22 Ekim 2024

Yenidoğan çetesinde adı geçen hastane, SGK borcundan kurtulmak için konkordato ilan etmiş!

SGK, Özel Şafak Hastaneler Grubu’na 490 milyon liraya yakın ceza kesti. Süreç devam ederken hastane yönetimi, şirket yönetiminin ceza borcunu ödemek için devletle görüştü ancak kendilerinden istenilen yaklaşık 20 milyon lira aracılık bedeli nedeniyle görüşmekten vazgeçti

Bebek acil hastalarını anlaşmalı hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve 12 bebeğin hayatını kaybetmesine neden olan "yenidoğan çetesi"ne ilişkin soruşturmada 22 kişi gözaltına alındı

Ülkenin görüp göreceği en büyük suç örgütlerinden birisi, Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturmasında gün yüzüne çıkarıldı.

Bildiğimiz klasik mafya/çete yapılanmalarına rahmet okutacak cinsten hem de.

Haksız kazanç elde etme ve devleti dolandırmanın yanında evlat sahibi olanların, annelik/babalık duygularını sona erdiren, mutluluklarını acılara dönüştüren, evlat yetiştirme hayallerini yıkan bir grup cani ile karşı karşıyayız.

Tek amaçları elbette ki para.

Parayı elde etmek için -şimdilik- yenidoğan bebeklerin yaşamlarına son vermekte hiçbir sakınca görmeyen suç örgütü yapılanması.

Dünya suç tarihine giren bir tablo ile karşı karşıyayız toplumca.

SGK’dan gönderilen ceza yazıları

Farkındaysanız; geçen haftadan bu yana gündeme olan konuda hiçbir siyasi bakış ya da dünya görüşü ayrımı yok! Sağcısı, solcusu, siyasal İslamcısı, PKK’dan yargılanıp affedileni hemen her kesimden insanlar, paranın çevresinde toplanmış durumdalar.

Hepsi insanlığın bittiği noktadalar artık.

Yenidoğan bebekler başta olmak üzere insanların canları üzerinden dolarları, euroları cebe atmaya çalışan “insan görünümlü caniler” sayesinde Türkiye, dünya suç tarihinde bir iz daha bıraktı.

Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturmasıyla ilgili bilgiler ve belgeler çarşaf çarşaf kamuoyuna yansıdı.

Haklarında suç örgütü davası açılan sanıkların telefon görüşmeleri, organizasyondaki konumları, faaliyetleri, siyasi bağlantıları en ince ayrıntısına kadar detaylıca biliniyor artık.

Dosyanın ucundan tutunca, Sağlık Bakanlığı’nın skandalla birlikte faaliyetine son verdiği özel hastanelerden Özel Şafak Hastaneler Grubu’yla ilgili bazı bilgilere ulaştım.

Söz konusu hastaneler grubuna, SGK İstanbul İl Müdürlüğü Topkapı Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi’nce 16 Mayıs 2022’de bir yazı gönderildi.

Bugün son aşamasına gelinen soruşturmanın başlatılmasından yaklaşık bir yıl önce.

Yazının konusu, hastaneler grubuna yönelik teftiş sonucunu aktarılması ve SGK tarafından kesilen ceza miktarı.

Üç sayfalık resmi yazıya bakıldığında; gerçeğe aykırı fatura veya faturaya dayanak oluşturan belge hazırlandığı, sağlık hizmeti sunulmadığı halde sağlık hizmeti sunulmuş gibi gösterildiği, izinli olduğu görülen doktorlar üzerinden sağlık hizmeti verildiği, sağlık hizmeti verilen hastalara ait verilerin sisteme kaydedilmediği, Sağlık Bakanlığı’nca onay verilmemiş ilaç ve sağlık malzemesi kullanıldığı müfettişlerce tespit edilmesi sonrasında yaklaşık 44.5 milyon lira ceza kesildi.

Yazıda, on iş günü içinde itiraz edilmediğinde cezanın kabul edilmiş olduğuna dikkat çekildi.

Ardından aynı sağlık grubuna 19 Aralık 2022 günü yeni bir yazı daha gönderildi.

Yazıyı gönderen yine aynı kamu kurumuydu.

İçerik ise, ilkinde olduğu gibi hastaneler grubuna uygulanan cezaydı.

Bağcılar Özel Şafak Hastanesi'nin "yenidoğan çetesi" soruşturması kapsamında ruhsatı iptal edildi (Fotoğraf: Anadolu Ajansı)

SGK, hastaneler grubuna gönderdiği yazıda, 43 bin 889 sorunlu sağlık hizmeti işlemi karşılığından 438 milyon 889 bin lira ve sağlık işlemlerine ait evrak ile belgelerin saklanması hükmüne aykırı davranıldığı gerekçesiyle 20 bin lira olmak üzere toplamda 438 milyon 891 bin lira ceza uygulandığı bildirildi.

Böylece, SGK tarafından Özel Şafak Hastaneler Grubu’na 490 milyon liraya yakın ceza kesti.

Bu süreç devam ederken hastane yönetimi ilginç bir adım attı.

Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde konkordato davası açtı. Davanın açılmasının sebebi, hastanelere ait mal varlığına SGK cezaları ve diğer borçlar nedeniyle haciz konulmasının önüne geçmekti.

Konkordato sürecinde hastanelerin sahip olduğu şirketin hisseleri 8 ay içinde “üç kez” el değiştirdi. Şirketin tek sahibi 2021 şubatta Atakan Bekmezci iken, aynı yılın nisan ayında Halil İbrahim Demir şirketin tek sahibi oldu.

2021 Ekim’de ise, şirket önceki sahibi Seçim Öztürk’e geçti.

Tabii ki, burada aslolan şirketin devlete olan borcunu ödeyip ödemediği kuşkusuz.

Benzer süreçlerde mahkemeler çoğunlukla borçlunun lehine karar veriyor. Özel Şafak Hastaneleri’nin süreci nasıl sonuçlandırdığı yönünde sağlıklı bir bilgiye ulaşamadım.

Buna karşın, şirket yönetiminin ceza borcunu ödemek için devletle görüştüğünü ancak kendilerinden istenilen yaklaşık 20 milyon lira aracılık bedeli nedeniyle görüşmekten vazgeçtiği bilgisine ulaştım.

Zaman içinde tablo daha net anlaşılacak zannımca.

Bahçeli’nin koruma müdürü nasıl kurtarıldı?

Aynı araştırmalar sırasında başka bir bilgiye daha ulaştım.

Bu bilginin merkezinde yoğun bakım çetesi dosyasında sanık olarak yargılanan Özel TRG Hospitalist Hastanesi’nin genel müdürü olarak bilenen eski polis müdürü Murat Mantuş var.

Mantuş’un MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin koruma müdürüydü.

Murat Mantuş (en sağda)

Mantuş, soruşturma sırasında sessiz sedasız gözaltına alındı. Aslında tam gözaltı da denilemez!

Şüpheli sıfatıyla ifadesi alındı. Dosyadaki benzer konumda olanlar, tutuklanarak cezaevine gönderilirken, Mantuş ise adli kontrol ile serbest kaldı.

Mantuş, şimdi cinayet suçundan yargılanacak.

Edindiğim bilgiye göre; Mantuş’a gözaltı işlemi yapıldıktan sonra Ankara’dan bir Yargıtay savcısı İstanbul’a geldi. Bu savcı, soruşturmanın yürütüldüğü Büyükçekmece Adliyesi’nde görüşmeler yaptı.

Görüşme yaptığı isimler arasında soruşturmayı yürüten yargı personeli de vardı kuşkusuz.

Sonrasında ise ne hikmetse aynı durumdakiler tutuklanmasına rağmen Mantuş, adli kontrol şartıyla evine gitti.

Başsavcı için “değerli dostum” tanımlaması

Bu arada, soruşturma savcısını söz konusu dosyayla ilgili makamında aleni şekilde tehdit eden Mustafa Kemal Zengin’in pek çok isimle fotoğrafı çıktı ortaya.

Kendisini İçişleri Bakanlığı Müsteşarı olarak tanıtan Zengin, büyük pişkinlikle tehdit ettiği savcıya da kendisiyle fotoğraf çektirip sosyal medyada paylaşması tavsiyesinde bulundu.

Zengin’in birlikte fotoğraf çektirip kendi sosyal medya hesabından paylaşım yaptığı isimler arasında hemen herkes var. Kısa süre öncesine kadar İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı olan Şaban Yılmaz da bu isimlerden biri.

Mustafa Kemal Zengin'in sosyal medya paylaşımı

Zengin’in, soruşturmanın devam ettiği dönemde, 14 Ekim 2023’te paylaştığı fotoğrafa açıklama olarak Yılmaz için “Değerli dostum” hitabı fazlasıyla dikkat çekici.

Siyasetçiler ve kamu personelinin yanı sıra yargı camiasını da “es geçmeyen” Zengin’in, aynı yöntemi sürekli uyguladığı anlaşılıyor.

Savcının konum bilgilerine nasıl ulaşıldı?

Yoğun bakım çetesi dosyasıyla beraber aynı zamanda ayrı bir soruşturma daha var Büyükçekmece Adliyesi’nde. Henüz hazırlık aşamasında.

İşin başında Mustafa Kemal Zengin var. Bu soruşturmada, soruşturma savcısının anlık konum bilgileri, aracının geçtiği güzergahların tespiti, irtibatları ve telefonunun HTS kayıtlarının bazı polisler tarafından Zengin ve ekibine ulaştırıldığı iddiası mevcut.

Böyle bir sürecin yakın tarihte yaşandığını bilmem hatırlıyor musunuz?

Bilmeyenler için “Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in öldürülmesi” sırasında anlık konum bilgilerinin tetikçilere ulaştırıldığını hatırlatayım.

İşte yine benzer bir durum.

Para hırsları insanlıklarının önüne geçmiş bir grup, tıpkı Sinan Ateş olayında yaşandığı gibi soruşturma savcısını vurmak için polisten destek almışlar anlaşılan.

Bu tabloda sıra Emniyet Genel Müdürlüğü’ne geldi tabii.

İddiayı araştırmak için müfettiş görevlendirmesi yapılması gerekecek. Bu polis/polisler kimler ortaya çıkarılması lazım. Kimlerle nasıl bağlantıları var, kamuoyuna açıklanması zorunlu.

Tolga Şardan kimdir?

Tolga Şardan, 1988'de yerel olarak yayınlanan Ankara Ulus gazetesinde mesleğe başladı. 1989'dan 2018'e kadar Milliyet gazetesinde polis muhabirliği , Ankara Temsilci Yardımcılığı ve köşe yazarlığı yaptı. 

Haber ve yazılarıyla, 1992'den itibaren Çetin Emeç, Muammer Yaşar Bostancı, Abdi İpekçi'nin adını taşıyan gazetecilik ödüllerini aldı. Yanı sıra, haberler Çağdaş Gazeteciler Derneği ve Türkiye Spor Yazarları Derneği'nce ödüle layık görüldü. 

Ayrıca Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nce verilen 2021 Yılı Basın Özgürlüğü Ödülü'nün sahibi oldu. 

Şardan, 2019'da Doğan Kitap'ta yayımlananKomonist Masası'nda Nazım Hikmet " adlı araştırma sürecindeki kitabını kaleme aldı. 

2019'dan bu yana T24'te en çok güvenlik konularını ele aldığı Büyüteç adlı köşeyi yazıyor .

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

TUSAŞ saldırısı göz göre göre geldi: Tesis, özel güvenlik denetiminde sınıfta kalmış!

TUSAŞ’taki özel güvenlik personeli sayısının “uygulamadaki yetersizliğine karşın” söz konusu güvenlik noktasının neden jandarmadan alınıp özel güvenliğe verildiği sorusunun yanıtı, süreçteki ihmâli daha net ortaya koyacak kuşkusuz

TUSAŞ saldırısında kader anı: Cevap alınamayan cep telefonu araması, taksicinin kaderini nasıl değiştirdi?  

Mersin Polisevi’ne ve İçişleri Bakanlığı'na geçen yıl eylülde gerçekleştirilen saldırıların TUSAŞ eylemiyle benzeşmesi de ayrıca dikkat çekici. Ülkenin en önemli tesislerinden birisinin sadece özel güvenlik sistemi ile korunması zafiyetin bizzat kendisi

Yargı camiasındaki iddia: Yargıtay yönetimi, 11 üyeye “emekli olun” tavsiyesinde bulundu

Emeklilik önerilen üyelerin ortak yönleri, haklarındaki akçeli iş iddiaları. Teklifin arkasındaki sebep ise, söz konusu üyelere yönelik sürecin haklarında soruşturma açılmasına dönüşmemesini sağlamak. Yargıtay yönetimi, böylece kurumun yıpranmasının önüne geçmek istiyor

"
"