18 Aralık 2024

İhale kanunundaki manidar gecikme

Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, Kamu İhale Kanunu’nda reform yapılacağından bahsederken, kamuda tasarruf ve mali disiplin ile bağını kuruyordu. Ne var ki, kanundan kaçmanın aracına dönüşen istisnalar ile su yolu edilen pazarlık usulündeki yaygın usulsüz kullanımların önüne nasıl geçileceğine dair henüz bir ipucu bulunmuyor

Yılın son ayında, her kesim için ekonomide beklentiler yükseliyor. Bir yandan bütçe, diğer yandan asgari ücret görüşmeleri, söylenen sözler, kullanılan ifadeler, siyasi tansiyon üzerinde de belirleyici olur.

 Sözden daha önemli olansa, sözün hüküm doğurabilme niteliğidir.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bütçe sunum konuşmasında birçok konuya değindi. Milyonların ortak sorunu enflasyon ve asgari ücret olduğundan Şimşek’in bu konulardaki sözünün altı çiziliyor: “Asgari ücret muhtemelen enflasyonun üzerinde seyredecek.”

Buradaki kilit sözcük “muhtemelen.” Şimşek’in bu sözcüğü seçerek bıraktığı ihtiyat payı, “muhtemelen” Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı adres gösteriyor. Öte yandan bu ihtiyat payı, milyonlarca ailenin de hayatı demek. Geçmiş deneyimler gösteriyor ki, yasal sürenin son gününe dek belirsizlik sürecek ve son sözü söyleyen, kullanacağı takdir yetkisiyle birlikte Erdoğan olacak.

* * *

Şimşek’in bütçe konuşmasında, uzun vadede asgari ücretten daha fazla önem taşıyan konu, sona bırakılmış ve satır aralarına gizlenmişti: Kamu İhale Kanunu’ndaki değişiklik. Şöyle diyor:

"Kamu İhale Kanunu'nda çok kapsamlı revizyona gittik. Buna ilişkin düzenlemeleri grubumuza gönderdik. KİT yönetişim reformu konusunda da yapısal reformu tamamlayıp yine taslağı partimizin yetkililerine ilettik."

Kamu İhale Kanunu’nda kapsamlı bir değişiklik yapılacağı yeni bir haber değil. Şimşek, sekiz ay önce, Nisan 2024’te Kamu İhale Kanunu’nun değişeceğini açıklamış ve şöyle demiş:

“Kamu ihale mevzuatı uluslararası norm ve standartlara uyumlu olacak şekilde güncellenecek. Kamu alımlarına yönelik harcamalar tasarruf odaklı olacak. Kamu alımlarında ortaya çıkacak zararların önlenmesi için her türlü adım atılacak. Yurt dışı ve yurt içi toplantılar, eğitim seminerleri veya konferanslar gibi talepler olduğunda, her kurum kendi binası içinde kendi bulunduğu yerde bunları yapacak. Yurt dışındaki bir toplantıya katılım zorunlu ise, personel sınırı olacak. Örneğin, Ankara’daki bir kamu kurumu Antalya’daki 5 yıldızlı otele para verip eğitim semineri düzenleyemeyecek. Ankara’da bunu kendi imkânları ile yapacak. Ayrıca, kırtasiye, temsil-ağırlama giderleri sıkı bir şekilde kontrol ediliyor.” (Ekonomim Gazetesi)

Haziran 2024’e geldiğimizde, Şimşek bu defa NTV’ye verdiği mülakatta söylüyor Kamu İhale Kanunu’nun değişeceğini: “Vergide adalet ve etkinlik noktasında bir reform yapacağız, kamu ihale reformu yapacağız.”

Yasadan kaçma ayrıcalığı

Kamu İhale Kanunu’nda 21 yılda 200’ün üzerinde değişiklik yapıldığı, artık kamuoyuna mâl olmuş bir bilgi. Bu değişikliklerin büyük bölümünün, kanundan kaçmak için yapıldığı da. Geçen yıllar içinde kanunun çizdiği sınırların dışına çıkılabilsin diye, bazen kurumlara bazen de ihale konularına yasa değişikliği yapılarak gerçekte rahat hareket edilebilecek imtiyazlar tanındı. Orijinal metinde yedi adet olan istisna sayısında alfabenin harfleri bittikten sonra “aa” diye çift haneli harflere geçildi.

Çok önemli bir yatırımcı kuruluş olan Karayolları Genel Müdürlüğü’nün genel müdürü (ve ulaştırma bakanlığı da yapmış olan) Cahit Turhan, ihale verdiği büyük müteahhitlik şirketlerin kurduğu şirkette maaşlı üst düzey yöneticilik yaptı. Kimse bir şey demedi.

TCDD eski genel müdürü İsa Apaydın şirket kurdu, devletten milyarlarca liralık yol, köprülü kavşak ihaleleri aldı. Kimse bir şey demedi.

Bu iki örnekteki “kimse bir şey demedi”, dile getirilmediği anlamında değil, hesap verilemezlik anlamındadır.

Bakın, Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun “Hesap verme sorumluluğu” başlıklı 8. Maddesinde ne yazıyor:

“Her türlü kamu kaynağının elde edilmesi ve kullanılmasında görevli ve yetkili olanlar, kaynakların etkili, ekonomik, verimli ve hukuka uygun olarak elde edilmesinden, kullanılmasından, muhasebeleştirilmesinden, raporlanmasından ve kötüye kullanılmaması için gerekli önlemlerin alınmasından sorumludur ve yetkili kılınmış mercilere hesap vermek zorundadır.”

Bu madde uygulanmış olsa, ne eski bürokratlar ihale verdikleri şirkette bu kadar rahat çalışabilir, ne de görevden alındıktan sonra şirketlerine ihale verilebilirdi.

Hak ediş neyin karşılığı?

Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, Kamu İhale Kanunu’nda reform yapılacağından bahsederken, kamuda tasarruf ve mali disiplin ile bağını kuruyordu. Ne var ki, kanundan kaçmanın aracına dönüşen istisnalar ile su yolu edilen pazarlık usulündeki (21/b uygulamaları) yaygın usulsüz kullanımların önüne nasıl geçileceğine dair henüz bir ipucu bulunmuyor.

Zaten, bitmiş ve partisinin grubuna gönderildiğini söylediği kapsamlı revizyondan da henüz bir ses çıkmış değil.

Kamu kaynakları söz konusu olduğunda, yolsuzluğa yolsuzluk değil, pay dağıtımı gözüyle bakıldığı, konuyla ilgili olanların malumu. Aynı mantıkla aceza yasalarının konusu olan rüşvetin de gerçekte bir ihale mevzuatı kavramı olan “hak ediş” adıyla anıldığını da zaman zaman duyuyoruz.

O nedenle Kamu İhale Kanunu’nda bir “reform” yapılsa dahi başarılı olacağına Bakan Şimşek eğer inanıyorsa, gerekçeleriyle kamuoyunu aydınlatması iyi olacaktır.    

Çiğdem Toker kimdir?

Çiğdem Toker, Diyarbakır'da doğdu. Denizli Lisesi'nden mezun oldu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Gazeteciliğe üniversite öğrencisiyken Anka Ajansı'nda başladı. Günaydın, Ankara Ulus gazetelerinde, Nokta dergisinde stajlar yaptı.

Anadolu Ajansı'nın sınavlarını (1988) kazanarak, adliye, Devlet Güvenlik mahkemeleri (DGM), yüksek yargı muhabiri olarak çalıştı. 1990- 1993 yıllarında haftalık Ekonomik Panorama dergisinde; sonrasında da kesintisiz 15 yıl Hürriyet Gazetesi Ankara Bürosu'nda ekonomi muhabiri olarak görev yaptı. Burada maliye, vergi, özelleştirme, enerji, rekabet politikalarını izledi. 1994 ve 2001 ekonomik krizlerini, IMF ile ilişkileri, kriz kapsamında çıkarılan kanunların TBMM'deki yasama süreçlerini haberleştirdi. Çeşitli ülkelerde Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası toplantıları muhabir olarak takip etti.

Habertürk gazetesinin ilk Ankara temsilcisi olarak gazetenin Ankara bürosunu kurdu. İstifa ederek ayrıldı. İnternet gazetesi T24'ün ilk yayınlarında OECD'nin "Futbolda Kara Para Aklama" raporunu konu alan dizi yazısıyla yer aldı. Köşe yazarı ve Ankara Temsilcisi olarak çalıştığı Akşam gazetesinden, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) el koyma sürecinde kendi isteğiyle ayrıldı.

2013- 2018 yılları arasında Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Gazetenin sahibi konumundaki Cumhuriyet Vakfı yönetimi değiştikten sonra kendi isteğiyle ayrıldı. 2018'de katıldığı Sözcü gazetesindeki yazılarına 2022 Kasım ayında 'küçülme' gerekçesiyle son verildi. Fox TV kanalında yayımlanan "Orta Sayfa" adlı haber programında yorumcu olarak yer alıyor.

Eleştirel finans haberciliği olarak da tanımlanan yazıları hakkında kimileri astronomik, çok sayıda manevi tazminat davası açıldı. Konusu bir imar haberi olan yazısı hakkında hapis cezası istemiyle yargılandı. Kamu ihaleleri ve şirketleri konu alan çok sayıda yazısı da Sulh Ceza hâkimlikleri kararlarıyla erişime engellendi.

Kitapları

- Adım da Benimle Beraber Büyüdü- Abdüllatif Şener, Doğan Kitap, 2008

- "Türkiye'de Sağlıkta Kamu Özel Ortaklığı - Şehir Hastaneleri" kitabına makale katkısı, İletişim Yayınları, 2018

- Kamu İhalelerinde Olağan İşler - Tekin Yayınevi, 2019

Ödülleri

- İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi "En Başarılı İktisat Muhabiri Ödülü" (1995)

- Sabah Gazetesi "Muammer Yaşar Bostancı Haber Yarışması Büyük Ödülü" (1997)

- Türkiye Ziraat Odaları Birliği "Basında Tarım Ödülü" (2000)

- Milliyet Gazetesi "Abdi İpekçi Barış ve Dostluk Ödülü" – "Taksiyarhis'in Zehra Teyzesi" başlıklı röportaj (2001)

- Türkiye Gazeteciler Cemiyeti- TGC "Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü" |"Evcil'in Dönüşü" dosyası – (2005)

- European Press Prize "The Mystery of the Secret Funds" – "Yorumcu Ödülü"nde kısa liste (2015)

- Halkevleri "Basın Ödülü" (2016)

- Uluslararası Şeffaflık Derneği Ödülü (2016)

- İstanbul Tabip Odası "Basında Sağlık Ödülü" (2016, 2018 ve 2019)

- TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi "Emre Madran Koruma Ödülü" (2017 ve 2019)

- Eskişehir - Bilecik Tabip Odası "Halk Sağlığı Ödülü" (2017)

- ÇGD "Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Ödülü" (2017)

- ÇGD Bursa Şubesi "Meslekte Dayanışma Ödülü" (2018)

- Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü "Uluslararası Cesaret Ödülü - Kısa liste" (2018)

- Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü – "Kamu İhalelerinde 21/b Usulü" dosyası- (2018)

- Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği "Önder Kadınlar Ödülü" (2019)

- Rekabet Derneği "Adil Rekabete Katkı Ödülü" (2019)

- TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası "Hasan Balıkçı Onur Ödülü" (2020)

- Halkevleri Dayanışma Ödülü (2020)

- Ankara Tabip Odası – "Şehir hastanelerinin ekonomi politiğini tüm gerçekliğiyle ortaya koyarak kamuya ve sağlık çalışanlarına etkilerini görünür kılan haberleri" nedeniyle (2021)

- TMMOB Şehir Plancıları Odası - Kent Planlama Basın Ödülü (2021)

- İzmir Gazeteciler Cemiyeti "Hasan Tahsin Basın Özgürlüğü Ödülü" (2021)

- SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği "Yılın Kadınları" Ödülü (2021)

- Alanya Gazeteciler Cemiyeti - Ulusal Basında Yılın Gazetecisi Ödülü (2021)

Yazarın Diğer Yazıları

Adalet, hakikat, dezenformasyon

Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin verdiği, Atatürk Havalimanı’nda düzenledikleri bombalı saldırı nedeniyle 46’şar kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm olan 6 IŞİD’linin tahliye kararı, ilk derece mahkemesinde yeniden görülecek. Teorik olarak mahkemenin, temyiz kararına direnme hakkı bulunuyor. Ancak o tarihte, yani davanın yeniden görüleceği tarihte, tahliye edilen IŞİD sanıklarının bulunup bulunmayacağı da belirsiz

Sağlık bütçesi kimin için?

2025 yılında Sağlık Bakanlığı için ayrılan ödeneğin yüzde 10’u, şehir hastanelerini işleten 18 firmaya gidecek. Başka bir ifadeyle, gelecek yıl, 18 şehir hastanesini işleten 18 müteahhitlik şirketine 104,6 milyar TL ödenecek

2025 bütçesinde KÖİ ve Dışişleri bütçesi

KÖİ modeliyle yaptırılan ulaştırma altyapı projeleri ile şehir hastaneleri için 200 milyar TL’nin üzerinde kaynak ayrıldı. Bu tutarın 97,6 milyar TL’si, otoyol, köprü ve tüneller için. Dışişleri Bakanlığı için ayrılan 39 milyar TL’nin 2,5 katı...

"
"