Ligde geride kalan haftalarda puan cetvelinde ilk altı sırada yer alan takımları yenemeyen Fenerbahçe için Göztepe karşılaşması iki farklı meydan okumayı ifade ediyordu. Birincisi liderle olan puan farkının açılmasına müsaade etmemesi. İkincisi ise ilk altı sırada yer alan takımlar karşısında ilk galibiyeti almak. Göztepe ise kulüp yönetiminden takım planlamasına, saha içi yönetiminden oynadığı futbola kadar bu sezonun en dikkat çeken takımlarından biriydi.
Bu zorlu karşılaşmada cezası sebebiyle tribünde olan Jose Mourinho sahaya 3-4-1-2 dizilişi ile çıktı. Djiku-Çağlar-Yusuf üçlüsü savunmada. Oğuz-Amrabat-Fred-Szymanski dörtlüsü orta alanda. Önlerinde Tadic, en uçta ise En-Nesyri ve Dzeko yer alıyordu Sarı Lacivertli Takımın başlangıç onbirinde. Üçlü savunma ile oynayan takımların orta sahayı dörtlü oynamak istediklerinde hem hücum hem de savunma kabiliyeti üst düzey iki kanat adamına ihtiyacı vardır. Mourinho, Göztepe maçının ilk yarısında sağ kanadı Oğuz’a, sol kanadı da Szymanski’ye emanet etmişti. Bu iki oyuncunun kanatlardaki hem savunma hem de hücum performansı, Tadic, Szymanski ve Dzeko üçlüsünün aynı anda sahada olması Göztepe gibi atletik, organize ve fizik kapasitesi yüksek bir takım karşısında beklenen performansısergileyemedi. Karşılaşmanın ilk 45 dakikasında oyuna hakim olan, golü bulan rakibini sahasından çıkarmayan taraf Göztepe’ydi.
Tribünler ilk yarıda sahada gördükleri karşısında memnun olmazken hafif hafif protestolar da başlamıştı. Devre sonunda Juan’ın golüyle soyunma odasına 1-0 geride giren Fenerbahçe ikinci yarıya 2 değişiklikle başladı. Genç Yusuf ve Tadic’in yerine Kostic ve Saint-Maximin ile başladı Sarı Lacivertliler ikinci yarıya. Ama ne başlamak. Henüz ilk dakika dolmadan En-Nesyri Göztepe savunmasının uzaklaştıramadığı topu ağlara gönderince önce 1-1’lik eşitliği yakaladı Fenerbahçe. Hemen ardından Kostic’in kullandığı köşe vuruşunda havada asılı kalan En-Nesyri yaptığı etkili kafa vuruşu ile topu kaleci Lis’in uzanamayacağı yere göndererek takımını 2-1 öne geçirdi. Bu golden 2 dakika sonra da Oğuz sağ çaprazdan mükemmel bir vuruşla skoru 3-1’e getiren golü atınca Fenerbahçe 9 dakikada geriden gelip iki farklı üstünlüğü yakalamış oldu. Takımlarının tempolu, önde baskılı, coşkulu ve güçlü oyununu isteyen Fenerbahçeli taraftarların, ikinci yarının bu ilk 9 dakikasındaki oyun sonrasında tribünleri bayram yerine çevirerek müthiş bir destek vermesi görülmeye değerdi. 3-1’i yakalayan sarı lacivertliler 82’de Miroshi’nin golüne kadar oyunu kontrol etmeye devam ettiler. Skor 3-2 olunca biraz panik başlasa da Fenerbahçe bu zorlu karşılaşmayı geriden gelerek kazanmayı bildi. Tribünleri de işin içine çekip yola daha güçlü devam etmek için Fenerbahçe’ye 9 dakika yetti.
Sarı lacivertli teknik ekibin artık bir karar vermesi gerekiyor. Taraftarı mutlu eden ve Sarı-lacivert renklere gönül verenlerin istediği güçlü, tempolu ve coşkulu bir oyun mu? Yoksa Mourinho’nun kontrollü oyunu mu? Kim bilir, belki de tecrübeli teknik direktör Mourinho herkesi mutlu edecek bir orta yol bulabilir.
Melih Gümüşbıçak kimdir?
Melih Gümüşbıçak 10 Ağustos 1968'de Ankara'da doğdu. Ankara 50. Yıl Lisesi'nden mezun olduktan sonra iktisat ve siyasal bilgiler öğrenimi gördü.
Mesleğe başladığı TRT'de spor programları sundu, daha sonra Doğan Yayın Holding'e geçti. İzleyen dönemde Show TV'de "Televole" adlı spor magazin programını sundu.
Daha sonra Lig TV'ye geçen Gümüşbıçak, bu kanalda sunuculuk yaptı, ardından 360 kanalında spor programı hazırlayıp sundu. TRT'de Şampiyonlar Ligi karşılaşmalarını ve çeşitli spor yayınlarını sunan Gümüşbıçak, T24'te ağırlıklı olarak Fenerbahçe maçlarını yorumlayacak.
|