11 Kasım 2024

Sporculardan kesilen vergileri kulüpler geri alıyor

Sporcuların aldıkları paralar ücrettir. Daha basit bir ifadeyle maaşlı çalışan kişiler gibi ücretli olarak değerlendirilecektir. Tıpkı ücretli çalışanlar gibi sporculara verilen paralardan -ücret sayıldığından- stopaj yapılacaktır

12 Mart 2023 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7440 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun m.17 ile 3289 sayılı Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanunu Ek m.12 değiştirildi. Bu düzenleme 1 Nisan 2023 tarihinde yürürlüğe girdi.

Bu maddeye istinaden de 22 Temmuz 2023 tarihinde spor kulüpleri ve spor anonim şirketleri tarafından sporcu ücretlerinden stopaj yapılarak ödenen gelir vergisinin, 3289 sayılı Kanun ek m.12 kapsamında iadesine ilişkin usul ve esasları düzenleyen Sporcu Ücretlerinden Tevkif Yoluyla Alınan Gelir Vergisinin İadesi Hakkında Yönetmelik de yayımlandı.

Buna göre 1 Nisan 2023 tarihinden itibaren Gençlik ve Spor Bakanlığınca tescil edilmiş olan spor kulüpleri ve spor anonim şirketleri tarafından sporculara ödenen ücretlerden stopaj yapılarak ilgili vergi dairesine kanuni süresinde beyan edilen ve vadesinde ödenen gelir vergisi, ödemeyi takip eden beş iş günü içinde ilgili vergi dairesi tarafından vergiyi yatıran kulübe iade edilir.

Yani 3289 sayılı Kanun ek m.12 uyarınca sporcularının gelirlerinden stopaj yapılıp bunun Hazineye gitmesi gerekirken beyan edilip ödenen stopajı vergi dairesi stopajı yapan kulübe geri veriyor.

Kanun maddesi diyor ki; vergi olarak aldığımız bu parayı sana iade ediyorum sen de Ek m.12’de belirtilen yerlere kullan.

Sporcular nasıl vergilendiriliyor?

Sporcuların aldıkları paralar ücrettir. Yani sporcuların aldıkları paralar Gelir Vergisi Kanunu m.61 uyarınca ücret olarak değerlendirilecektir. Daha basit bir ifadeyle maaşlı çalışan kişiler gibi ücretli olarak değerlendirilecektir.

Tıpkı ücretli çalışanlar gibi sporculara verilen paralardan -ücret sayıldığından- stopaj yapılacaktır. Ancak normal ücretlilerden yapılan stopaj, gelir vergisinin artan oranlı tarifesine (dilim usulü) tabi tutulurken sporculardan tek ve sabit bir oranla stopaj yapılmaktadır. Bu oran, sporcunun bulunduğu lige göre değişiklik göstermektedir.

Buna göre 1 Ocak 2020 tarihinden itibaren sporculara yapılan ücret ve ücret sayılan ödemelerden;

a) Lig usulüne tabi spor dallarında;

1) En üst ligdekiler için yüzde 20,

2) En üst altı ligdekiler için yüzde 10,

3) Diğer liglerdekiler için yüzde 5,

b) Lig usulüne tabi olmayan spor dallarındaki sporculara yapılan ödemeler ile milli sporculara uluslararası müsabakalara katılmaları karşılığında yapılan ödemelerden yüzde 5,

oranında gelir vergisi stopajı yapılacaktır. Bu oranlar ve uygulanma süresi -bir değişiklik olmadığı sürece-  GVK Geçici m.72 uyarınca 31.12.2028’e kadar sürecektir.

İlaveten 1 Kasım 2019 tarihinden sonra akdedilerek geçerlilik kazanan veya 1 Kasım 2019 tarihinden önce imzalanmakla birlikte bu tarihten sonra (süre uzatımı veya ücreti etkileyen değişiklikler gibi nedenlerle) yenilenen sporcu sözleşmelerine istinaden elde edilen ücret gelirleri toplamı o yılın GVK m.103’ün son dilimini aşarsa (2025 yılı için 3 milyon lira) sporcu tarafından ayrıca yıllık beyanname ile de beyan edilmesi gerekmektedir.

Özetle sporcuların bu gelirlerinden yukarıda bahsedilen oranda stopaj yapılacak sonrasında elde edilen bu gelir 2024 yılı için üç milyon lirayı aşıyorsa sporcu tarafından 2025 Mart ayında yıllık beyanname ile beyan edilecektir. Buraya kadar her şey normal.

Ancak…

Kulüpler bu stopajı iade alıyor

3289 sayılı Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanunu ek 12’nci maddesi gereğince sporcularının gelirlerinden stopaj yapılıp bunun Hazineye gitmesi gerekirken beyan edilip ödenen stopajı vergi dairesi stopajı yapan kulübe geri veriyor.

Bunun için özel bir hesap açılıyor. Özel hesap gelirlerinin toplanmasını teminen spor kulüpleri ve spor anonim şirketleri tarafından Türkiye’de kurulu kamu sermayeli bankalarda ihtiyaca göre bir veya birden fazla hesap açılır.

Kulüpler tarafından iade alınan bu tutarlar 3289 sayılı Kanun ek m.12’de belirtilen amatör spor faaliyetlerin gelişimi için kullanılması gerekmektedir. Bunun tespiti ise yıl sonuna kadar vergi denetimi ile yapılmakta ve bu konu hakkında bir rapor hazırlanmaktadır. Özetle özel hesaba ilişkin bir yıl içerisinde yapılan tüm işlemler, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından belirlenen komisyon veya komisyonlar tarafından yılda en az bir kez denetlenir. Söz konusu denetimlerin izleyen yılın sonuna kadar bitirilir.

Özel hesaptan amaç dışı kullanılan vergi iadeleri, amaç dışı kullanıldığı vergilendirme dönemine ilişkin gelir (stopaj) vergisi olarak özel hesap açılan mükellef adına vergi ziyaı cezası kesilerek tarh edilir ve gecikme faizi hesaplanır.

İyi de bu durum normal mi?

Aslında tahsisli vergi olarak adlandırılan bu uygulama daha önce Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmişti. 7146 Kanun m.15 ile 5602 sayılı Şans Oyunları Hasılatından Alınan Vergi, Fon ve Payların Düzenlenmesi Hakkında Kanun’a eklenen ek m.1’in Anayasaya aykırılığı ileri sürülerek iptaline ve yürürlüğünün durdurulmasına ilişkin muhalefet partilerince Anayasa Mahkemesi’ne götürülmüştü.

Dava dilekçesinde özetle ödenen katma değer vergisinin (KDV) bir kısmının yatırım ve işletme giderlerinde kullanılmak üzere Spor Toto Teşkilat Başkanlığı (STTB) adına açılan özel hesaba iadesinin âdem-i tahsis ilkesine aykırı olduğu, bütçe kaynaklarının özel hesaplar kullanılarak temel mali mevzuat hükümlerine tabi olmadan harcanmasının saydamlığa ve hesap verilebilirliğe engel olduğu, böylelikle Türkiye Büyük Millet Meclisine ait olan bütçe hakkının kullanımına engel olunduğu, bu durumun verginin kamu giderlerinin karşılığı olması ilkesiyle bağdaşmadığı, özel hesaba ilişkin düzenleme yetkisinin Cumhurbaşkanı’na verilemeyeceği belirtilerek kuralın Anayasa’nın 2, 7, 73, 87, 160 ve 161’inci maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştü.

Anayasa Mahkemesi 13.10.2021 tarih Esas no:2018/135, Karar No: 2021/71 sayılı kararı ile bu düzenlemeyi iptal etti.

Kararda şu açıklamalar önem arz etmektedir; Verginin, bireysel faydalanmanın söz konusu olmadığı kamu hizmetlerinin finansmanı için alınması karşılıksız olması sonucunu doğurmaktadır. Ancak verginin karşılıksız olması, bireysel karşılığının bulunmadığı anlamına gelmekte olup toplumsal karşılığı bulunmadığı biçiminde anlaşılamaz. Esas itibarıyla vergi, tüm topluma sunulan hizmetlerin anonim karşılığı olduğundan vergi mükelleflerinin en azından genel idare esaslarına göre yürütülen kamu hizmetlerinden toplumsal düzeyde fayda sağlamaları söz konusudur. Vergi mükelleflerince mali güçlerine göre ödenen diğer vergiler gibi KDV de genel idare esaslarına göre yürütülen ve tüm topluma sunulan, faydası tüm topluma yayılan kamu hizmetlerinin finansmanı amacıyla ve bunlardan sağlanan toplumsal faydaya istinaden anonim bir karşılık olarak ödenmektedir. KDV mükellefi olan Spor Toto Teşkilat Başkanlığı da bu hizmetlerden bütün toplumla birlikte faydalanmaktadır.

Diğer vergiler gibi KDV’nin de mükellef tarafından bir kere ödendikten sonra artık bütçe disiplini içinde, bütçede gösterilen kamu hizmetlerinin tamamının finansmanında kullanılmak üzere bir anonim karşılığa dönüşmesi gerekmektedir. Dava konusu kuralda mükellefin ödediği verginin bir kısmının yine bu mükellefin harcamalarının finansmanına tahsisi söz konusudur. Dolayısıyla kural gereği vergi anonim karşılık olma özelliğini yitirerek özel işletmecilik esasına göre yürütülen bir hizmetin finansmanı için alınan bir karşılığa dönüşmüştür. Bu ise verginin tüm kamu giderlerinin karşılığı olması ilkesiyle bağdaşmamaktadır.

Bu yönden başka mükelleflerce ödenmiş verginin belli bir hizmete tahsisi ile dava konusu kuralda olduğu gibi belli bir mükellefçe ödenmiş verginin yine kendisinin sunduğu hizmete tahsisi arasında bir fark bulunmamaktadır.”

Kulüplere iadeyi düzenleyen bu hüküm de iptal olur mu?

Olur da bu konu -somut norm denetimi yoluyla- Anayasa Mahkemesinin önüne gelirse benzer bir şekilde sonuçlanması muhtemeldir. Bekleyip göreceğiz…

Murat Batı kimdir? 

Prof. Dr. Murat Batı, 14 Aralık 1974 tarihinde Diyarbakır'da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Diyarbakır'da tamamladı. Lisansını Ankara Gazi Üniversitesi'nden, yüksek lisansını Hacettepe Üniversitesi'nden, doktora derecesini "Türev Araçların Vergilendirilmesi" teziyle 2012 yılında İstanbul Üniversitesinden aldı.

Mali hukuk alanında 2016 yılında doçent, 2022 yılında profesör kadrosuna (Ondokuz Mayıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi) atandı. 

Çok sayıda üniversite, banka, belediye ve profesyonel şirkete, özellikle vergi hukuku alanında eğitimler verdi; hukuk ofisleri ile YMM ofislerine danışmanlık yaptı.

"Vergi Hukuku (Genel Hükümler)", "Muhasebe Hileleri ve Vergiden Kaçınmanın Türk Vergi Mevzuatındaki Yasallığı", "Türk Vergi Sistemi" kitapları yayımlandı; 60'tan fazla ulusal ve uluslararası akademik yayında makale ve kitap bölümü yazdı.

Kısa bir süre Cumhuriyet, Dünya ve BirGün gazetelerinde konuk yazarlık yaptı. Eylül 2020'den itibaren T24'te yazmaya başlayan Murat Batı, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mali Hukuk Ana Bilim Dalı Başkanlığı görevini halen sürdürmektedir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

İşverene yük getirmeden ücretler nasıl artırılır?

Dekot sistemi (vergiden indirim) yerine matrahtan indirim dediğimiz yönteme geçilmelidir. Bu sayede ücretlinin matrahından önce asgari ücret düşülüp kalan tutar vergi dilimine sokulmalıdır ki hem daha geç vergi dilimine girebilsin hem de daha az vergi ödeyebilsin

2024 Ocak-Ekim bütçe karnesi; Bütçe KDV ve ÖTV’nin sırtında

ÖTV genel toplamı, geçen yıl aynı döneme göre yüzde 60,5 oranında artmış...

“Vergide” adalet mi, “vergilendirmede” adalet mi?

Adalet, vergilendirme sürecinde aranılıp tesis edilmeli ardından uygulamada gerçek hayata tesiri açısından- ne ölçüde adil olduğu saptanmalıdır ki bu noktada vergide adalet kavramı yerine vergilendirmede adalet kavramının kullanılması vergi tekniği açısından daha doğru bir kavram olacaktır

"
"