08 Mart 2024

Hayaller, yalanlar...

.

Belediye seçimleri epey yaklaştı... Ülkedeki çoğunluk vatandaş, seçim değil de Fenerbahçe - Galatasaray derbisi olacakmış gibi davranıyor.

Sokakta gezerek kamuoyu soruşturan gazeteciler var. Seçmenlerin görüşlerini doğrudan canlı görebiliyoruz. Bu değerli bir çalışma.

Verilen cevaplar OECD'nin (İktisadi İş birliği ve Gelişme Teşkilatı) Türk halkı ile ilgili araştırmalarının doğru olduğunu gösteriyor.

OECD'nin ÜLKELERE GÖRE TEMEL YETENEKLERE SAHİP OLMAYANLARIN NÜFUS İÇİNDEKİ ORANI listesinde en başta Japonya (yüzde 5) var. Onu Finlandiya (yüzde 7) takip ediyor. Bizim durumumuz dramatik. Listede sondan ikinci olmuşuz; Türk Halkının yüzde 38'i "temel yeteneklere sahip değil!" Bizden kötü sadece Şili var; onlarda oran yüzde 42.

Yani, "problem çözmenin ilk adımının "problemi anlama" olduğundan yola çıkılarak, bu bulgulardan, üç Türk vatandaşından birinin duyduklarını değerlendiremediği net olarak anlaşılıyor. Bunun sebeplerini inceleyecek bilgiye sahip değilim.

Bir vatandaş, "Tayyip giderse millet emekli maaşı alamaz" diyor. Bir diğeri "Türkiye'de herkesin 4 evi 2 arabası bir traktörü var! 20 evvel ayakkabısız dolaşıyorduk! Şimdi Adidas var Nike var!" En parlak olanı; "Şimdi artık Uzay'yı da aldık; Kimse bizi tutamaz!"

Bu absürt sözleri ve daha da "yaratıcı "olanları her gün duymak mümkün.

Bu kandırmacalar, planlı ve kurgulanmış olarak 2015'te Sanayi Bakanı Fikri Işık ile başladı. Bu zat, 5 yıl önce kapatılmış ve satılmış olan, General Motor'a ait İsveç Otomobili SAAB'ın bir modelini anlaşılmasın diye üstünü kamuflaj boyaları ile boyayıp "işte yerli ve milli otomobilimiz!" diye getirdi. Bu arada bu kandırma için satın alınan iki adet kullanılmış, içine elektrik motoru konmuş otomobile tam 35 milyon Euro ödedik. 

Daha sonra 2018'de birden Antartika seferi çıktı. Sanki bu iş ilk defa AKP tarafından yapılıyor gibi bir algı yaratıldı. Antartika sanki AKP tarafından keşfediliyordu.

Oysa, dünya denizcileri 17. yüzyıldan itibaren keşif çalışmaları yapıyorlardı... Sonunda 1820 yılında Rus İmparatorluk Donanması kıtayı keşfetti.

Kıta karasına ilk defa 1821'de çıkıldı. 1895 yılında ise ilk kez orada yaşam başladı. 1950'lerde 40'a yakın ülke yaptıkları araştırmalar sonunda Bir ANTARTİKA SÖZLEŞMESİ imzaladılar. Bu sözleşme araştırma ve çevre korumayı önceleyen bir anlaşma idi.

ABD Stanford Üniversitesi Profesörleri Dr. Atok Karaali ve Dr. Umran Inan 1967 ve 90'da gittiler, aylarca çalıştılar, hatta adları coğrafi yerlere veridi "Karaali Kayalıkları" ve İnan Peak "İnan Zirvesi".

Bu çalışmalar sonunda Türkiye 1995'te anlaşmaya dahil oldu. 

Yani "Cumhurbaşkanımız önderliğinde ve yol göstermesi ile Antartika seferlerini başlattığımız," 20 yıl evvel ayakkabı yoktu kadar ciddi bir iddiadır. 

Daha sonra sıra ANADOLU YERLİ VE MİLLİ UÇAK GEMİSİNE geldi.

Türk mühendislerinin başarısı diye ortaya çıkıldı. Dünyanın ilk SIHA UÇAK GEMİSİ dendi. Tabii MİLLİ ve YERLİ sözleri ile, ÜLKEMİZDE İLK DEFA sözleri ve algısı ile "sutre gerisinde" AKP İktidarının başarısı ima ediliyordu. Gemi Sarayburnunda vatandaşa açıldı.  Böylece çok ciddi bir "AKP olmazsa olmaz" beyin yıkaması yapıldı.

Oysa ülkemiz gemi İnşa endüstrisi 50 yıldır gemi üretiyor. Büyük gemi küçük gemi tamamen yüzer havuz ebadı ile alakalı, teknoloji ile ilgisi yok. İşin sonunda saçları birbirine kaynatıyorsunuz. Ülkemizde büyük küçük onlarca gemi inşa eden tersane var. Ancak bütün teknoloji tasarım safhasında.

1990'ların ortalarından itibaren Türk donanması, tamamen yerli savaş gemileri ve denizaltıları tasarlamak, geliştirmek ve inşa etmek için ulusal kaynak araştırmasına başlamış ve sonunda MİLGEM PROJE OFİSİ kurulmuştu.

Yani istense idi, ANADOLU isimli gemi tamamen yerli olarak tasarlanabilirdi. Öyle yapılmadı, İspanyolların 2004 yılında suya indirdikleri 1.JUAN CARLOS Çıkarma destek gemisi projeleri alındı ve İstanbul'da bir yerli tersane'de "monte" edildi... Adı da yerli ve milli oldu.

Daha sonra ufukta TOGG göründü.

TOGG hakkında yeteri kadar yazdım; konuştum. Ancak geçtiğimiz aylarda, YouTube'da izlediğim otomobil konulu program yapanlar arasında en doğru şeyleri söyleyen Etem Sayın'ın TOGG'u test ettiği bir programda otomobilin içinden yaptığı tarif beni çok etkiledi. Söyle söylüyor genç YouTuber:

"Ben TOBB'u nasıl bir otomobil yapmışız? diye aldım. Gördüm ki biz otomobil sanayii olarak otomobil yapmayı ögrenmişiz. Bunu TOGG'da anladım. Kullanılan parçalar, menzil seçimi, trimler, plastikler, deriler hepsi birbiri ile uyumlu bir şekilde seçilmiş. Konforundan yol tutuşuna kadar çok memnunum".

Bakın ne kadar naif bir duygu. Türk insanı öncelikli olarak otomobilin kendisinden değil, arkasında olduğunu düşündüğü Türk teknolojisini öne çıkartmak istiyor!

Ben de kendimi tutamadım. Bu Başarılı YouTuber'i aradım ve kendisine bu saydıklarının hiçbirinin Türk mühendisi seçimi veya tasarımı olmadığını söyledim. O Pinifarina'nın sadece bir danışman olduğunu sanıyordu. Bu bölümü özellikle ona hitaben yazıyorum.

2017 TOBB Genel Kurulu'nda Sayın Cumhurbaşkanı; "Bir teklifim var. Bu milletin evladı olarak buna hasretim. Gelin, TOBB yüzde 100 yerli otomobili 'Made in Turkey' olarak çıkarsın. Biz bu konuda yanınızdayız. Montaj, montaj, montaj Montajcılık bu millete yakışmıyor. Artık bu millet üretebilecek beyine de ürüne de sahip." dedi.

TOBB Başkanı da ayağa kalkıp, "emriniz olur biz yaparız!" dedi. Ve inanılmazı gerçekleştirdi, yaptı. Bu bir mucize idi. Otomobil yapmakta olan otomobil fabrikaları yeni bir model çıkartmak için ortalama 72 ay harcıyorlar.

Türkiye de bu konuşmalar olmaya başlamadan, ünlü İtalyan Oto Tasarım Şirketi PİNİNFARİNA (Hintli Mahindra Şirketi tarafından satın alınmıştı.) K 350 adını verdikleri SUV'nin 2014'de tasarım ve prototip üretimine başladılar. Prototip 2018 Pekin Otomobil Fuarında lanse etti.

K 350 hem V8 motorlu hem Elektrikli bir SUV idi. Elektrikli versiyonu Çinli Hybrid Kinetic Group geliştirdi.

Vietnamlılar V8 olanı aldı, Le Grand-Saconnex markası koydu, 2019 Cenevre otomobil fuarında sergiledi ve satılmaya başladı.

TOBB'un üreteceğine söz verdiği otomobili üretmek üzere 5 Türk şirketi bir araya gelip 2018'de TOGG şirketini kurdu. Şirket CEO'su 2019'da personel alımına başladı. Ekim'de Gebze'deki iş yerine taşındı ve hooop birden, Türk mühendisleri mucizevi bir şekilde 3 ayda otomobili tasarlıyor, prototip yapıyor, üstelik yürür, kullanılır hale getiriyor testlerini yapıyor ve TOGG markası ile 27 Aralık 2019'da bando mızıka Cumhurbaşkanına da kullandırılıp tanıtımını yapıyordu.

TOGG'un dünyaya gelmesinde hiçbir "yerli unsur" yoktur. Mudanyada yapılmış olan Fabrika bir MONTAJ fabrikasıdır.

Oyak Renault, Tofaş, Otosan çok daha "yerli" otomobil yapıyorlar.

Bu yazıyı okuyan benim TOGG'a karşı olduğumu sanabilir. Hiç öyle değil. Bence çok güzel bir otomobil, bebeklik problemleri bitsin belki birkaç yıl sonra ben de alırım. Ben Türk otomobil endüstrisi ve endüstri tasarımı sektörünün bu derece aşağılanmasına kızıyorum. Bu olanlar seçim içindi tabii. Vatandaşa hiçbir şey kazandırmadı.

Yani, ben otomobile değil bu fırıldakçı zihniyete karşıyım.

Sırada Uzay maceramız var. 55 milyon dolara yapılan bir seyahat. Bu konuda ancak Albay Gezeravcı ile "bilimsel araştırma" görüştükten sonra detaylı yazacağım.

Bugünlerde 5 nesil savaş uçağımız KAAN da var. Daha prototip bile değil.

Uçuşu seçime yetiştirmek için zannederim uçak gövdesine (Motor dahil) F 16 parçaları taktılar. 10 dakika uçurdular. Yeni Uçak Testi jargonunda böyle bir deneme yok. Bir işe yaramaz. (Seçim hilesi dışında!)

Daha ortada doğru dürüst çizimleri dahi yok. 4'üncü nesil ile 5'inci nesil arasında en önemli ayırım 5'inci nesil uçağın radara yakalanmıyor olması. (Stealth özelliği) Bunun için tüm parçalar monte edildikten sonra gövde tasarımı son halini alacak. Yani bir Formula 1 otomobilin üzerinde her yıl yapılan küçük modifikasyonlar ile birkaç salise kazanmak ile ayni uğraş. 10 yıl sürer. Hem sonra madem iş bitti niçin Amerika'dan yalvar yakar, 3 misli para verip F 16 alıyoruz?

Ancak, bu konuda çalışmaların yürüyor olması bir teselli.

Bu yazdıklarımda herhangi bir mübalağa, abartı, yalan varsa ilgililerden ikaz beklerim, hemen özür diler, düzeltirim… Hodri Meydan…

Yazarın Diğer Yazıları

Bilgi, karar, cesaret….

Yorgun AKP siyasetinden kurtulmamız ve tamamen yeni bir “restorasyon hükümeti” kurmamız gerek

Seçim bitti, şimdi ne olacak?

Sayın Özgür Özel'in yarın seçim olacak ve kazanacak gibi siyaset yapması; sonra da seçimi kazanmış, düşüncelerini gerçekleştirecek yönetim kadrosunu ve prensiplerini vakit geçirmeden saptaması ve uygulamaya hazır olması gerek