16 Ocak 2022

2022'nin en büyük dileği podcast

2022'deki ilk T24 yazımda, hazır çok fazla insan podcast'e başlamayı düşünürken, yayıncı adaylarının son hazırlık günleri için dikkat etmeleri gerekenleri yazmak istedim

Her yıl olduğu gibi bu yıl da bol bol yeni kararlar alarak girilen 2022'de en çok dikkat çeken yeni yıl dileklerinden birisi de, dünyanın önde gelen bağımsız podcast servisi Acast'in anketiyle birlikte su yüzüne çıktı: Her 10 kişiden 1'i yeni yılda kendi podcast'ini başlatmayı planlıyor.

Canlı olarak şahit olduğumuz üzere, geçtiğimiz yıllarda sektörel olarak Türkiye'de de büyük bir fenomen haline gelen ve global ölçekli olarak hızlanan podcast, dünyada da milyonlarca kişinin tam zamanlı iş sahibi olduğu ve reklam pastasının yıldan yıla büyümeye devam ettiği büyük bir dünya. Bu yüzden 2022'de daha fazla insanın eline mikrofon almak istemesi oldukça normal ve sevindirici bir durum.

Ben de 2022'deki ilk T24 yazımda, hazır çok fazla insan podcast'e başlamayı düşünürken, yayıncı adaylarının son hazırlık günleri için dikkat etmeleri gerekenleri yazmak istedim.

Dinlemediğiniz bir şeyi yapamazsınız

Yabancı dil öğrendiğiniz günleri hatırlayın. Bir dile hakim olma yolunda yapılması gereken en faydalı şeylerden birisi bolca dinleme kasımızı çalıştırmak, kelimeleri anlayabilmek ve cümleleri bir araya getirip bir anlam bütünlüğü oluşturabilmekti.

İşte podcast de böyle. Kendi dilinizdeki podcast'leri silip süpürün. Aynı kategoride üretim yapmayacağınız podcast'leri dahi dinlemeye gayret edin ve bunu bir piyasa araştırması olarak düşünün. Dilini anlamadığınız podcast'leri bile bolca dinlemek bize akış, giriş, çıkış, ton, sıcaklık vb. podcast'i oluşturan en önemli öğelere dair birçok ipucu verebilir.

Şunu da söylemek gerekir ki "Çok fazla dinlersem çok fazla etkilenirim" endişe etmeye gerek yok. Çünkü diğer medya içeriklerinden etkilenmenin herhangi bir kötü yanı yok. İçerikler de insanın parmak izi gibi benzersizdir. Gerek ses tonumuzla gerek ürettiğimiz içerikle gerekse de kendimizden kattığımız ufak da olsa küçük dokunuşlarla kendi özgün içeriğimizi üretebilmemiz ve diğer podcast'lerden ayrışmamız çok kolay. Çünkü piyasa araştırmamız sayesinde kimin neler konuştuğuna, nasıl konuştuğuna ve ne kadar sürede konuştuğuna dair bilgimiz var. Bu noktada podcast dinlemeye zamanınızı yatırarak tutkulu bir dinleyici haline gelmek, kendi podcast'imizle ilgili üzerine inşa edebileceğimiz birçok veriyi almamıza olanak tanır.

Hazır hissetmeden başlamayın

Bir podcast yayıncısı olmak, eline sadece mikrofon alıp konuşmak değildir. Çünkü konuşmak belki de gereksiz yere işin en çok korkulan ve zaman kaybedilen kısmı. Halbuki bir şeyi dinleten ve satan içeriktir. Fikrinizin tohum vermesi sırasında içerik inşasından tutun podcast kapağınıza kadar her şeyi planladıktan sonra bunu anlatmaya sıra geldiği zaman zaten yolun büyük bir kısmını tamamlamış oluyorsunuz.

Unutmamak gerekir ki, bir podcast yayıncısı olarak sadece bir tane ilk gününüz olacak, sonrasında hiçbiri ilk olmayacak. O yüzden çok acele etmeyin, ancak beklemeyi abartmayın da. Halihazırda podcast fikrini bir türlü oturtamadığını sanan (halbuki çok güzel) ancak konuşabilmek için kendine güveni de henüz yerine gelmeyen dinlenmeye hazır güzel fikirlere sahip olan tanıdığım birçok podcast'er adayı var. Belli bir kitle kazanana kadar podcast'in girdisi, çıktısından daha önemlidir.

Sorunlu mükemmelliyetçilik

Herkes gibi ben de podcast macerama çok da mükemmel olmayan bir ilk bölümle başladım. Kendimi hazır hissediyordum, yayınımın da iyi olduğunu düşünüyordum ve bu yüzden çok fazla beklememeyi tercih ettim. Çünkü kayda değer uzunlukta da bir hazırlık süreci geçirmiştim. Ancak yolda hem teknolojinin getirdiği yeni podcast araçlarını tanıdıkça, hem de yayınımı dinleyen insanlardan feedback'ler almaya başladıkça hatalarımı fark edip kalite olarak üst seviye bir podcast yapmaya başladığımı söylemem gerekir. İlk bölümümü de hâlâ platformlarda öğrencilerimize dinletmek için özellikle tutarım.

Hepimiz her konuda eğer gelişime ve öğrenmeye açıksak kaçınılmaz olarak gelişiyoruz. Çok fazla alıştırma yapmak hemen her şeyi mükemmelleştirmese de, sürdürülebilirlik için önemli bir katkı sağlar ki sürdürülebilirlik bir podcast yayını için olmazsa olmaz şeylerden biri. O yüzden planladığınız bir podcast'i, öngördüğünüz zaman aralığında tasarlayamazsanız kendinizi kötü hissetmenize gerek yok. Zaman sizin, onu dilediğiniz gibi tasarlayabilmek ve kullanabilmek sizin elinizde.

Kendinizi tanıyın, gerçekçi olun

Podcast yayıncısı olmak için sadece zaman ya da finansal yatırım değil, aynı zamanda yeri geldiğinde duygusal ve sosyal yatırımlar da yapmanız gerekecek. Eğer podcast'inizin hikâyesi yarım kalırsa ve birden bire yapmayı bırakırsanız aynı motivasyona ulaşmak öncesinden çok daha fazla vakit alabilir. Bu yüzden kendinizi tanır, iş yoğunluğunuzu ve ne istediğinizi bilirseniz gerçekçi bir planla yayınıza başlayıp daha sürdürülebilir şekilde yarım kalmadan ilerlemeniz mümkün. Motive olma şeklinizi üretiminize bağlı bir hale getirirseniz önünüzde uzun yıllar podcast dolu bir süreç var diyebilirim.

Podcast formatının bir YouTube olmadığı gerçeğini kabullenmemiz ve gerçekçi beklentilerle yayınımıza başlamamız gerekir. Birçok yayıncı, başlangıçta dahi dinlemeleri iyi olduğu halde karşılaştırma konusunda YouTube'u baz alıp mental olarak motivasyon kaybına uğrayarak podcast'ini yarım bırakabiliyor. İşte tam da bu yüzden platformlardaki podcast'lerin içerisinde hatrı sayılır miktarda yarım bırakılmış ve devamı gelmemiş podcast yayını var. Bu da ister istemez platformları kirletip, feyz almak için yayınları inceleyen insanların önüne çıkabiliyor.

Podcast, blog, video vs. herhangi bir şey üretmek insana gerçekten iyi hissettiriyor. Podcast'in farkı ise direkt olarak insanların kulaklarına girip onlarla birebir muhatap olmamız. Nitelikli zaman hırsızlığını olabildiğince nitelikli bir şekilde yapabilme konusu herkesin düşünmesi gereken şey olmalı.

Yazarın Diğer Yazıları

Ağlarsa anam ağlar, gerisi kaybolan bağlar

Hari kitaba çok güçlü bir giriş yapıyor. Gerçek sorunlarımızın hikâyelerimizde yattığı ve deneyimlerimize dair anlatılarımızın hasar aldığı konusunda güzel bulgular elde etmesi tam olarak bir araştırmacı gazeteci kalitesine yakışan şeyler. Ancak insanların bozulmuş anlatılarına güçlendirici çözümler sunacağını aklından geçirdiği anda kitabın sağa sola savrulmaya başladığını hissettim

Markalar için podcast trendi

Podcast dinlemeye ayrılan ortalama sürenin günde 40 dakika olduğunu da hesaba katarsak, bunun modern hayatın hızında oldukça yüksek bir ortalama olduğunu pekala görmek mümkün

Podcastinizde izlemeniz gereken süreçler nelerdir?

Bu yazıda datalarımızın dışında gözlemlememiz ya da takip etmemiz gereken bazı önemli süreçlerden bahsetmek istiyorum

"
"