15 Aralık 2022

Ticaret Bakanı Mehmet Muş ile söyleşi: E-ticaret kanunu, pazar yerleri açısından bir yoğunlaşma olduğu için düzenlendi

"Bakanlığımızca, ülkemiz e-ticaret piyasasına ilişkin olarak satıcıların ve tüketicilerin belirli birkaç platformda yoğunlaştığına, satıcıların bu platformlara olan bağımlılığının arttığına ve bu bağımlılığın içerdiği risklere bağlı olarak orta ve uzun vadede önemli sorunlar yaratacağına yönelik veriye dayalı tespitler yapılmış olup çok oyunculu ve adil rekabet imkanı sunan bir piyasa oluşturularak elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcıların asimetrik gücünü gerek satıcılar gerekse tüketiciler aleyhine kullanmalarına engel olacak bir çerçevede Kanun taslağı hazırlanmıştır"

Temmuz ayında yayımlanan 7416 sayılı e-Ticaret kanunu ile ilgili bir dosya açtığımızı ve konunun tüm tarafları ile görüşeceğimizi yazmıştık. Bu kapsamda ilk yazımızda, kanundaki en önemli duruma yani e-pazar yerlerindeki tekelleşmenin (yoğunlaşmanın) engellenmesinin nedenlerine, yani "pazar paylarının" durumuna Rekabet Kurulu raporları üzerinden göz attık. Sonra Rekabet Kurumu'nun görüşlerine yer verdik. Sektörün diğer paydaşlarına geçmeden önce bugün T.C.Ticaret Bakanlığı ile yaptığımız söyleşiyi sunmak istiyoruz.

Kısaca hatırlatalım; 2014 yılında çıkarılan e-Ticaret kanununa, o dönemden bu yana e-ticaretin AVM'leri olarak adlandıracağımız pazar yerlerinin gelişmesi nedeniyle, 7416 sayılı kanun ile bazı yeni eklemeler yapıldı. Bahsettiğimiz e-Ticaret dosyası (2022) ile, e-Ticaret pazarının mevcut durumunu ve bu yeni düzenlemelerin Türk e-Ticaret pazarına nasıl etki yapacağını anlamaya çalışıyoruz.

Sırası gelmişken, T.C. Ticaret Bakanlığı E-Ticaret Bilgi Sistemi (ETBİS) aracılığıyla yeni açıklanan verilere de göz atalım:

  • 2022 yılının ilk 6 ayı itibarıyla Türkiye'de e-ticaret hacmi bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 116'lık artışla 348 milyar TL olarak gerçekleş
  • Bunun yüzde 38'lik kısmı sipariş adetlerindeki artıştan gelirken yüzde 57'lik kısmı ise sepet tutarındaki artışa karşılık geliyor.
  • Sipariş adetleri 2,3 milyara ulaştı
  • e-ticaretin genel ticaret içerisindeki oranı yüzde 17,6'dan yüzde 18,5'e yükseldi.

Bu verileri yorumlayan ve kanunu olumlu bulduğunu belirten Tübisad'ın açıklamasını da burayı tıklayarak okuyabilirsiniz.

e-Ticaret (2022) dosyamızı 6 ayda 348 milyar TL ciro yapan ve her yıl katlayarak büyüyen bir sektörün durumunu anlamak için hazırladık. Bu bölümde, Ticaret Bakanı Mehmet Muş'un ifadelerini hiç değiştirmeden yayınlıyoruz.

- E-Ticaret Kanununda neden değişiklik yapma ihtiyacı duyuldu?

E-ticaret piyasasında elektronik ticaret pazar yerleri (elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcılar) açısından bir yoğunlaşma söz konusudur. Yoğun bir reklam, indirim ve para yakma (cash burning) sürecini de içeren agresif büyüme stratejileri uygulayarak çok büyük ölçeklere ulaşan elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcılar, sahip oldukları ağ etkileri ve ölçek ekonomilerinden faydalanarak pazardaki konumlarını daha da güçlendirmekte; ayrıca, pazarlık gücü, tüketici tercihlerini belirleme yeteneği ve hizmet sağlayıcılar üzerindeki kontrol imkânlarıyla elektronik ticaret sektörüne yeni aracı hizmet sağlayıcıların dâhil olmasını zorlaştırmaktadır.

Bununla yanı sıra, söz konusu elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcılar, elektronik ticaret pazar yerleri üzerinden elde ettikleri verileri kullanarak lojistik ve ödeme hizmeti gibi sektörlerde de söz sahibi olmaktadır. Bu durum, elektronik ticaret hizmet sağlayıcılar, diğer bir ifadeyle satıcılar (elektronik ticaret pazar yerinde satış yapan esnaf ve tacirler) ile tüketicilerin bağımlılığını ve buna bağlı olarak yoğunlaşmayı daha da artırmaktadır.

Artan bağımlılık, orta-uzun dönemde rekabet ortamının bozulmasına, tekelleşmeye ve sonuç olarak fiyatların yükselmesine, sunulan ürünlerin kalite ve çeşitliğinin azalmasına, yatırım ve üretim potansiyelinin gerilemesine, hizmetlerin tekdüzeleşmesine ve inovasyonun azalmasına neden olabilmektedir.

Bakanlığımızca, ülkemiz e-ticaret piyasasına ilişkin olarak satıcıların ve tüketicilerin belirli birkaç platformda yoğunlaştığına, satıcıların bu platformlara olan bağımlılığının arttığına ve bu bağımlılığın içerdiği risklere bağlı olarak orta ve uzun vadede önemli sorunlar yaratacağına yönelik veriye dayalı tespitler yapılmış olup çok oyunculu ve adil rekabet imkanı sunan bir piyasa oluşturularak elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcıların asimetrik gücünü gerek satıcılar gerekse tüketiciler aleyhine kullanmalarına engel olacak bir çerçevede Kanun taslağı hazırlanmıştır. Elbette, Kanun taslağı oluşturulurken AB ve ABD ile çeşitli ülkelerin mevzuat çalışmaları da göz önünde bulundurulmuştur.

1/7/2022 tarihinde TBMM’de kabul edilen ve 7/7/2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan 7416 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile sektörde rekabeti bozucu veya sınırlayıcı faaliyetlerin engellenmesi, e-ticarette çok oyunculu bir yapının tesis edilmesi ve e-ticaretin sağlıklı şekilde büyümesinin sağlanması hedeflenmiştir.

- Lisans ücretleri konusu, okuduğumuz çeşitli makalelerde sanki e-ticaretin büyümesine engel gibi değerlendiriyor. Siz bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kanuna baktığımız zaman, lisans kavramının, pazar yerlerinin faaliyetlerini sürdürebilmelerine yönelik izin fonksiyonundan daha önemli bir fonksiyonunun olduğu, elektronik ticaret alanında tekelleşme eğilimlerini kamu yararına sınırlandırmaya yönelik bir politika aracı olarak tasarlandığı görülmektedir.

Kanunun temel amacı, etkin ve adil rekabet ortamının oluşturulması ve korunmasıdır. Bu amaca yönelik olarak, yüksek yoğunlaşma riskinin önlenmesi, bir başka ifadeyle tekelleşme eğilimlerinin sınırlandırılması öngörülmektedir. Bu çerçevede, nispeten düşük net işlem hacmine sahip pazar yerleri hiçbir lisans ücretine tabi olmayacaktır. Orta ölçekli pazar yerleri için oldukça düşük lisans ücretleri söz konusuyken nispeten yüksek net işlem hacmine sahip pazar yerleri için ise daha yüksek oranlı lisans ücretleri öngörülmektedir. Burada kademeli bir lisans ücretlendirme yaklaşımının benimsenmesi söz konusudur.

Şunu da özellikle ifade etmek isterim ki elektronik ticaret pazar yerlerinin büyüme ortalaması sektör büyüme ortalaması civarında olduğu sürece, Kanunda yer alan lisans eşikleri de güncelleneceğinden bu sektörde faaliyet gösteren oyunculara büyümenin negatif etkisi olmayacaktır. Aksine, sektörün büyümesi, bir iki oyuncunun asimetrik büyümesi yerine pazara giriş yapacak veya mevcutta pazar payları geride kalan birçok elektronik ticaret pazar yerinin büyümesinin önünü açacaktır.

Kanunda gerek Sayın Cumhurbaşkanımıza verilen lisans eşiklerini artırma yetkisi gerekse Elektronik Ticaret Bilgi Sistemi verileri kullanılarak e-ticaret hacminin yıllık değişim oranına göre artırılma araçları bu anlamda sektör dinamiklerini ve şartlarını gözeten makul, öngörülebilir ve dengeli bir düzenleyici yaklaşımın unsurlarıdır. Dolayısıyla lisans düzenlemesinin büyümeyi cezalandırıcı bir boyutunun olduğu yönündeki eleştiriler yersiz olduğu kadar herhangi bir temeli de bulunmamaktadır.

Kanunla sağlanan önemli bir imkân da yurt dışına yapılan satışların lisans ücreti hesaplamasına dâhil edilmemesidir. Böylece, elektronik ticaret pazar yerleri iç piyasadaki rekabet ortamında sektörel büyümeyle birlikte elde edecekleri büyüme imkânlarına ilave olarak yurt dışı satışlarını artırmak suretiyle geniş bir ilave büyüme imkânına da sahip olmaya devam edecektir. Ayrıca, ödenen lisans ücretinin vergi matrahından düşülebileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.

Öte yandan, hukukumuzda belirli sektörlerdeki teşebbüslerin lisans yükümlülüğüne tabi tutulduğu görülmektedir. Belirli alanları kapsayan bu düzenlemeler, ana hatlarıyla sektörün geneline yönelik prensiplere ve ilgili sektörün ihtiyacı olan ve kanun ile hedeflenen amaçların yerine getirilmesine hizmet etmek için öngörülen öncül yükümlülüklere yer vermektedir.

- Reklam konusuna getirdiğiniz sınırlamaları açıklar mısınız?

Büyük ölçekli elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcılar sahip oldukları finansal gücü kullanarak aşırı reklam vermektedir. Bu durum rakiplerinin reklam maliyetlerini artırdığı gibi reklam verilebilecek alanların da kısıtlanmasına yol açmaktadır.

Nihayetinde reklam veremeyen işletmeler ürünlerini tüketicilere ulaştıramamakta ve rekabetin dışında kalmaktadır. Bir başka ifadeyle, büyük ölçekli pazar yerleri aşırı reklam yoluyla mevcut rakiplerin piyasada tutunmalarını ve muhtemel rakiplerin piyasaya girişini ve adil koşullarda büyümesini engelleyerek rekabeti bozabilmektedir. Bu durumu ortadan kaldırmak üzere, reklam faaliyetlerinin dışlayıcı amaçlarla kullanılmasını önleyici düzenleme yapılmıştır.

Reklam kısıtlaması, tüm elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcılara getirilmemiştir. Bu düzenleme, net işlem hacmi otuz milyar Türk lirasının ve iptal ve iadeler hariç işlem sayısı yüz bin adedin üzerinde olan elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcılara uygulanacaktır. Dolayısıyla, piyasaya yeni girmiş ya da belirli büyüklüğe erişmemiş pazar yerlerine ilgili hüküm uygulanmayacaktır. Öte yandan, belirlenen parasal eşikler sabit olmayıp sektörün büyümesi ile orantılı olarak her yıl artırılacaktır.

Reklam bütçesi net işlem hacmine dahil olan işletmeler arasında orantılı paylaştırılarak işletmelerin hak kayıpları önlenmektedir.

Öte yandan, belirli elektronik ticaret pazar yerlerinin yaptığı reklam harcamalarının, klasik perakende işletmelerinin reklam harcamalarından onlarca kat fazlasına karşılık geldiği de ifade edilmelidir. Bu durum ilgili pazar yerlerinin reklam faaliyetlerini, tanıtım amacının ötesine taşıdığını göstermektedir.

- Hem mal hem hizmet satılmasının sakıncaları nelerdir?

Mevcut düzenlememizde böyle bir sınırlama bulunmamakla birlikte, Kanunun Ek 2 nci maddesinde, net işlem hacmi 60 milyar Türk lirasının ve iptal ve iadeler hariç işlem sayısı yüz bin adedin üzerinde olan elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcılara yönelik olarak ödeme hizmeti, kargoculuk ve ilan faaliyetlerine ilişkin kısıtlamalar yer almaktadır. Bu kısıtlamaların amacı, bir elektronik ticaret pazar yerinden elde edilen veri ve ağ etkisi gücüyle, ilişkili alanlara girilerek hakimiyetin pekiştirilmesinin önlenmesidir.

- Tüccarların haklarına yönelik getirdiğiniz maddeler konusunda neler söylersiniz?

E-ticaret pazar yerlerinde aracılık hizmeti sunulan işletmelerin büyük bölümünü mikro ve küçük ölçekli işletmeler oluşturmakta ve elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcıların söz konusu işletmeler karşısında asimetrik pazarlık gücü bulunmaktadır.

Pazar yerlerinin satıcılar karşısında asimetrik pazarlık gücüne sahip olması ve satıcıların pazar yerlerine olan bağımlılığı, elektronik ticarette haksız uygulamaların meydana gelmesine yol açabilmektedir.

Pazar yerlerinde yer alan satıcıların haklarını korumak ve özgür şekilde karar almalarını sağlamak amacıyla ilgili düzenlemeye ihtiyaç duyulmuştur.

Kanun ile elektronik ticarette haksız ticaret uygulamaların önüne geçilmesi hedeflenmektedir. Bu çerçevede, elektronik ticaret hizmet sağlayıcıların ticari faaliyetlerini önemli ölçüde bozan, makul karar verme yeteneğini azaltan veya belirli bir kararı almaya zorlayarak normal şartlarda taraf olmayacağı bir ticari ilişkinin tarafı olmasına sebep olan uygulamalarının haksız olduğu kabul edilmektedir. Bu kapsamda aşağıda yer alan hususlar:

  • Elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcılar tarafından satıcılara yapılacak ödemelere ilişkin sürelerin kanunda belirtilen süreden uzun olması,
  • Elektronik ticaret hizmet sağlayıcının kampanyalı mal veya hizmet satışına zorlanması,
  • Sözleşme hükümlerinin yazılı veya elektronik ortamda düzenlenmemesi ya da açık, anlaşılır ve kolay erişilebilir olmaması,
  • Elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcı aleyhine olacak şekilde geçmişe yönelik veya tek taraflı değişiklik yapılması
  • Elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcılarca herhangi bir hizmet verilmeden haksız şekilde satıcılardan ücret alınması,
  • Elektronik ticaret hizmet sağlayıcının haksız şekilde sıralama veya tavsiye sisteminde geriye düşürülmesi, sunulan hizmetin kısıtlanması, askıya alınması veya sonlandırılması,
  • elektronik ticarette haksız ticari uygulama olarak belirlenmiştir. 

- CHP’nin AYM'ye taşımasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Söz konusu Kanunda yer alan yükümlülükler, belirli büyüklüğe ulaşan elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcı ve elektronik ticaret hizmet sağlayıcılarda ağ etkisine bağlı yoğunlaşmanın neden olacağı olumsuzlukların önüne geçilmesi ve tüm aktörlerin adil şartlarda yarışabileceği bir piyasanın tesisi amacıyla düzenlenmiştir. Bu kapsamda, kamu yararı ve ölçülülük ilkeleri doğrultusunda yapılan düzenleme TBMM’de iktidar ve muhalefet partilerinden 307 milletvekilinin kabul oyuyla “oybirliğiyle” geçmiştir. Gerek CHP Grubu gerekse diğer partiler meclis görüşmeleri sırasında en ufak bir Anayasa’ya aykırılık iddiasında bulunmadıkları gibi Kanunun ülkemiz açısından gerekliliğine vurgu yaparak değişikliği desteklemişlerdir. Bu noktada iptal davasında imzası bulunan milletvekillerinin de Kanunu gönülden desteklediklerini, ancak çeşitli çıkar odaklarının lobicilik faaliyetleri neticesinde dava açma süresinin bitmesine çok kısa bir süre kala dava açıldığını tahmin ediyoruz.

Kanunla yapmak istediğimiz öngörülebilir, kuralları belli, sektörü büyütmeye çalışan, sektörde birden fazla oyuncunun olduğu ve bu oyuncuların birbirleriyle adil şartlarda rekabet edebildikleri, hem tüketicilerin hem de üreticilerin alternatiflerinin olduğu ve markalarımızı da koruyabilecek bir düzenlemeyi hayata geçirmektir. Ayrıca, düzenlemenin şeffaf, öngörülebilir ve sektörün tamamına yönelik tasarlanmış bir yapısı da mevcuttur.

Öte yandan, e-ticarete ilişkin tüm veriler Bakanlığımızda Elektronik Ticaret Bilgi Sistemine (ETBİS) akmakta olup düzenli olarak sektörle paylaşılmaktadır. Bu kapsamda sektörün de önünü görüp buna göre planlamasını ve bütçesini yapması mümkün kılınmaktadır.

Sonuç olarak, düzenlemenin sektörün gelişmesi, tekelleşmenin önlenmesi, alternatif yapılar sunması, tek kaynağa bağımlı olmayı engellemesi bakımından oldukça kritik öneme sahip olduğuna ve bu hususlar dikkate alındığında Anayasa Mahkemesi’nin vereceği kararla CHP’nin yaratmış olduğu belirsizliği ülkemizin faydasına olacak şekilde ortadan kaldıracağına inanıyoruz.

- Bir süredir, daha önce e-ticaret konusunda yazdığı görülmemiş olanlar da dâhil birçok yazarın e-ticaret kanun değişiklikleri konusunda yazmasını, değerlendirmeler yapmasını ya da lobicilik faaliyetine girmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Pazarda rekabeti bozucu uygulamalar meydana gelirken sözünü ettiğiniz yazarların bu sorunu dile getirmeyip sektörü düzenleyerek daha adil ve şeffaf ticari koşulları tesis etmeyi amaçlayan Kanun değişikliğine yönelik eleştiri getirmelerini, değişikliğin içerik ve özünü tam olarak anlayamamalarına bağlıyoruz.

Kanun değişikliğiyle ilgili TBMM Komisyon Tutanakları incelendiğinde muhalefet vekillerinin dahi söz konusu Kanunun ne kadar gerekli ve yerinde olduğuna ve milli bir düzenleme olduğuna yönelik ifadeleri görülecektir. Yazarlarımızın, Kanunun içerik ve amaçlarını tam olarak araştırarak hedeflerimizi anladıktan sonra değerlendirme yapmalarını salık veriyorum.

Bu noktada şunu da ifade etmek istiyorum. Eleştiriler tabii ki olacaktır. Bunları makul karşılıyor ve faydalı buluyoruz. Ancak, eleştirilerin birtakım çıkar odaklarının sözcülüğünden ziyade genel kamu menfaati gözetilerek yapılmasını daha isabetli bulduğumuzu belirtmek istiyorum.

Yazarın Diğer Yazıları

Rekabet Kurumu, 3 Aralık’ta Google'dan sözlü savunma alacak

Google dışı siteler, reklamın neye göre dağıtıldığını ve hatta kendi payına ne kadar düştüğünü bilmiyor. Google bu paylaşımın siteye yönelik yüzde 68 olduğunu söylüyor ama şeffaf bir hesap göremiyoruz. Google ne söylediyse o

Teknopolitik: Teknolojinin izinde, dünyanın yeni düzeni

Teknopolitika ve askeri güçler arasında derin bir ilişki vardır; teknoloji hem bir araç hem de askeri etkinliği, stratejik kararları ve küresel politik dinamikleri etkileyen bir güç alanı olarak hizmet etmektedir

Sonu kötü biten başka bir yerli teknoloji hikâyesi daha...

Anlayacağınız mikrofona geçince herkes vatan-millet-Sakarya diyor ama biz de "ayinesi iştir kişinin lâf'a bakılmaz” diyoruz...

"
"