21 Aralık 2023

Sırbistan'da erken parlamento seçimlerini yine Aleksandar Vuçiç kazandı

Özellikle başkent Belgrad'da, çeşitli gerekçelerle, büyük kitlesel protestolar düzenleyerek iktidarı rahatsız etmeye muvaffak olan bu gruplar, kaybedilen seçimler ertesinde evlerine çekilmezler, ortadan kaybolmazlar.

Sonuncusu geçtiğimiz pazar günü (17 Aralık) olmak üzere Sırbistan'da son 4 yıl içinde 3 kez parlamento seçimleri düzenlendi. Her 3 seçimi de Cumhurbaşkanı Aleksandar Vuçiç'in partisi önde bitirdi. Nisan 2026'da yapılması gereken seçimleri 2,5 yıl öne çeken Vuçiç, 250 sandalyeli Sırbistan Parlamentosu'nda, bu defa 127 vekil elde ederek, mutlak çoğunluğa ulaşmış oldu. Artık geleneksel koalisyon ortağı Sırbistan Sosyalist Partisi ile ortak hükümet kurmak zorunda değil.

Aleksandar Vuçiç

Erken seçimler Sırbistan'a hedeflenen huzuru getirir mi ?

Ülkenin geleceğini Avrupa-Atlantik kuruluşlarında gören ve Batı dünyasından yana olan muhalif partiler bu defa Vuçiç'e karşı "Şiddete karşı Sırbistan" adlı geniş bir koalisyon altında birleşmelerine rağmen, oyların sadece yüzde 24'ünü toplayabildiler. Peki, 17 Aralık seçimleri Sırbistan'a Vuçiç'in hedeflediği sükunet ve huzuru getirebilecek mi diye sorarsanız cevabım hayır olacaktır. Geçtiğimiz mayıs ayından itibaren onbinlerce öfkeli taraftar ile Belgrad'ın meydanlarını doldurarak Vuçiç'i rahatsız eden batılı muhalefetin, erken seçim sonuçlarına itiraz bahanesiyle tekrar sokaklara inmesi ve otoriter liderin istifasını istemeye devam etmesi, ufukta gözüken manzaradır.

Marinika Tepić

Rahatsızlığın temeli : Vuçiç'in hukuku dikkate almayan otoriter tarzı

Sırbistan'da, NATO müdahalesi (1999) ertesinde, "Sırbistan Demokratik Muhalefeti (DOS)" adıyla, Miloseviç'i iktidardan indirerek ülkenin yönünü batıya çevirmeyi başaran, ancak 2012 yılı seçimlerinde iktidarı kıl payıyla Vuçiç'in partisine kaptıran, batılı değerlere bağlı güçlü bir muhalif cephe mevcuttur. Özellikle başkent Belgrad'da, çeşitli gerekçelerle, büyük kitlesel protestolar düzenleyerek iktidarı rahatsız etmeye muvaffak olan bu gruplar, kaybedilen seçimler ertesinde evlerine çekilmezler, ortadan kaybolmazlar. Vuçiç'in otoriter yönetim tarzı, basın üzerindeki hakimiyeti, insan hakları ihlalleri, polis baskısı, Miloseviç döneminden miras kalan şiddet kültürü karşısında sessiz kalmazlar, meydanlarda protestoları sürdürürler. Vuçiç'in önderliğinde 2015 yılında Avrupa Birliği ile katılım müzakerelerine başlayan Sırbistan'da 2018 Kasım ayından itibaren on binlerce insanın her hafta sonu sokaklara inerek iktidarı protesto ettiğini hatırlıyoruz. Bu protestolara 2020 Mart ayında Covid-19 nedeniyle son verildiğini, ardından haziran ayında düzenlenen seçimleri muhalefetin boykot ettiğini, seçmenlerin yarısının oy vermeye gitmeyerek iktidar açısından meşruiyet sorunu yarattığını biliyoruz.

On binlerce muhalif başkentin meydanlarını doldurmaya hazır

Batılı muhalefet kitlesel protestolara bir iki yıl ara verdikten sonra 2023 yılı mayıs ayından itibaren başkent Belgrad'ın meydanlarını yeniden doldurmaya başladı. Bu defa muhalefeti tetikleyen olay bir okul saldırısı oldu. 14 yaşında bir öğrencinin mayıs başlarında babasının ruhsatlı silahıyla 9 okul arkadaşını ve bir güvenlik görevlisini öldürmesi tüm ülkeyi şoka sokarken, muhalefet, hükümetin sosyal politikaları neticesinde şiddetin toplumun parçası haline dönüştüğünü iddiayla, gayrimemnun kitleleri yine sokaklara çıkarmaya başladı. Bir araya gelmekte zorluklar yaşayan Vuçiç karşıtlarının, "Şiddete Karşı Sırbistan" adlı geniş bir ittifakın çatısı altında birleşmek suretiyle Belgrad meydanlarında güç gösterilerine başlaması hükümeti iyiden iyiye rahatsız etti. Bir yandan Avrupa Birliği'nin Kosova ile normalleşme yönündeki baskıları vesilesiyle Sırp milliyetçisi çevrelerin ihanet suçlamalarına hedef olan, diğer yandan "Şiddete Karşı Sırbistan" ittifakının kitlesel protestolarından rahatsızlık duyan cumhurbaşkanı Vuçiç, erken seçimler düzenlemek suretiyle halkın kendisine ve partisine karşı duyduğu güvenin tazelenmesinin en uygun çözüm olacağını değerlendirdi. 17 Aralık günü düzenlenen seçimler Vuçiç'in partisinin önderliğindeki ittifakın açık ara zaferiyle sonuçlandı. Parlamento seçimlerinde batılı muhalefetin iki katı oy (yüzde 47) toplayabilen Vuçiç, mahalli seçimlerde aynı düzeyde başarı elde edemedi, Belgrad belediye başkanlığını kazanamadı. Bu önemli koltuğun hangi partiye gideceği henüz muallakta. Başkentin 110 üyeli Belediye Meclisi'nin 5 farklı ittifaka mensup yeni üyeleri aralarında anlaşıp belediye başkanı seçemezler ise, Belgrad sınırları içinde mahalli seçimlerin tekrarlanması icap edecek.

Adil ve serbest seçim ortamına dair şikayetler bu defa ciddi ve içerikli

Vuçiç'in seçim zaferleri ertesinde, seçim ortamının hür ve adil olmadığı şikayetlerini hep duyduk. Çeşitli kural dışı uygulamalara başvurulduğu gerekçesiyle seçim sonuçlarına itiraz edildiğini hatırlıyoruz. Benzer itirazlara bu defa da şahit oluyoruz. Ancak bu defa durum ciddi. Seçimlerde gözlemci olarak görev yapan yabancı heyetler ve tarafsız uzman kuruluşların çoğunluğu seçimlerin adil olmayan koşullar altında düzenlendiği yönünde kanaat açıkladılar. Alman Dışişleri Bakanlığı dahi bu yönde bir açıklama yaptı. Özellikle Belgrad'da oturmayan 30-40 bin civarında "çakma seçmenin" komşu ülke Bosna'dan (Republika Srpska) otobüslerle getirildiği ve oy kullandıkları iddia ediliyor. Seçim sonuçlarına yönelik itirazların, içeriği ve boyutları itibariyle, bu defa göz ardı edilemeyeceği görülüyor. Vuçiç karşıtları seçim sonuçlarının açıklandığı 17 aralık akşamından itibaren Yüksek Seçim Kurulu binasının önünden ayrılmıyorlar. İki muhalif lider açlık grevine başlayacaklarını duyurdular. Velhasıl usta politikacı Vuçiç'in, otoriter tarzına rağmen, kendisine has yöntemlerle bir kez daha seçimleri kazandığına şahit olmakla birlikte, erken seçimler ile hedeflediği huzur ve sükunetin ülkeye hakim olamayacağı seziliyor.

Vuçiç'in sevapları ve günahları

Sırbistan'a dair önceki yazılarımda vurguladığım üzere Vuçiç'in ülkeye yabancı yatırımcı çekilmesi ve istihdam alanında kaydettiği gözle görülür başarıları yadsınamaz. Ülkesinin yönünü AB istikametine çevirmesine karşın Sırp halkının çoğunluğunun Batı dünyası karşıtı duygularını dikkate alarak iki blok arasında dengeyi başarıyla koruması onun notunu yükseltmiştir. Başkent Belgrad'ın, 15 yıl sonra, Vuçiç'in katkılarıyla, bir Avrupa başkentinden farkı kalmadığını şahsen gözlemledim. Ancak madalyonun diğer tarafından bakıldığında, Sırbistan uzun süredir Brüksel açısından yorucu, inatçı, söz dinlemeyen zor bir aday ülke konumundadır. Polonya'da AB yanlısı hükümetin koltuğu devralması ertesinde, AB liderlerini en çok rahatsız eden ilk isim Viktor Orban ise ikinci isim Aleksandar Vuçiç'dir (3. isim Milorad Dodik hem Brüksel, hem Vaşington için ciddi sıkıntı kaynağıdır). Sonuç olarak, değerlendirme açısından henüz erken olmakla birlikte, 17 aralık erken seçimlerinin şaibeli seçimler olarak lekelendiği ve Sırbistan'ı Avrupa'dan biraz daha uzaklaştırdığı kanaatindeyim. Huzur ve sükunet getirmesi dileğiyle düzenlenen parlamento ve mahalli seçimler sıkıntılı ve çalkantılı bir dönemin kapısını aralamıştır. Avrupa Birliği liderlerinin, baş ağrıtan adayları değil de, özünü Birliğe teslim etmekte ve kucağa oturmakta mahzur görmeyen ülkeleri tercih ettiklerini unutmamak icap eder.

Hasan Servet Öktem kimdir?

Hasan Servet Öktem 1953 yılında Düzce'de doğdu. Galatasaray Lisesi'ni bitirdikten sonra Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni (Mülkiye) bitirdi. 1977 yılında "meslek memuru" olarak Dışişleri Bakanlığı'na girdi. Stuttgart, Tahran, Cenevre (BM) ve Ottawa'da görev yaptı. Belgrad (2003-2008) ve Havana'da (2012-2016) büyükelçi olarak Türkiye'yi temsil etti. Merkezde, Dışişleri Bakanlığı Personel Dairesi Başkanlığı, Uzakdoğu-Afrika Genel Müdürlüğü, İkili Siyasi İlişkiler Genel Müdürlüğü, görevlerinde bulundu.

Yaklaşık 41 yıl çalıştığı Dışişleri Bakanlığı'ndan 2018 yılında emekliye ayrıldı. T24'te 2018 yılından itibaren, ağırlıklı olarak Afrika, Latin Amerika ve Balkanlar'daki gelişmeleri yorumlayan yazılar yazıyor.

Yazarın Diğer Yazıları

Sudan'da ordular savaşı bir yılını doldurdu; uluslararası toplum ilgisiz ve sessiz

Son bir yıldır ülkede yaşanan vahşet ve insani dram maalesef uluslararası kamuoyunun dikkatinden kaçıyor. Afrika Boynuzu bölgesinde Kızıldeniz’e kıyısı bulunan, stratejik açıdan önem arz eden bu ülkeye karşı genel bir sessizlik ve ilgisizlik dikkati çekiyor...

2023 yılında Latin Amerika'da neler oldu?

Ekonomi çevrelerinin ve uluslararası finans kuruluşlarının gözü 2023 sonunda Arjantin’e çevrildi. Sürpriz biçimde seçimleri kazanan aşırı sağcı ve ultra-liberal devlet başkanı Javier Milei tango ülkesini sonu gelmeyen ekonomik krizlerden çıkarabilecek mi?

2023 yılında Afrika'da neler oldu?

2023 yılında Afrika'da kaybeden ülke açık ara Fransa'dır. Ukrayna ile savaşta olmasına ve Wagner isyanına rağmen, Rusya, Fransa'nın çekildiği alanları başarıyla doldurarak yılı kazanç ile kapatmıştır. Biden döneminde Afrika'ya geri dönen ABD, 3 yıl içinde kıtada siyaseten en etkili ülke konumuna erişmiştir der isek abartmış olmayız