Sözcükler üzerinden bir hayatı analiz etmek mümkün olabilirdi ya da zaman kavramının içinde nasıl tutsak olduğumuzu apaçık görebilirdik. Herhalde belli bir yaşa kadar gelecek zamanla çekilmiş cümleler ağırlıklı olurdu; umutlu, arzulu, hayallerin pırıltısını taşıyan sözcüklerle dolu olurdu günler
Türkçeyi bilim ve sanat dili olarak geliştirmenin en kapsayıcı alfabetik karşılığı gerçekten de bugünkü alfabemiz. Ancak okullarda aynı kaynak dili kullanan akrabalarımızın (ve elbette bu ülkede yaşayan başka dillerin) zengin birikimini öğretmek, onları anlamak ve paylaşmak için de böyle bir uzlaşma yararlı bir girişim olacaktır; umarım başarılır
Orhan Veli ne yazarsa yazsın, hangi kelimelere sığınırsa sığınsın elini tutamadığı, öpemediği, sarılamadığı, sesini sesine katamadığı sevgilisiyle inişli çıkışı, fırtınalı duyguların özlem ve sitem yüklü girdabına sürüklenir
© Tüm hakları saklıdır.