01 Nisan 2025
Volkan Konak
Yine süreçlerden bir süreç yaşıyorduk. Yine, barış kavramı düşlerine bile girdiğinde, “hafazanallah, şeytan vesvese sokmuştur!” diye celallenen bir güruh vardı.
Mazlum çelebiliği ile kimsenin toprağında gözümüz, bayrağına sözümüz olmadığını anlatmak da yine bize düşmüştü.
Ne çok ‘yine’ dedim değil mi? Bu memleketin Gördüşlü Sisifos’dan borç aldığı bir kaderi var işte. Borçtan kurtulmaya da pek niyeti yok. Sisifos kayayı, biz de kuyruğumuzu kovalayıp durduk yıllarca.
Barışı ilk Karadenizliye anlatalım dedik. Onlara anlatabilirsek eğer gerisi kolaydı.
Benim bir can yârim vardı o zamanlar. Teşvik etti; rahatlattı. "Konuşmayı şehvetle seven" hemşehrilerinin aslında iyi insanlar olduğunu söyledi. Yolların saklamasını diledi. "Bütünlüğümüze bahane olmalarına" niyet ederek düştük yollara. Hem Mumhane önünde çay bile içebilecektik barış gelirse…
Olmadı! Karadenizlinin kötü bir gününe denk geldik. Bir insan evladı 700 kilometre taş yer mi yağmur gibi? Yedik ve gerisin geri döndük.
İşte bu linç güruhuna yine bir Karadeniz uşağı Volkan Konak, atma türkü lezzetinde ve ülfetinde karşı çıktı.
“Maçka’ya gelin benim evimde kalın” dedi. Bizim için “Bunlar sözüne güvenilir insanlar” dedi…
İşte o gün kalbimizde, yücelerden yüce bir konak inşa etti. Tıpkı soyadı gibi.
Aradan bir zaman geçti. Selahattin Demirtaş ile beraber urgun urgun bir türkü gecesine firar ettik. Mekâna girdiğimizde Volkan bütün haşmetiyle kucakladı bizi. Duymuş ve yüreğini ikram etmeye gelmişti. “Ha bu gece beni çekeceksunuz, yedi sülalemin, yedi sülalenizden alacağu var” dedi.
Yedi sülalesine sövmüştü çünkü nasipsizler sürüsü.
Sabaha kadar her makamdan dem tuttuk. En çok da sevdaluk söyledik. O koca adam Yozgat Sürmelisi'ne ağladı hıçkıra hıçkıra…
Süreçlerden bir süreçteyiz yine. Bir dostla haber göndermişti. “Ha söyleyin o deliye da, bu sefer bütün memleketi gezsun once, en son Karadeniz’e gelsun” diye…
Densiz müftünün biri kem söz etmiş. Sanırsın ki cehennemden beratı var da herkesi nar ile korkutmada. Öte yandan, namazı kılınır mı kılınmaz mı fetvaları kol geziyor.
Keşke bir Oflu Hoca ağızlarının payını verse:
“Ula kardeşluk” dese, “biz yeri gelir Allaha da küseruk. İnsan sevduğine küser. Belki de beklentimiz buyuktur, ondan sebeb! Her poha da konmayiverun da!”
Cenaze namazı, inananlar için gidene yapılması farz olan bir görevdir. Ve fakat yeryüzünde bir kişi bile bu vecibeyi yerine getirirse, insanlığın kalanından bu borç kalkmış olur.
Benim Volkan Konak’a ödenmesi zor bir borcum var.
Yine barış uğruna yollarda olduğum için tek başıma bir gıyabi cenaze namazı kılacağım. Belki o hercü mercin içine girmek istemeyenler için de o densiz müftü gibi "zorlaştırıcı değil kolaylaştırıcı" olacağım.
Siz de evinizde yapabilirsiniz. Şöyle:
Abdestinizi almayı unutmayın.
Kıbleye dönün.
Allah için namaza, meyyit için duaya durup, er kişi niyetine diye niyetinizi beyan edin. (İçinizden geçirseniz de olur.)
Allah-u Ekber diyerek birinci tekbiri getirin ve ellerinizi bağlayın.
Sübhaneke duasını (ve celle senaük) kısmıyla beraber okuyun.
İkinci tekbiri alın ve Allahümme Salli ve Allahümme Bârik dualarını okuyun.
Üçüncü tekbiri alın ve cenaze duası ya da Fatiha’yı okuyun. Kunut duası da olur.
Dördüncü tekbiri alın. Es selâmu aleyküm ve rahmet’ullah diyerek sağa ve sola selam verin.
İşte bu kadar. Bilmeyenler için internette bu duaların hepsi var. Allah kabul etsin. Sizlerin de geçmişlerinize rahmet olsun. Amin
Bu ibadetinizi daha da şereflendirmek isterseniz eğer bildiğiniz bir duayı da ekleyerek, bu duadan hasıl olacak sevabı Hatice annemize de hediye edin.
Ki o İslamın Resullah (s.a.s)'la beraber ilk namazını eda eden şahsiyettir fakat cenaze namazı kılınmamıştır.
Çünkü ölüden ve deliden hüküm kalkar. Volkan Konak’ın gidişine mazeret arayan çok. Aşıdan diyen var, Covid’den diyen var, günahkâr olana kadar bekletilmiş üzüm suyundan diyen var…
Bence eceli saymazsak, bedeni o büyük yüreğine dar geliyordu.
Şerefle girdi hayatımıza, şerefle yaşadı, şerefiyle tamamladı zamanını. Şerefiyle de haşrolunacaktır inşallah.
Bana gelince, gönderdiği nasihatı tutacağım. Barışın son mührü için Karadeniz’e gideceğim.
Artık Mumhaneönü’nde çay içesim yok. Maçka’daki kabri başında, dünyanın bütün sevdalukları için şu türküyü okurum belki;
denizde kararti var bu gelen kayik midur
ben ozledum yarumi ağlasam ayip midur
oy dumanlar dumanlar hep dağlari sardunuz
yureğumun derdini bilsenuz ağlardunuz
karardi karadeniz taşti bu yana taşti
haber verun yarume gozlerum doldi taşti
Belki de “Bir daha değse idi nefesum nefesune” yi söylerim.
Uğurlar olsun güzel yürekli kardeşim. Bütün vakitsiz gidenler gibi Yollar saklasun seni.
Sırrı Süreyya Önder kimdir?Yönetmenlik, senaristlik ve yazarlığın yanı sıra çok sayıda film ve dizide rol alan, hâlen TBMM Başkanlık Divanı’nda İstanbul Milletvekili olduğu DEM Parti’yi TBMM Başkanvekili olarak temsil eden Sırrı Süreyya Önder, 7 Temmuz 1962’de Adıyaman’da doğdu. Berber ve arzuhalci olan babası, 1960'lı yıllarda Türkiye İşçi Partisi'nin Adıyaman’da kurucusu ve il başkanı oldu. Sekiz yaşındayken babasını kaybetti, annesi ve dört kardeşi ile dedesinin evine taşındı. Bu dönemde bir fotoğrafçıda çırak olarak çalışmaya başladı. 16 yaşını bitirdikten sonra Sıtma Savaş ve Eradikasyon Teşkilatı'na mevsimlik işçi olarak girdi. 12 Eylül 1980 darbesi öncesinde Milliyetçi Cephe Hükûmeti döneminde bu işini kaybetti, lastik tamiri dükkânı açtı. 1978 yılında Adıyaman Lisesi'nde ikinci sınıf öğrencisiyken Maraş Katliamı'nı protesto ettiği için tutuklandı. Tahliye edilmesi ve lise mezuniyetinin ardından girdiği üniversite sınavında ilk tercihi olan Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni (Mülkiye) kazandı. 12 Eylül 1980 darbesinin ardından ilk tutuklama dalgasında Ankara’da gözaltına alındı, işkenceli sorguların yapıldığı Ankara Emniyet Müdürlüğü DAL (Derin Araştırma Laboratuvarı) biriminde 105 gün tutuldu. Çeşitli cezaevlerinde yedi yıl hapis yattı. Mayıs-Haziran 2013 Gezi Parkı direnişi sürecinde biber gazı fişeğinin isabet etmesi sonucu yaralandı. ‘Dolmabahçe Mutabakatı’ ile sonuçlandıktan sonra rafa kaldırılan Kürt sorununa çözüm sürecinde aktif rol aldı. 2013 yılında Nevruz kutlamaları sırasında yaptığı konuşma nedeniyle 3 Aralık 2018'de 43 ay hapis cezasına çarptırıldı. 6 Aralık 2018'de Kocaeli Cezaevi’ne girdi. Anayasa Mahkemesi'nin “ifade özgürlüğünün ihlal edildiği” kararı üzerine 4 Ekim 2019'da serbest bırakıldı. BDP'nin desteklediği bağımsızlardan oluşan Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku içinde katıldığı 2011 genel seçimlerinde, İstanbul 2. Bölge’den milletvekili seçildi. 2014 yerel seçimlerinde Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Büyükşehir Belediye başkan adayı olarak yüzde 4,8 oy aldı. HDP saflarında katıldığı Haziran 2015 ve Kasım 2015 genel seçimlerinde Ankara 1. Bölge’den milletvekili seçilerek parlamentoya girdi. TBMM’de 24. Dönem İstanbul, 25 ve 26. Dönemlerde Ankara Milletvekili olarak görev yaptı. 2023 Türkiye genel seçimlerinde DEM Parti listesinden 28. Dönem İstanbul Milletvekili seçildi ve TBMM Başkanvekili olarak TBMM Başkanlık Divanı’na girdi. 17 Mart 2021'de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Anayasa Mahkemesi’nde açtığı HDP’yi kapatma davası kapsamında hakkında beş yıl siyaset yasağı talep edilen isimler arasında yer aldı. Kobani olaylarından yıllar sonra açılan Kobani davasında yargılandı ve Mayıs 2024’te hakkında beraat kararı verildi. Ödüllü yönetmen, senaryo yazarı, oyuncuÇok sayıda film ve dizi için senaryo yazan ve senaryo danışmanlığı yapan, rol üstlenen Sırrı Süreyya Önder, Adıyaman’daki yerel müzisyenlerin (gevende) hayatı üzerinden 12 Eylül darbesinin sıkıyönetimini anlattığı Beynelmilel filmi ile büyük yankı yarattı. Senaryosunu yazarak yönettiği ve Türkiye’de sinema tarihine geçen Beynelmilel filmi Uluslararası İstanbul, Ankara, Altın Koza film festivallerinde, Hindistan ve Pakistan’da çok sayıda ödül kazandı. Yönetmen, senarist, senaryo danışmanı ve oyuncu olarak Emret Komutanım (senarist), Kalpsiz Adam (senaryo danışmanı), Sis ve Gece (oyuncu), Mutluluk (uyarlama), O... Çocukları (senarist), Zombilerin Düğünü (oyuncu), Ejder Kapanı (oyuncu), Mar (oyuncu), Yeraltı (oyuncu), F Tipi Film (ortak yönetmen, senarist), Düğün Dernek (oyuncu), Ferahfeza (oyuncu), İtirazım Var (senarist, oyuncu), İçimdeki Ses (oyuncu), 14 Tirmeh (oyuncu), Manyak (oyuncu), Taş Yok Mu Taş (kısa film; yönetmen, senarist, oyuncu) projelerinde yer aldı. Radikal İki, Birgün ve Özgür Gündem’de köşe yazdı. |
"Ama gördük, ama yaşadık; Mustafa çıplak ayaklarıyla ateş üstünde iki dilin şarkılarını söyledi"
Devletin tarif ettiğinin içine girmeyen her şey ‘Had’din konusudur. İşte Yazı Tura filmi bu haddi aşmış ve bedeli Uğur Yücel’e yıllarca görünür görünmez yollarla ödetilmiştir. ‘İstanbul abisi’ dediysek boşuna demedik. Korktuğundan değil ama çelebiliğinden bir gün kimsenin başına kakınç etmemiştir
Kuyu, kazdıkça kendilerini bulacakları tek mekândır. Ama kuyunun kadimden gelen bir vasfı daha vardır ki o da ‘zindan’dır. Ben, tek kişilik F Tipi bir kuyuda, bu filmi yarım yamalak görerek çokça dinleyerek bunları düşündüm. Gerçekliği böyle midir hiç önemi yok ama Sinan’ın annesinin dile dökülmeyen ah’ı kulağımdan gitmedi
© Tüm hakları saklıdır.