27 Ocak 2025

Yangına yayın yasağı yasaktır

“Yargı gazetecilerin neyi nasıl haberleştireceklerine ve ne zaman yayın yapacaklarına, eleştiri yapıp yapmayacaklarına karar veremez. Suç varsa, soruşturur, sonra yargılar. Yasaklamak sansürdür. Ceza tehdidi ile haberlerin yasaklanması demokrasinin sansürüdür"

Ateş düştüğü yeri yaktı...

Kaç ateş daha düşerse…

Kaç kişi daha ölürse…

Daha kaç yangın düştüğü yeri yakarsa…

Daha kaç cinayet göreceğiz?

Yangınlar nerede, nasıl söner?

Bolu Kartalkaya Kayak Merkez'inde kurulu olan Grand Kartal isimli işletmede 21 Ocak 2025 günü yangın çıktı. 78 kişi hayatını kaybetti. Yakınlarını kaybeden herkese sabır, başsağlığı ve yaralılara acil şifalar dilememenin ötesinde sözlerin bittiği yerdeyiz.

Her şey gözümüzün önünde oldu. Sorumluluktan kimler kurtulur bilinmiyor. Kurtulurlar mı?  Yaşanan acılar gelecek felaketlerin ve ölümlerin önlenmesine çare olabilir mi? 

İnsan onurunun ve insanların yandığı yangınlar kaderimiz midir?

Bu coğrafyada kaderimiz, yangınlarda yanarak ölmek midir?

Bir yanda yangında ölenlerimiz ve yaralılar, aynı anda yürek yangınları…  

Daha kaç açıklama yapılacak ? Karşımıza dizilip ölü ve yaralı sayılarını açıklamak mıdır devlet adamlığı? Daha ne kadar söz verilecek?

Nerede, ne zaman başka bir afetle karşılaşacağız, daha kaç felaket yaşayacağız?  

Bize gerçekleri kim anlatacak? Kimden öğreneceğiz? Görüş ve bilgi sahibi olacak mıyız?

İnsanlar daha ne kadar habersiz bırakılacaklar? Görmek, duymak ve söylemek yasak mı?

Yargı, yayın “yapılmasının yasaklanmasına” karar verdi.

Daha kaç yayın yasağı kararı verilecek?      

Ne yazık! Yayın yasaklarına alışılan bir ülkede yaşamamız isteniyor!

Önce felaket, sonra yayın yasağı kararı geliyor. Hiç şaşırtıcı değil artık ve olağan…

Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı 21.01.2025 tarihinde “Grand Otel isimli işletmede çıkan yangın olayı ilgili olarak olayın vahametini göz önüne alınarak” kamu düzeni ve güvenliği konusunda, yargı gücünün otorite ve tarafsızlığının sağlanması amacıyla soruşturma tamamlanıncaya kadar soruşturma dosyası kapsamında  (2025/962) yayın yasağı verilmesi talebinde bulunmuştur.  

Başsavcılık, Sulh Ceza Hakimliğinden “yerli, görsel, sosyal ve diğer internet medyasında her türlü röportaj ve bu içerikte yayınların” yasaklanması için Basın Kanunu Madde 3 uyarınca yayın yasağı konulmasını istemiştir.  

Bolu 2. Sulh Ceza Hakimliği yayın yasaklama talebini kabul etti ve karar verdi.  

"Mevcut olay ile ilgili henüz delillerin toplanamamış olması, görsel basın, sosyal medya ile internet medyasında ilgili bir takım bilgilerin yanlış yayınlandığını, müşahede edildiği, bu durumun soruşturmanın sağlıklı bir şekilde yürütülmesine engel olduğu, ölüm olayının yangın olayı ile gerçekleşmiş olması, bilgi kirliliğinin kamu düzeni ve kamu sağlığını olumsuz yönde etkileyebileceği, ayrıca ölenlerin yakınlarının yapılabilecek haberlerden etkilenme ihtimallerinin bulunması bakımından…” Basın Kanunu Madde 3/2 hükmü gereğince yayın yasağı konulmuştur.

Hakimliğin kararına göre (2025/251 D.İş) “dosya kapsamı hakkında yazılı, görsel ve sosyal medya ile internet ortamında faaliyet gösteren medyada her türlü haber, röportaj, eleştiri ve benzeri yayınların YAPILMASININ YASAKLANMASINA” karar verilmiştir.

Savcılık talebinde “yerli, görsel, sosyal ve diğer internet medyasında her türlü röportaj ve bu içerikte yayınların” yasaklanmasını istemişti.

Yerli yayın nedir? Yerel demek istemişler herhalde… Görsel derken radyo ve televizyonlar mıdır kastedilen? Kastınız; yazılı, görsel ve işitsel medya mıdır? Diğer internet medyası nedir?

Her türlü röportaj ne demektir? “Bu içerikte yayın” nasıl bir şeydir?

Röportaj, gazetecinin kişilerle, yerler, mekanlar ve olaylarla ilgili incelemeleri ve araştırmalarına kendi görüşlerini ve yorumlarını ekleyerek oluşturduğu bir yazı türüdür. Latincede “toplamak”, “getirmek” anlamında kullanılan reportare fiiline dayanır. Türkçeye, Fransızca "reportage" isminden geçmiştir. Röportaj, gazete ve gazetecilikle birlikte gelişen bir türdür. Konuyla ilgili olarak çekilen fotoğraflarla röportaja belgesellik, gerçekçilik ve görsellik sağlanmaktadır.

Sulh Ceza Hakimliği kararına göre, bilgilerin yanlış yayınlandığı müşahede edilmiş, soruşturmanın sağlıklı şekilde yürütülmesine engel olunduğu yazılmış. Hangi yayın veya yayınlar soruşturmaya acaba nasıl engel olmuştur?  

Kamu düzeni veya kamu sağlığının yapılan yayınlarla nasıl “bilgi kirliliği” yarattığı “müşahede” edilmiştir ki; bu yüzden yayınların soruşturmaları olumsuz yönde etkileyebileceği yayın yasağına gerekçe sayılmıştır? Bu gerekçeler ifade özgürlüğüne aykırıdır.    

Bolu 2. Sulh Ceza Hakimliği 21.01.2025 tarihinde (2025/251 D. İş) verdiği yayın yasağının 21.01.2025 tarihli (2025/256 D.İş) kararı ile saat 23:24 itibariyle kaldırılmasına karar verilmiştir. RTÜK yayın yasağının kaldırıldığını 22.01.2025 tarih ve saat 09:24 itibariyle duyurmuştur.

Her türlü haber, röportaj, eleştiri ve benzeri yayınlar önce yasaklandı. Haber yasak, röportaj yasak, eleştiri yasak, benzer yayınlar ne demekse; benzer yayın yasak! Haberler, yayın yasağı var cümleleriyle başlıyordu. Bir gün sürmeyen yayın yasağı yaşandı. Savcılık “yasak” istedi, hakimlik karar verdi. Savcılık istedi hakimlik yayın yasağını kaldırdı.

Sürekli aynı şeyleri yazıyoruz… Olaylar hakkında yayım yasağı konamaz.

Gazeteciler kamuoyunun gözü kulağıdır. Haber vermek, tartışmalar açmak, sorular sormak, araştırma yapmak ve bilinmeyenleri gün ışığına çıkarmakla görevlidirler. Mesleklerini nasıl yapacaklarına, neyi, ne zaman haber yapıp yapmayacaklarına, kimi nasıl eleştireceklerine, yorumlarına ve kiminle röportaj yapacaklarına gazeteciler karar verirler.

Yargı, gazetecilerin neyi nasıl yapacaklarına karışamaz. Yargı gazetecilerin neyi nasıl haberleştireceklerine ve ne zaman yayın yapacaklarına, eleştiri yapıp yapmayacaklarına karar veremez. Suç varsa, soruşturur, sonra yargılar.

Yasaklamak sansürdür. Yargı gazeteci değildir, kamuoyunun gözü kulağı değildir.

Yasama, yürütme ve yargı organları gazetecilerin gözetimi altındadır.

Yürütme, yaptıklarından ve yapmadıklarından sorumludur. Sadece yürütmenin haberini vermek serbest,  onun dışında haber vermek ve eleştirmek yasak olmamalıdır. Birbirini denetleyen yasama, yürütme ve yargı organların tümünü denetleyen basındır.

Kriz zamanlarında ve felaket haberlerinde basın “bilgi verir”. Olayları aydınlatır. Felaketi yaşayanların yakınları basından bilgi alır. Öğrenir, yorumlar ve tartışmalara katılır.

Meydana gelen yangın hakkında verilen  “Yayın yasağına uymayanlarla ilgili ağır müeyyideler uygulanacaktır” diyen RTÜK’ün asıl görevi ağır müeyyide uygulamak değildir. Aksine Kanun gereği radyo, televizyon ve isteğe bağlı yayın hizmetlerinin düzenlenmesi ve denetlenmesi ile ifade ve haber alma özgürlüğünü sağlamakla görevlidir.

Ceza tehdidi ile haberlerin yasaklanması demokrasinin sansürüdür.  

Kamuoyu felaketler hakkında bilgi sahibi olma hakkına sahiptir. Yayın yasaklarıyla tartışmaları ve araştırmaları sınırlandırmak bilgi edinme hakkı yollarının kapatılmasıdır.

Felaketten sorumlu olanlar kimlerse; gazetecinin projektörlerini sorumlular üzerine tutmak ve aydınlatmak gazetecinin mesleki görevidir.

Yayın yasakları ile gazetecilerin gözünü korkutmak, ağır ceza tehditlerinde bulunarak insanların bilgi edinme hakkını sınırlandırmak ifade özgürlüğünün ihlalidir. Mahkeme kararları gazetecileri cezalandırma aracı değildir.  Gazetecinin kulağı bilgide, haberde ve olup bitenlerdedir. Bilgiye ve habere ulaşılabilmelidir, yasaklanmaz. Elde edilen bilgi haber haline dönüştürülür, kamuoyuyla paylaşılır.    

Devletin görevi bilgi edinme hakkını korumaktır, yasaklamak değildir.

Haber ve bilgi saklanmaz. Devletin halktan saklayacağı bir şey olmamalıdır. Bilgi vermelidir, doğru bilgi vermelidir. Devlet habere ve bilgiye giden yolları tıkamamalı ve engel olmamalıdır.  Felaketler yayın yasaklarıyla gizlenemez ve örtülemez. Aksine habere ve bilgiye ulaşım bakımından devlet tüm yolları açmalıdır. Özellikle kriz zamanlarında sürekli ve düzenli bilgi vermelidir.

Cinayeti gördük, ölülerimizi gömdük. Kimler kusurlu, kimler sorumlu? Yangını kimler çıkardı? Bu sorular yanıt arıyor. Cezasızlık politikası, demokrasinin düşmanıdır.

Gazeteciler kamuoyunun gözü kulağıdır.  Görür, duyar, yazar ve haber verir.

Herkesin gözlerinin görmesi ve herkesin kulaklarıyla duymasını sağlamakla görevli olan gazetecilerin haberlerini, eleştirilerini, röportajlarını yayın yasaklarıyla yasaklamak; yasaktır.

Yazarın Diğer Yazıları

Derdiniz nedir?

Devlet gücünü hukuka aykırı kullananlara karşı hukukun gücünü kullanmak, geleceğin hukukunu güçlendirir. Etrafımızı saran “haydut devletlere” cevap vermek istiyorsak zarafet ve hakikatle verilen en iyi cevabımız asıl haydut kimdir sorusunun cevabıdır. Bu cevap bile hukuktur, hakikattir

İstanbul Barosu'na davanamenin davası nedir?

İstanbul Barosu başkan ve yönetimi hakkında hazırlanan davanameki mantık ve iddia; Anayasa’ya, kanuna, hukuka ve demokrasiye aykırıdır. Sadece ve olsa olsa yargının imtihan sorusudur. Baroların görevi insan haklarını savunmak ve korumaktır

Simidimiz ve hürriyetimiz için

Yıllar öncesinin yazılan, dizilen, basılan, paketlenen, sırtta taşınan gazeteler kalmadı artık ama altmış yıllık hatırları ve geçmişleri var…

"
"