Beşiktaş - Antaşyaspor maçı
Böyle başlık attığınızda, sözlük tabiriyle, "güç ve tehlikeli durumdan az bir zararla sıyrılmak" anlaşılabilir. Benim meramım başka, topçular maçı sakatlanmadan bitirdi ve Beşiktaş hakemin gadrine uğrasa da sonuç değişmedi. Lideriz. Antalyaspor gibi pas oyununu çok iyi oynayan bir takımı 4-2 yendik. Mutluyuz, gururluyuz.
Önce Foto Maç Genel Yayın Yönetmeni ve spor yazarı Zeki Uzundurukan'a[1] bir parantez açmak gerekir. İlk hafta (Samsunspor ile yapılan karşılaşma) maçını yorumlarken, talihsiz bir açıklama yaptı. "Rafa Silva'ya karşı teknik direktörler bundan sonra önlem alacak. Topla buluştuğunda ya düşürecekler ya da ikili sıkıştırmayla durdurmaya çalışacaklar" dedi. İlginç bir yorumcu söylemiydi. Umarım başkalarının da aklına karpuz kabuğu düş(ür)memiştir.
Gerçekten de Rafa Silva her topa hakim olduğunda Antalyasporlu oyuncular tarafından faulle durduruldu. Kırmızı karta neden olan Güray'ın arkadan yaptığı müdahale ile ayağı kırılabilirdi. "Ucuz atlattı."
İkinci olarak tribünde hakem Mehmet Türkmen'i ziyadesiyle andık. Ev sahibi takıma 4 sarı kart çıkaran Türkmen kararlarıyla Beşiktaş seyircisinin moralini bozdu. Zira takım iyi, hoca iyi, taraftar da iyi ama yine hakem kararlarından kaynaklanan bir müphem ruh haliyle stat terk edildi.
Mehmet Türkmen
Türkmen henüz bu yıl Süper Lig'de maç yönetmeye başlamış. Yani Beşiktaş'ın maçına çıktığında sadece bir maç yönetmiş. Tecrübesizliği ve maça hakim olma iradesini kartla ikame etmeye çalışan Türkmen, Masuaku'nun oyuna girmesinden 3 saniye sonra sarı kart göstererek haklı bir rekora imza atmış oldu. (!)
Katıldığı "Kim Milyoner Olmak İster" programını sadece bin lira ödülle terk eden bu birikimli hakemle ilgili arkadaşları "milli takımı tutarım" demesinden sonra "yalan" diye yayında açığını veriyor ama takımını öğrenemiyoruz. Neyse, umarım Federasyona yakın Beşiktaş'a uzak olur.
Beşiktaşımız iyi yolda. Takım iyi, aralarındaki iletişimin iyi olduğunu hissettiriyorlar. Genç oyuncular ve deneyimli ustalar arasında dengeli bir kokteyl oluşturulmuş. Hoca'nın takıma etkisini görüyoruz. Taraftar da bu yıl farklı. Geçen yılın yılgınlığı ve hayal kırıklıklarının yerine canlı bir tribün var. Stadın çatı kaplaması başarılı olmuş ki ses tamamen sahaya yansıyor.
Bu hafta bay haftası. Beşiktaş maç oynamayacak ama biz yazmaya devam edeceğiz.
Ali Koç, acaba?...
İlginç bir deneyim gerçekleştireceğiz. Lig bittiğinde 38 haftanın Beşiktaş gözlüğü ile yansımasını konsolide etme imkanı olacak. Ancak bir yandan da 2024-2025 sezonunun önemli olayları ve tartışmalarına da yer vermek gerekir. Zira tarihi arşiv değeri olan eşikleri kayıt altına almış olacağız.
İlk yazıda vurgulandığı üzere başka takım taraftarları ve camialarını rencide etmeden bunu yapmaya çalışacağız.
Geçtiğimiz haftanın en önemli olayı Göztepe-Fenerbahçe maçında yaşanan olaylardı. Ali Koç maçın 51. dakikasında sahaya girdi ve saldırıya uğradı.
Göztepe maçında sahaya inen Ali Koç'a yabancı madde isabet etti; sahaya inen akreditasyonlu Fatih Özkan, Koç'u iterek yere düşürdü!
Ali Koç'un bu yıl "gemileri yaktığını" ve statüko ve teamüllerin dışına çıkabileceğini anlıyoruz. Bütünüyle taraftarlarının mağduriyeti üzerinden yaptığı müdahale farklı açılardan tartışılabilir. Ancak tribün kültüründe hiç yaşanmamış bir an olduğunu söylemeliyiz.
Beşiktaş bu tür sorunları "taraftardan sorumlu yöneticisi" ve o maç için belirlenmiş 4-5 avukattan oluşan bir heyetle çözüyor. Taraftarların yaşadığı sıkıntılar ya da güvenlik güçleriyle sorunlar bu heyetin anında girişimlerini gerektiriyor. Bunu çok başarılı bir seçenek olduğunu söylemek mümkün değil. Kimi zaman bütün girişimler boşa çıkıyor ya da akamete uğruyor. Ancak stattaki taraftara yansımaması açısından önemli bir seçenek.
Fenerbahçe camiası da böylesi bir seçenekle hareket edebilir miydi? Acaba her önemli gelişmede Ali Koç inisiyatif alırsa, itibar yönetimi açısından sorun çıkar mı? Bu sorular önemli. Zira Fenerbahçe'nin 2-0 önde götürdüğü bir maçtı ancak 51. dakikada gelişen olaylar sonrası maç 2-2 bitti. Yani gerilim sahaya yansıdı.
Fenerbahçe - Ali Koç üzerine sözün tükenmeyeceği bir yıl bizi bekliyor. Takip edeceğiz…
[1] Uzundurukan bir açıklama yaparak özür diledi. Özür mesajında şöyle diyor: "Rafa Silva'ya Güray Vural'ın acımasızca yaptığı hareket, en çok beni üzdü. Çünkü ben, Rafa Silva'yı bizim ligimizde durdurmanın çok zor olduğunu, rakiplerin faul yaparak, Rafa'yı etkisiz hale getirmeye çalışacaklarını ifade ettim. Durum tespitinde buldum. Ama yanlış anlaşıldım. Bu sözlerim için Beşiktaş camiasından özür dilerim."