21 Ocak 2025

"Kanla yazılan yönetmelik”e ne oldu?

İnsan hayatını doğrudan ilgilendiren bir yönetmelik, “kanla yazılmış” olsa bile, çıkarılış amacını değiştirecek değişikliğin yine kamu kurumları eliyle yapılmasının ne kadar dehşet verici olduğu üzerine düşünelim. Giden onca canı geri getirmeyecek olsa dahi...

Grand Kartal Otel

Yarı yıl tatili için gittikleri otelde (Grand Kartal) çıkan yangın sonucu çok sayıda çocuğun aralarında bulunduğu 66 kişinin trajik ölümü, hepimizi derinden etkiledi.

Dinlenmek, güzel bir zaman kesiti geçirebilmek için yüksek bir fiyat ödenen, sırf bu nedenle güvenli olduğu öngörülen inanılan bir konaklama merkezinde, yozlaşmış bir sistem ve işini düzgün yapmayanlar yüzünden çaresizlik içinde hayattan kopmak; nasıl bir ülkede yaşadığımızı bize kim bilir kaçıncı kez tekrar düşündürtüyor.

Yakın tarihimizde denetimsizlik, ihmal sonucu ortaya çıkan kahredici vakaların çokluğu, buna karşın cezasızlığın yaygınlığı, felaketi daha da ağır hale getiriyor. Tam da bu nedenle yangından 12 saat sonra, bakanların, çok sayıda müfettişin görevlendirildiği, savcıların çok yönlü soruşturma inceleme başlattığı yönündeki açıklamaları kimsenin içini bir nebze dahi ferahlatmaya yetmiyor.

Benzer birçok felaket ve faciada olduğu gibi sorumlu olması gereken kurumların birbirini suçladığı, yargılama aşamasına çok zor gelindiği, yargılamanın uzun sürdüğü ve nihayetinde etkili yaptırımların uygulanmadığı bir olay daha tecrübe edeceğimizi hissediyoruz hepimiz; o nedenle.

Sistemi nasıl bozdular?

İstanbul Üniversitesi Sivil Savunma ve İtfaiyecilik Programı Başkanı Dr. Erhan Bakır, yangınla ilgili yönetmeliklerin kanla yazıldığını söylüyordu dün Halk TV yayınında. (Sivil havacılık kuralları için söylenen bu söz yangın mevzuatı için de geçerliymiş.)

Gelin görün ki kanla yazılan bu kuralların dahi inşaat şirketlerinin talebiyle nasıl bozulup yozlaştırıldığını da Bahadır Özgür’ün Gazete Duvar’daki yazısıyla öğreniyoruz. 2007 tarihli Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik, 2012 yılında öyle ince, öyle sinsice bir değişikliğe uğratılıyor ki, emlak projelerindeki izin sürecinde itfaiye kurumunun denetim yetkisi ortadan kaldırılıyor. Hem de yine bir torba usulle. Birbirine benzemez birden çok yönetmeliği değiştiren bir yönetmelikte, bir cümlenin yarısının çıkarıldığı bir madde konularak.

Eski ama kamunun güvenliğini sağlayan, yangına karşı kamuyu daha dirençli kılan madde (madde 6/4) şöyle:

 “Projeler; ilgili belediye itfaiye birimlerinin uygun görüşü alındıktan sonra, ruhsat vermeye yetkili merciler tarafından onaylanarak uygulanır.”

Torbaya atılan değişiklikle yeniden düzenlenen madde şu hale getirildi:

“Projeler; ruhsat vermeye yetkili merciler tarafından onaylanarak uygulanır.”

Yani “itfaiye birimlerinin görüşü” bölümü maddeden uçuruluyor. Neden? Muhtemelen TOKİ ile çalışan müteahhitlik sektörünün talebiyle. Yakın tarihlerde buna paralel bir değişiklik daha yürürlüğe giriyor.

Yangın güvenlik raporu istenmeyecek maddesi

İnanılacak gibi değil ama gerçek.

3 Nisan 2012 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği’ndeki değişiklik ile yangın güvenlik raporu, başvuru sahibinden istenmeyecek belgeler arasına sokuluyor. Şöyle:

“Yapı kullanma izni vermeye yetkili idarece, başvuru sahibinden kullanılan malzemenin irsaliye ve faturası, doğalgaz uygunluk belgesi, yangın güvenlik (itfaiye) raporu, sığınak raporu, emlak alım vergisi ilişik kesme belgesi, yapı denetim kuruluşu tarafından gerçekleştirilen temel, toprak ve ısı yalıtım vizeleri başta olmak üzere herhangi bir vize işlemi için ilgili idarece hazırlanacak onay belgesi, çevre düzenine ilişkin yazı, işgaliye borcu olmadığına ilişkin yazı, vergi dairelerinden vergi borcu olmadığına ilişkin belge, belediye tarafından alınan vergi ve harçların makbuzları ve buna benzer belgeler istenmez.”

Yangın güvenlik raporunun, başvuru yapan kişiden istenmeyecek belgeler arasına sokulması karşısında insan söyleyecek bir şey bulamıyor.

İnsan hayatını doğrudan ilgilendiren bir yönetmelik, “kanla yazılmış” olsa bile, çıkarılış amacını değiştirecek değişikliğin yine kamu kurumları eliyle yapılmasının ne kadar dehşet verici olduğu üzerine düşünelim. Giden onca canı geri getirmeyecek olsa dahi.

Çiğdem Toker kimdir?

Çiğdem Toker, Diyarbakır'da doğdu. Denizli Lisesi'nden mezun oldu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Gazeteciliğe üniversite öğrencisiyken Anka Ajansı'nda başladı. Günaydın, Ankara Ulus gazetelerinde, Nokta dergisinde stajlar yaptı.

Anadolu Ajansı'nın sınavlarını (1988) kazanarak, adliye, Devlet Güvenlik mahkemeleri (DGM), yüksek yargı muhabiri olarak çalıştı. 1990- 1993 yıllarında haftalık Ekonomik Panorama dergisinde; sonrasında da kesintisiz 15 yıl Hürriyet Gazetesi Ankara Bürosu'nda ekonomi muhabiri olarak görev yaptı. Burada maliye, vergi, özelleştirme, enerji, rekabet politikalarını izledi. 1994 ve 2001 ekonomik krizlerini, IMF ile ilişkileri, kriz kapsamında çıkarılan kanunların TBMM'deki yasama süreçlerini haberleştirdi. Çeşitli ülkelerde Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası toplantıları muhabir olarak takip etti.

Habertürk gazetesinin ilk Ankara temsilcisi olarak gazetenin Ankara bürosunu kurdu. İstifa ederek ayrıldı. İnternet gazetesi T24'ün ilk yayınlarında OECD'nin "Futbolda Kara Para Aklama" raporunu konu alan dizi yazısıyla yer aldı. Köşe yazarı ve Ankara Temsilcisi olarak çalıştığı Akşam gazetesinden, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) el koyma sürecinde kendi isteğiyle ayrıldı.

2013- 2018 yılları arasında Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Gazetenin sahibi konumundaki Cumhuriyet Vakfı yönetimi değiştikten sonra kendi isteğiyle ayrıldı. 2018'de katıldığı Sözcü gazetesindeki yazılarına 2022 Kasım ayında 'küçülme' gerekçesiyle son verildi. Fox TV kanalında yayımlanan "Orta Sayfa" adlı haber programında yorumcu olarak yer alıyor.

Eleştirel finans haberciliği olarak da tanımlanan yazıları hakkında kimileri astronomik, çok sayıda manevi tazminat davası açıldı. Konusu bir imar haberi olan yazısı hakkında hapis cezası istemiyle yargılandı. Kamu ihaleleri ve şirketleri konu alan çok sayıda yazısı da Sulh Ceza hâkimlikleri kararlarıyla erişime engellendi.

Kitapları

- Adım da Benimle Beraber Büyüdü- Abdüllatif Şener, Doğan Kitap, 2008

- "Türkiye'de Sağlıkta Kamu Özel Ortaklığı - Şehir Hastaneleri" kitabına makale katkısı, İletişim Yayınları, 2018

- Kamu İhalelerinde Olağan İşler - Tekin Yayınevi, 2019

Ödülleri

- İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi "En Başarılı İktisat Muhabiri Ödülü" (1995)

- Sabah Gazetesi "Muammer Yaşar Bostancı Haber Yarışması Büyük Ödülü" (1997)

- Türkiye Ziraat Odaları Birliği "Basında Tarım Ödülü" (2000)

- Milliyet Gazetesi "Abdi İpekçi Barış ve Dostluk Ödülü" – "Taksiyarhis'in Zehra Teyzesi" başlıklı röportaj (2001)

- Türkiye Gazeteciler Cemiyeti- TGC "Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü" |"Evcil'in Dönüşü" dosyası – (2005)

- European Press Prize "The Mystery of the Secret Funds" – "Yorumcu Ödülü"nde kısa liste (2015)

- Halkevleri "Basın Ödülü" (2016)

- Uluslararası Şeffaflık Derneği Ödülü (2016)

- İstanbul Tabip Odası "Basında Sağlık Ödülü" (2016, 2018 ve 2019)

- TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi "Emre Madran Koruma Ödülü" (2017 ve 2019)

- Eskişehir - Bilecik Tabip Odası "Halk Sağlığı Ödülü" (2017)

- ÇGD "Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Ödülü" (2017)

- ÇGD Bursa Şubesi "Meslekte Dayanışma Ödülü" (2018)

- Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü "Uluslararası Cesaret Ödülü - Kısa liste" (2018)

- Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü – "Kamu İhalelerinde 21/b Usulü" dosyası- (2018)

- Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği "Önder Kadınlar Ödülü" (2019)

- Rekabet Derneği "Adil Rekabete Katkı Ödülü" (2019)

- TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası "Hasan Balıkçı Onur Ödülü" (2020)

- Halkevleri Dayanışma Ödülü (2020)

- Ankara Tabip Odası – "Şehir hastanelerinin ekonomi politiğini tüm gerçekliğiyle ortaya koyarak kamuya ve sağlık çalışanlarına etkilerini görünür kılan haberleri" nedeniyle (2021)

- TMMOB Şehir Plancıları Odası - Kent Planlama Basın Ödülü (2021)

- İzmir Gazeteciler Cemiyeti "Hasan Tahsin Basın Özgürlüğü Ödülü" (2021)

- SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği "Yılın Kadınları" Ödülü (2021)

- Alanya Gazeteciler Cemiyeti - Ulusal Basında Yılın Gazetecisi Ödülü (2021)

Yazarın Diğer Yazıları

Yolsuzlukla mücadele böyle olur

Gerek merkezi yönetimde gerekse yerel yönetimlerde, iktidarın gücünü yansıttığı her dönem ve her kurum, tamamlanmış binlerce ihale, ödenen milyarlarca liralık kamu kaynağı yolsuzluklardan muaf mıydı?

Milletin cebinden çıkmayan ne?

Otoyol ve köprülere yapılan zamlar, şirket ile Karayolları ve Ulaştırma Bakanlığı arasında imzalanmış sözleşmelere göre belirleniyor. İktidar bu tutarların sözleşme uygulanırsa çok yüksek olacağına kanaat getirirse, düşük tutar ilan etmesini istiyor. Ancak aradaki farkı şirkete her hâl ve şartta ödüyor. Çünkü şirketlerin gelir kaybetmemesi gerekiyor

Bebek skandalında tek hastaneden 189 dava

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Adnan Ertem'in “SGK’nın yapabileceği çok fazla bir şey yok. Teftiş yapıyorsunuz, tespit ediyorsunuz ama 189 tane davayla karşı karşıya kalıyoruz” sözleri itiraf gibidir ve sistemden yapısal sorunlar olduğunu ortaya koymaktadır

"
"