23 Temmuz 2024

Devlet SMA, kanser hastası ve ampüte depremzedelerin de devleti değil mi?

Antakya'da gönüllülerin kurduğu Örnek Evler Yaşam Köyü sakinlerine tahliye tebligatı

Havva Ana'yı hatırlar mısınız? Karedeniz'de 8 ilin yaylalarını birbirine bağlayacak Yeşil Yol Projesi'ne karşı çıkan Havva Ana doğasına sahip çıkarken "Biz çocukluğumuzdan beri burada yaşıyoruz. Vali, Kaymakam kimdir? Ben, halkım ben. Devlet, bizim sayemizde devlettir" diye isyan etmişti. Hafızalarda yer edinen bu isyanın üzerinden 9 yıl geçti… Bu kez bu soruyu bir grup genç mimarın çağrısıyla Antakya'da depremzedeler için inşa edilen Örnek Evler Yaşam Köyü'nden tahliye edilmek istenen 380 depremzede için soralım…

Devlet kimdir gerçekten, ya da devlet kimin devletidir?

11 ilin etkilendiği, 54 bine yakın insanın hayatını kaybettiği, insanların uzuv kaybına uğradığı Kahramanmaraş merkezli yıkıcı depremlerin hemen ardından sivil bir seferberlik başlamıştı…

İstanbul'dan da bir grup genç mimar da örnek bir yaşam alanı yaratmak için kolları sıvadı. Antakya'nın Kuzeytepe Mahallesi'nde Hatay Valiliğinin gösterdiği ve tahsis ettiği alanda 100 tane "tiny house" ev inşa etti sosyal alanlarıyla birlikte.

İaşe bağışlarıyla ve tamamen gönüllülük esasısyla, inşaat işçilerinin de karşılıksız çalıştığı bu evler 80 günde tamamlandı. 23 Ekim 2023'te depremzedeler tahsis edildi. Bu işin öncülüğünü yapanlar önceliği eşini depremde kaybetmiş kadınlara, hamile kadınlara, kanser, SMA hastası ve ampute çocuklara verdiler. Bir modelin ya da bir idealin hayat bulmasından olsa gerek ki adını da Örnek Yaşam Köyü koydular.

Ortak fırın kurdular, sebze ve meyve yetiştirdikleri bahçeleri oldu. Kimi koyun aldı. Kadınlar için kooperatif kuruldu. Yine gönüllüler o köyde yaşayanlara meslek eğitimleri verdiler. Çocuklar için özel çalışmalar yapıldı… Bir yaşam alanı ve yaşam biçimi inşa edildi. Ancak şimdi 380 kişinin yaşadığı bu yaşam köyü tahliye edilmekle karşı karşıya. Hatay Valiliği, 10.07.2023 tarihinde tahsis ettiği araziyi bir yıl sonra sonra boşaltmak istiyor.

Oysa iddiaya göre dönemin valisi "Hatay 5 yılda toparlanır, bu konteyner köyde yaşayanlar 5 yıl kalabilir" demiş. Tahsisle ilgili valilikle bir protokol imzalanmış. Tahliye tarihi belirtilmese de sözlü olarak "5 yıl" ifadesi kullanılmış.

Hatay Valiliği Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü ile yapılan yazışma da bunu doğruluyor. Protokolde "geçici yerleşim alanı" ifadesiyle ilgili kaygısını dile getiren proje gönüllülerine valiliğin yanıtı şöyle:

"Yok hayır sorun olacağını düşünmüyorum. Zaten buraların kendine gelmesi bahsi geçen süre ( En az 5 yıl) kadar olacaktır. Halk da yerleşik hayatta devam etmek isterse devam edecektir."

Şimdi aralarında eşlerini kaybeden kadınların, ampute çocukların, kanser hastalarının, SMA hastalarının olduğu 380 depremzede tahliye edilmek isteniyor. Gerekçesi ise Hatay 5. Bölge Deprem Konutları bağlantı yollarının yapılacak olması…

03.07.2024 tarihli tebligatta depremzedelerin kaldıkları evleri 1 hafta içinde boşaltması isteniyor.

Valiliğin deprem nedeniyle "bedeli bilahare ödenmek" koşulu ile Çimtaş Taşımacılık AŞ'nin el koyduğu arazisi, TOKİ'nin deprem konutlarını inşa ettiği bölgede kalıyor.

Öğrendiğim kadarıyla kentin yeniden kurulduğu bölgedeki arazilerin değeri çok artmış. Sahibiden.com'a girdiğimde Kuzeytepe Mahallesi'ndeki arazilerin metre karesi 6 bin ile 45 bin arasında değişiyor. Bağış yoluyla yapılan bu evlerin devri ve işletim hakkı valiliğe verilmiş. Valilik ise şimdi orada yaşayanları başka konteyner kentlere yerleştirmeye hazırlanıyor. Örnek bir yaşam modelini hayata geçirmek için emek harcayan gönüllülerden biriyle konuştum. Sözleri aynen şöyle:

"Her evde bir cenaze var. Ampüte çocuklar var. Kanser hastaları yaşıyor. SMA hastaları var. Çimtaş'tan gelenler orada yaşayanlara sesinizi çıkarmayın diye uyarıda bulunmuş. Burada yaşayanların özel durumları var. Hassas bir topluluk oluştu burada. Valilik araziyi yeniden Çimtaş'a vermek istiyor. Elektrik getirildi, kanalizasyon yapıldı. Kamu kaynakları da kullanıldı. Devlet masraf yaptı. Bu tahliye kararı kamu kaynaklarının israfı ya da kamu kaynaklarının aktarılması anlamına geliyor. Burada binlerce insanın emeği söz konusu. Bize 5 yıl dediler. İnsanlar da buna güvenip yaptığımız konutlara ek odalar yapmak için kredi çektiler. Tarım yapmak için tohum, gübre aldılar. Şimdi 8 ay sonra ise çıkın diyorlar. Karayollarının 2025'te yapacağı yol projesinin küçük bir bölümü köyün kenarından geçiyor. Başka türlü de çözebilirler yol sorununu. İnsanlar çok üzgün…"

Depremde hayatları yıkılan insanlar, bir yaşam alanı kurdukları, komşuluk geliştirdikleri yeri terk etmek zorunda kalacaklar… Bir yaşam modeli görünürde yola kurban edilecek.

Devlet bu köyde yaşayan 380 depremzedenin de devleti değil mi?

Candan Yıldız kimdir?

Candan Yıldız, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu.

Gazeteciliğe HBB'de On'da On Haber program editörlüğü ile başladı.

Kanal D, TV 8, Birgün Gazetesi, CNNTürk, İMC TV, Halk TV'de muhabirlik, editörlük, ana haber editörlüğü ve haber program koordinatörlüğü yaptı.

Haber kanallarında çeşitli program formatları yarattı. Radyo ve Gazetecilik Ödülleri En İyi Program Ödülü/(1997), Çağdaş Gazeteciler Derneği En İyi Haber Program Ödülü/ (2002) ödülünü aldı.

Avustralya'da SBS Türkçe Radyo Haberler servisine haber yaptı.

"Öteki Sesler" isimli belgesel yaptı. "Dicle'nin Göz Yaşları" ile "Şiddete Karşı Anlatılar-Ayakta Kalma ve Dayanışma Deneyimleri" ortak çalışmalarda yazarlık yaptı.

T24'le birlikte internet gazeteciliğine adım attı.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Araştırma: Kürt milliyetçiliği yükseliyor

 İstanbul'da yaşayan Kürt ile Diyarbakır'da yaşayan Kürt'ün öncelikleri ve siyasal tercihi dönüşüyor

Yeni öğretim yılında elinde bez, paspas olan öğretmenler mi göreceğiz; Sibel öğretmeni öldüren "perde" gerçekleri örtemez!

Okulların temizlik personeli yeni yönetmeliğe göre bir aydan sonra haftada üç gün çalışacak

"
"