27 Şubat 2025

Silahlara veda zamanı... Hoş geldin barış!

Şimdi sıra demokrasi, hukuk ve insan haklarında...

(Soldan sağa) Öcalan'ın avukatı Faik Özgür Erol, İmralı'daki mahkûmlar Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş, DEM Parti İstanbul Milletvekili Cengiz Çiçek, DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, DEM Parti Van Milletvekili Pervin Buldan, PKK lideri Abdullah Öcalan, kayyım atanarak görevden alınan Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, TBMM Başkanvekili ve DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları

Öcalan'dan tarihi çağrı geldi.
PKK'ya örgütü feshet, silah bırak,
"tarihi sorumluluk benim" dedi.
Evet, silahlara veda zamanı...
Şimdi sırada demokrasi var.
Hukuk ve adalet var.
İnsan hakları var.
Şimdi sırada "Kürt sorunu"nun
çözüm rayına oturtulması var.
Bir başka deyişle:
Kalıcı ve hakça bir barışın kurulması için
sağlam bir temelin atılması gerekiyor.
Bunun için de, Kürt dili ve kültürünün
inkarından vazgeçilmesi, anayasada
yeni bir vatandaşlık tanımının yapılması,
yerel yönetim anlayışının
gözden geçirilmesi gibi
bazı hayati adımlar akla geliyor.
Öcalan haklı;
Cumhuriyet'in demokrasiyle
taçlandırılması için
kimliklere saygı şart...
Öcalan haklı;
Türkiye'de dağın yolu, silahın yolu
Kürt realitesinin inkarı ile açıldı.
Şimdi silahın yolu kapanırken,
bu "inkar"dan elbette vazgeçilmeli. 

Tarih, 14 Nisan 1993.
Yer, Bekaa Vadisi.
Karşımda Öcalan, elinde tespih.
Tane tane konuşuyor:

"Ulusal kimliği hala yok sayılan bir halk gerçeğiyiz.
Siyasal haklarımız bir yana, kültürel
        
haklarımız bile yok. Siyasi çözüm yolu bizde şiddetle         
engellenmiştir. Madem sen şiddetle bu yolu kapattın,         
ben de şimdi bu yolu şiddetle açacağım. Kürt          
kimliğinin kabulü... İşte bunu silahlı mücade sağladı.          
Artık sorun kendini kabul ettirmiştir."
(Hasan Cemal, Kürtler, Doğan Kitap, 2003, 19. baskı, s. 47)

Tarih 14 Nisan 1993, Öcalan ile Bekaa Vadisi'nde

Evet, Apo...
1993'den 2025'e tam 32 yıl...
Ne büyük acılar çekildi,
ne kadar çok kan ve gözyaşı aktı.
Kürsüde çağrını Kürtçe okuyan
Ahmet Türk'ü izliyorum.
Hem kendisinin hem Kürtlerin
yaşamış olduğu acılar
yüzünün derin çizgilerinden belli oluyor.
Haklısın Apo.
Şimdi silahlara veda zamanı...
Barış zamanı...
Demokrasi ve kardeşlik zamanı...
32 yıl öncesi gibi inşallah yine bir gün
karşılıklı oturup sohbet ederiz.

 

Hasan Cemal kimdir?

Hasan Cemal 1944 yılında İstanbul'da doğdu. 1965 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden mezun oldu. Gazeteciliğe 1969 yılında Ankara'da haftalık Devrim dergisinde başladı. Yeni Ortam dergisi, Anka Ajansı ve Günaydın gazetesinde çalıştıktan sonra 1973 yılında Cumhuriyet gazetesine girdi. 1979 - 1981 yılları arasında Ankara Temsilciliği yaptı. 1981-1992 yılları arasında Cumhuriyet Gazetesini Genel Yayın Yönetmeni olarak yönetti. Cumhuriyet gazetesi Cemal'in yönetimindeyken 1986'da Sedat Simavi Ödülü'nü kazanarak "yılın gazetesi" seçildi. 

1992-1998 yılları arasında Sabah gazetesinin birinci sayfa yazarlığını yaptı. 1998'den 2013'e kadar yaklaşık 15 yıl boyunca Milliyet gazetesinde yazdı. Nokta dergisi 1989 Doruktakiler ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti köşe yazısı ödüllerini kazandı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti 2004 yılında da "Araştırma" ödülünü Hasan Cemal'in çalışmalarına verdi. 

28 Şubat 2013'te Milliyet'in manşetinde yayımlanan "İmralı Zabıtları"nın yayınını savunduğu için dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan'ın tepkisine hedef oldu. Milliyet yönetimi, "Başbakan'ı ve medya sermayesini sorgulamaktaki ısrarını" gerekçe göstererek yaklaşık 15 yıldır yazdığı gazetedeki köşesini kapattı. 

Milliyet ile yolları ayrıldıktan sonra yaptığı röportajlar ve kaleme aldığı yazılar, bağımsız internet gazetesi T24'te yayımlandı. Türkiye medyasının en etkili ve kıdemli isimlerinden olan Hasan Cemal, Mart 2013'ten beri T24'te yazıyor. Harvard Üniversitesi Nieman Gazetecilik Vakfı Louis M. Lyons Gazetecilikte Vicdan ve Dürüstlük Ödülü'nü "hayatı boyunca basın özgürlüğünü savunmak için gösterdiği çaba nedeniyle" 2015 yılında Hasan Cemal'e verdi. Cemal, Türkiye'de bu ödülü alan ilk gazeteci oldu. 

Bir dönem Bilgi Üniversitesi'nde "Medya ve Politika" dersleri veren Hasan Cemal'in yayımlanmış 14 kitabı, tarih sırasıyla şöyle: 

- Tank Sesiyle Uyanmak (1986)

- Demokrasi Korkusu (1986)

- Tarihi Yaşarken Yakalamak (1987) 

- Özal Hikâyesi (1989)

- Kimse Kızmasın Kendimi Yazdım (1999)

- Kürtler (2003)

- Cumhuriyet'i Çok Sevmiştim (2005)

- Türkiye'nin Asker Sorunu (2010)

- Barışa Emanet Olun (2011)

- 1915: Ermeni Soykırımı (2012)

- Delila - Bir Genç Kadın Gerilla'nın Dağ Günlükleri (2014)

- Çözüm sürecinde Kürdistan Günlükleri (2014)

- Hayat İşte Böyle Geçip Gidiyor (2018)

- Zamane Diktatörleri (2024)

Yazarın Diğer Yazıları

Vahşetin karşısında söz zayıf düştü!

Ya da çöküşe karşı hikâye anlatanlar...

Erdoğan "eyy TÜSİAD" diye bağırdı, polis anında başkanları topladı!

Demokrasi ve hukuka darbeler birbiri ardından geliyor, sessiz mi kalacağım? Hayır!

Büyük yalanlarla sinsi sinsi ilerleyen faşizm!

Büyük yalanlarla... Özgürlük diyerek... Adalet diyerek... İçte dışta düşmanlar icat ederek... Sinsi sinsi ilerleyen bir faşizm...

"
"