İş gücü istatistiklerinde aşırı oynaklık ve tuhaflıklar Haziran ayında da karşımıza çıktı. Salı günü TÜİK işsiz sayısının (mevsim etkilerinden arındırılmış) Mayıs’tan Haziran’a tam 823 bin azaldığını, işsizlik oranınında da yüzde 13,1’den 10,6’ya, tam 2,5 yüzde puan, adeta serbest düşüş gerçekleştiğini duyurdu.
İşsiz sayısında ve işsizlik oranında bir ayda böylesine devasa bir düşüş ne Türkiye’de daha önce görülmüştü ne de, bildiğim kadarıyla, bir başka ülkede. Zaten kuramsal olarak da bir ay gibi son derece kısa bir süre içinde işsizlikte bu kadar ölçüsüz değişimler mümkün değildir.
Basit iki nedenle: İş gücü (istihdamdakiler ile iş arayan işsizlerin toplamı) normalde istikrarlı bir seyir izler: İstihdam azaldığında işsiz sayısı da artar. İstihdamda ise şiddetli olumlu ya da olumsuz bir ekonomik şok durumunda bile bir aydan diğerine devasa bir artış ya da azalış ortaya çıkmaz.
Ama burası Türkiye. Yeni bir güne uyandığınızda olağan dışı bir gelişme ile karşılaşmak uzun süredir adeta sıradan bir vaka haline geldi. Neyse saadete gelelim ve Haziran ayında iş gücü piyasası rakamlarına yakından bakarak işsizlikteki olağan dışı düşüşü anlamaya çalışalım.
İstihdamda ölçüsüz artış
İstihdamla başlayalım. Mayıs’tan hazirana artış 602 bin! Bir ayda yüzde 2 oranında artış! Her ay böyle artsa yılda yüzde 25’in üzerinde artış olur. Malumunuz Mayıs’ta bilmem kaçıncı kapanma yaşanmış Haziran’da da tam açılmaya geçilmişti. İstihdamın artması, özellikle yeniden açılan hizmet faaliyetlerinde beklenen bir gelişmeydi. Rakamlara bakıyoruz hizmetlerde istihdam artışı 136 binden ibaret. İnşaata bakıyoruz, artış 8 bin. 602 binin daha dörtte birine gelemedik. Mayıs’ta tarım istihdamında 300 bin civarında kadın buharlaşmıştı. Haziran’da 159 bini geri dönmüş! Tarımda toplam istihdam artışı 163 bin.
Geriye ne kaldı? Tabii ki sanayi. Bu sektörde istihdam artışı tam 296 bin. Bir ayda yüzde 5 oranında artış! “Sanayide ne oldu ki bu kadar istihdam artışı oldu” diye kafanızı hiç yormayın. Sanayide olağanüstü bir şey olmadı. Sorun ölçüm ile yani rakamlarla ilgili. Sanayide Nisan ve Mayıs aylarında anlaşılmaz bir şekilde istihdam toplamda 253 bin azalmıştı. Haziranda sanayi istihdam rakamı normale dönmüş oldu. Hepsi bu.
İşsiz sayısında ölçüsüz azalma
İstihdam 602 bin artarsa elbette işsiz sayısı azalır, işsizlik oranı da düşer. Ama ne kadar düşer? Eğer yukarıda belirttiğim gibi iş gücü nispeten istikrarlı ise işsiz sayısı da 600 bin civarında azalır. Ancak Türkiye gibi çalışabilir nüfusun arttığı bir ülkede bir miktar da yeni iş arayanlar devreye girer. Yani normalde işisiz sayısında 600 binden bir miktar daha az azalma olur. Bakıyoruz, işsiz sayısı tam 823 bin azalmış! Böyle olunca da işsizlik oranı da 2,5 yüzde puanlık devasa düşüşle yüzde 10,6’ya gerilemiş oluyor. Bir fikir vermek için işsiz sayısı 550 bin azalsaydı işsizlik oranı kaç olurdu diye hesapladım, yüzde 11,4 çıktı.
Erkekler nereye gitti?
İşsiz sayısının istihdam artışının çok üzerinde azalması iş gücünden büyük çapta çıkış demektir. Nitekim iş gücü bir ayda 222 bin azalmış görünüyor. Acep bunlar kimi olabilir diye olağan şüpheli kadınlara bakıyoruz ve istihdamın 218 bin, iş gücünün 122 bin arttığını, işsiz sayısının da doğal olarak 96 bin azaldığını görüyoruz. Rakamların gizemli bir yanı yok. Dönüp erkeklere bakıyoruz ve anlaşılması olanaksız bir manzara ile karşılaşıyoruz: İstihdam 383 bin artarken işsiz sayısı tam 727 bin azalıyor! Tanım icabı iş gücü de 344 bin eksilmiş oluyor.
Tanrı aşkına bu kadar erkek iş aramak yerine eve mi kapandı, yoksa kahvede okey mi oynuyor? Belli ki bir kez daha bir ölçme sorunu ile karşı karşıyayız. Büyük ihtimalle Temmuz rakamlarında bu anormallik düzelmiş olacak ve istihdam artışı da iş gücü artışının altında kalacağından, işsizlik oranı da artacak. Tabii bir başka rakamda olağan dışı bir gelişme olmazsa.
Sevgili okurlar, aylık iş gücü göstergelerinde bu kadar büyük oynaklık beni yordu. Eminim sizi de yoruyordur. İşsizlik oranında son dört ayın seyrine bakar mısınız? Mart yüzde 13,2, Nisan yüzde 13,8, Mayıs 13,1, Haziran 10,6. Hiçbir ülkede – belki bir iki istisna vardır – işsizlik oranının aydan aya bu kadar büyük dalgalanmalar göstermediğine dair iddiaya girebilirim. Bu koşullarda ayık verilerle işsizliğin nereye gittiğini kestirmek de olanaksızlaştı.
TÜİK aylık veriye geçince üç ayda bir çeyreklik rakamları içeren bir bülten yayınlamaya başladı. İlki Mayıs’ta yayınlandı. İkincisi bu ay yayınlanacak. Bakıp toparlayıcı bir yazı yazmayı düşünüyorum. Belki da işsizliği çeyreklik rakamlarla üç ayda bir takip etmek daha doğru olacak.