Grafik kaynak: Suzan Kıryaman

Çevre katliamlarının geldiği yeni boyutu gösteriyor Artvinli Reşit Kibar’ın öldürülmesi. Artvin, çevre mücadelesinde ikinci insanını kaybetti.

Hidroelektrik santrallerine karşı çıkan emekli öğretmen Metin Lokumcu ilkti…

Tır şoförü ve üç çocuk babası Reşit Kibar ikinci oldu… Yeni durum şu… Ölen de öldüren de aynı yörenin insanı…

Yereldeki insanlar karşı karşıya getiriliyor, düşman ediliyor. İmtiyazlarından, gücünden, parasından olmak istemeyen yereldekiler, kendi insanına silah çekiyor.

Katil zanlısı Muhammet Ustabaş anlatılanlara göre bu profilde bir tetikçi…

Çevrede karanlık ilişkileriyle bilinen bir kişiymiş… Hatta yöre insanları bu kişinin adını vererek suç duyurularında da bulunmuşlar, 10 dilekçenin verildiğini ifade ediyorlar.

Turizm amaçlı mesire alanı açma gerekçesiyle ağaç kesimi ihalesini alan Yapısoy isimli firma, ağaç kesme işini Candeniz Kerestecilik firmasına taşere ediyor.

Yerelden konuştuğum siyasetçiler, Candeniz Kerestecilik’e işin ihalesiz verildiğini iddia ediyor. Firmayı aradım ama ulaşamadım. Haziran ayında İranlılarla iş ortaklığı yapan bir firma…

Candeniz Kerestecilik ile tetikçi Muhammet Ustabaş’ın ilişkisi de şu… Firmanın sahibinin kardeşi…

Kardeşinin adını yazmayacağım ama sosyal medya hesaplarından milliyetçi partileri desteklediği anlaşılıyor. 

Denklem hep aynı… 9 insanın hayatını kaybettiği Erzincan İliç’te Anagold firması nasıl Erzincanspor’u desteklediyse, Candeniz Kerestecilik de Hopaspor’u destekliyor.

Tıpkı son 5 yıl içinde maden, yapı malzemeleri, inşaat, restoran gibi iş sahalarını bünyesine katan beton firması Yapısoy gibi… 

Yapısoy’un sahibi Yunus Merttürk de Artvinli ama firma merkezi Kocaeli olduğu için Kocaelispor’u destekliyor.

Çevre yıkımlarının vitrininde böylesi spor faaliyetleri olduğunu hatırlatmakta da fayda var!

Yunus Merttürk, Kocaeli Halk gazetesinin uzun çabaları sonucu ortaya çıkardığı habere göre, ruhsat süresinin bitmesine rağmen taş ocağını çalıştırdı ve devleti zarara uğrattı.

Konu yargıya da taşındı. Ama nedense haberi ortaya çıkaran gazeteci Faruk Bostan ‘iftira’ iddiasından cezaevinde yattı ve sonrasında çıktı. İddiaya göre Merttürk siyasi koruma altındaydı.

Bostan’dan dinleyelim:

“Kasım 2023’te neden mi tutuklandım?

Körfez Belediyesi’ne ait Körfez Taş Ocağı’nın sözleşmesi bittiği halde Yunus Merttürk isimli şahsın çalıştırmaya devam ettiğini, devletin yaklaşık 600 milyar lira zararı olduğunu, Kocaeli Halk gazetesinde 74 sefer haber yapmamıza rağmen tek bir yasal işlem yapmayan Kocaeli Valisi Seddar Yavuz,  Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, Kocaeli Başsavcısı Habip Korkmaz, Körfez Belediye Başkanı Şener Söğüt'ü Kocaeli Başsavcılığı’na resmi şikayet ettiğim için iftira davası sonucu verilen ceza idi.

Peki madem iftira attım; şikâyet dilekçesini verdikten 7 saat sonra neden taşocağını mühürlediniz? 24 saat içinde taş ocağındaki tüm makine teçhizatı söktürüp alan da ölçüm yapılmadan talan ortaya çıkmasın diye mesire alanı yapıyoruz diye döküm sahasına neden çevirdiniz?”

Bir anlamı var mı bilinmez ama kendisi de Artvinli olan, memleketinden milletvekili seçilen eski Çalışma Bakanı Faruk Çelik’le Yunus Merttürk’ün fotoğrafları var.

Kaynak: Instagram

Kaynak: bianet

Yunus Merttürk

Yunus Merttürk’ün sabihi olduğu Yapısoy firması projeden çekildi.

Reşit Kibar’ın öldürüldüğü alana ilişkin halk şüphe duyuyordu. Çünkü sonrasında maden işi için o alan kullanılabilirdi. Daha öncesinde de taş ocağı ihalesi yargı süreciyle iptal edilmişti. Tetikçi Muhammet Ustabaş’la birlikte olan ve silahı kullanılan Fikret Merttürk ise serbest bırakıldı. Oysa saldırıda yaralanan Ersan Koyuncu Sendika.Org’a şu açıklamayı yaptı:

“Muhammet Ustabaş araba içinden silahı aldı. ‘Ne oldu, bizi mi vuracaksınız?’ dediğimiz de Fikret Merttürk’ün ‘Silah benim, ben kime istersem ona sıkar’ dediğini duydum.”

Hopaspor Başkanı Göksel Cihan’ın iddiasına göre ise tetikçi Ustabaş önce havaya ateş etti. Ancak bir görüntüde havaya ateş açıldığını görmüyoruz.

 “Proje kapsamında orman ihalesini alan Muhammet Ustabaş. Ustabaş, bu sabah ağaç kesimi yapmak için iş makineleriyle ormana gidiyor. Köylüler de onu durdurmak için aynı alana gidiyor ve burada bir arbede yaşanıyor. Ustabaş, arbede sırasında ilk olarak havaya ateş ediyor. Sonra biraz uzaklaşınca bu kez, köylülerin üzerine doğru hedef alarak ateş ediyor. O sırada da üç kişi yaralanıyor. Yaralananlardan biri Reşit Kibar. Köylülerin aktarımına göre, Ustabaş sonrasında jandarmanın yanından koşarak uzaklaşıyor.”

Jandarma vardıysa nasıl önlem almadı, olaya neden müdahale etmedi?

Tutuklanan Muhammet Ustabaş ve Fikret Merttürk’ün silahla eylem alanına nasıl gelebildiği, günlerdir süren gerginliğe, onca dilekçeye rağmen jandarmanın neden önlem almadığı ve Ustabaş’ın jandarmanın yanından nasıl kaçabildiği, suyuna toprağına sahip çıkan arkadaşlarına, tanıdıklarına nasıl ateş edebildiği yanıtlanması gereken sorular. Zira bu sorular yargı sürecinin nasıl işleyeceği ile de ilişkili…

Bakalım olay anında sivil jandarma vardı iddiasıyla ilgili idari bir soruşturma açılacak mı?

Olayı duyar duymaz cenaze törenine katılan, bilgi alan Fındıklı Belediye Başkanı Ercüment Şahin Çervatoğlu ile konuştum. Son sözü ona bırakalım:

“Korkunç bir ağaç katliamı var bölgede. Sermayenin vahşi bir saldırısıyla karşı karşıyayız. Çok sayıda maden ruhsatı verilmiş. Eğer ‘Benim toprağıma bir şey olmaz’ diyorsak çok yanılıyoruz. O nedenle ‘İliç de Diyarbakır da Van da benim’ diyebilmeliyiz. Yaşam alanlarımız yok ediliyor. İnsanı ve doğayı korumalıyız. Hopa, Araklı, Borçka, Fındıklı ayrıma yapmadan. O nedenle topyekûn sola ihtiyaç var. Bu ülkenin sol vicdana ihtiyacı var.”