faiz ile mal talebi kontrol altında tutulmaya çalışılıyor.

Ekim ayında hizmetler dengesi kaynaklı net giriş 6,5 milyar dolar olarak gerçekleşirken, bu tutarın 5,1 milyar doları seyahat kalemi kaynaklı net gelir olarak kaydedildi.

Ekim ayında altın ve enerji hariç cari fazla 7,2 milyar dolar oldu. Enerji tüketimi artmaya devam ederken ekim ayı enerji fiyatları ithalat faturasını ağırlaştıracak düzeyde olmadı ve cari açığa pozitif katkı yapmaya devam etti. Bir başka pansuman da burada.

Altındaki yükseliş malum. Özellikle jeopolitik riskler, altının güvenli liman özelliğini daha da ön plana çıkarıyor. Türkiye’de altın ile ilgili Ağustos 2023’te altın ithalatında ek mali yükümlülük ve kota uygulaması, altın ihracatçısının dış piyasadaki rekabetini zorlaştırıp hatta bazı kaçak faaliyetlerin ortaya çıkmasını beraberinde getirse de altın hariç cari açık son altı aydır fazla veriyor. Bir başka pansuman ise altın tarafında

Ancak doğrudan yabancı sermaye yatırımlarında değişim ters yönde, Ekim ayında 204 milyon dolarlık çıkış söz konusu. Doğrudan yabancı sermaye yatırımlarındaki çıkış Ocak-Ekim döneminde 3,3 milyar dolara yükseldi.

Öte yandan sıcak para tarafında tahminler tutmuyor. Portföy yatırımlarında hisse senedi piyasasında 642 milyon dolar çıkışa ve DİBS piyasasında ise 978 milyon dolar alışa işaret ediyor.

Türkiye’de planlandığı ve beklendiği gibi doğrudan yabancı sermaye yatırımı ve portföy yatırımı girişi yeterli düzeyde olmadığından cari açık dış borçla finanse edilmeye çalışılıyor. Gerek menkul kıymet ihracı gerekse kredi kullanımıyla dış borçlanma hız kesmiyor. Üstelik 2023’ün tamamında üstlenilen dış borç faiz ödemesi tutarı, bu yılın ilk on ayında aşılmış durumda. (18,3 milyar dolar.)

Finansman kaynağı olarak uzun süre tartışılan net hata noksan kalemi 2022 yılında cari açığın çok önemli bir kısmını finanse etmişti. 2023 yılı son dönemde negatife döndü ve bu şekilde devam ediyor. Ancak ağustos ve eylül aylarında sırasıyla -3,2 milyar dolar ve -4,1 milyar dolar olan net hata noksan kalemi Ekim ayında -184 milyon dolar düzeyine kadar geriledi. 

Ödemeler dengesi bilançosunda bir başka hesap, rezerv varlıklara aittir Merkez Bankası’nın güçlü rezerv üzerinde önemle durduğunu biliyoruz. MB net rezervleri, Ağustos-Eylül dönemindeki negatif bölgeden sonra Ekim ayında 4,9 milyar dolar oldu.

Ekonominin yavaşladığı, altına kota uygulandığı ya da enerji fiyatlarında yatay seyrin devam ettiği dönemlerde aylık olarak cari fazla elde edilmesi mümkün. Ancak Türkiye’nin cari açık vererek büyüyen bir ekonomisinin olduğu gerçeği, üretim, dış ticaret gibi ekonominin tüm dinamikleriyle iyileşme ortaya çıkmadığı sürece değişmiyor.

Binhan Elif Yılmaz kimdir?

Binhan Elif Yılmaz, lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümünde, Yüksek Lisans ve Doktora eğitimlerini İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Maliye Teorisi Ana Bilim Dalında tamamladı.

Akademik hayatı 1997 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümü Maliye Teorisi Ana Bilim Dalında Araştırma Görevlisi olarak başlayan Binhan Elif Yılmaz, aynı Ana Bilim Dalında 2003 yılında Yardımcı Doçent, 2008 yılında Doçent, 2014 yılında Profesör oldu.

"Devlet Borçları ve Türkiye'de Borç Çıkmazı", "Türk Vergi Sistemi", "Maliye", "Küresel Kriz ve Avrupa'da Borç Çıkmazı", "Sosyal Güvenlik Ekonomisi", "Kamu Maliyesi" isimli standart kitaplarının yanında 100'ü aşkın Akademik çalışma ve ulusal/uluslararası kongrelerde sunulan bildiriler bulunmaktadır.

Binhan Elif Yılmaz Kamu Maliyesi, Maliye Politikası, Türk Vergi Sistemi, Devlet Borçları, Kamu Borç Yönetimi ve Uluslararası Borç Krizleri derslerini vermekte, TÜBİTAK, BAP destekli projeler yürütmektedir.

Çeşitli TV kanallarının ekonomi programlarına yorumlarıyla girmekta olan Binhan Elif Yılmaz, halen İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümünde profesör olarak görev yapmaktadır.

Yazarın Diğer Yazıları

Asgari ücret belirlendi, belirsizlik bitmedi

Asgari ücretin belirlenme süreci, yılın son günlerine kalır. Artık rakam belli oldu ama aşağıda açıkladığım belirsizlikler devam ediyor

Ödenekler biterken 2024 bütçesinin son görünümü

Enflasyonla mücadelede sıkı para politikasının borç faizlerine etkisi, ihraç edilen tahvillerin cinsi ve vadesine göre uzun süre daha devam edebilir. Sonuç ne olursa olsun iç ve dış borçların söz konusu faiz ödemeleri sözleşmeden doğan zorunluluk nedeniyle ödenmek durumunda

Beyaz yakadan emekliye, 2024’ün ekonomik zorluklarının etkileri

Ekonomik zorluklar ve enflasyon, tüketicilerin market alışveriş alışkanlıklarını ve harcama eğilimlerini etkiledi. Tüketiciler market alışverişlerinde fiyat odaklı davranarak tasarruf etme eğiliminde. Fiyat karşılaştırmaları yapan tüketiciler indirim kovalarken, marketlerde “marka sadakati”nin yerini fiyat almış durumda

"
"