Gündem

Bahçeli: Çözüm sürecinin çatı başbakanı Hakan Fidan mı?

'O kadar söz söylüyorum yer bulmuyor, giydiğim yelek buluyor. Artık sözlere yelek giydireceğim'

11 Şubat 2015 12:51

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “PKK, AKP ve HDP iş birliği ile bu  süreç devam ettiriliyorsa  o zaman bu sürecin   400 milletvekilini de hedefleyen  ve belli bir amaca ulaşmak için özerklik,  federal veya   bağımsızlığa doğru  bir kayışı da  dikkat aldığınız  vakit,  genel kabul görebilen bir şahıs etrafından buluşmak ihtiyacı  hissedilmiştir” dedi.

Bahçeli, sözlerini “Onu dikkate alındığı vakit,  o zaman 7 Haziran sonrası oluşabilecek olan  bir hükümet başkanlık sistemini bir  sağlayabilecek bir çoğunluğa temel teşkil eden bir hükümet geldiğinde  o zaman  ‘çatı başbakan’ acaba MİT Müsteşarı   Hakan  Fidan mı olacak. Bu önemli.  Bunu de ilk defa dillendiren biz olduk. Böyle bir gelişme olacaksa bu büyük bir tuzak.  Yeni bir senaryonun hayata geçirilmesi konusudur” şeklinde sürdürdü.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli dün Meclis’teki gurup toplantısından sonra bir grup gazeteciyle  odasında çay ve kahve eşliğinde sohbet etti. 

Yelekli pozu ile beğeni kazanan Bahçeli, bunu hatırlatan gazetecilere,  “O kadar söz söylüyorum yer bulmuyor.  Artık sözlere yelek giydireceğim”  dedi.  Başbakan Davutoğlu’nun  “Güzel şeyler olacak” sözüne Bahçeli, “Abdullah Gül’den başlayan bir güzellik var. Ama ortada hiç de güzel bir şey yok.  Şırnak’a kimse gidemiyor”  yanıtı verdi.  Şırnak vurgusu hatırlatılınca Bahçeli, “ Şırnak'a gidilemeyecek durumu bugünkü kamu düzeni ve açısından ve siyasallaşma sürecinde verilen tavizlerin boyutu açısından da söylüyoruz” diye açıklık getirdi.  Bahçeli,  MHP olarak istedikleri yere gideceklerini de ifade etti.  Sohbette Bahçeli’nin televizyonda boy gösteren ‘araştırmacı yazarlara’ olana tepkisi  de dikkat çekti.  AKP ve hükümetin algı yönetimini de gündeme getirerek, “Bu konularda, televizyonlarda güçlü bir yapıları var. Sonra her kavramı derinlemesine bilen ve saatlerce  televizyonlarda  konuşan bir araştırmacı  yazarlar  gurubu var. Bu çok enteresan.  Hani bilemiyorum bu seviyeye kaç yılda gelinir bir gazeteci olarak.  Bu araştırmacı yazarlar her konuyu biliyor.  Kentsel dönüşümden tutun depreme, depremden kar yağışına kadar.  Bilmedikleri bir konu yok.  MİT Müsteşarı bu ekipten çok güzel bir bakanlar kurulu  çıkartabilir.”

 Devlet Bahçelinin sohbetteki değerlendirmelerinin bazı başlıkları şöyle:

 

İki 7 Şubat tesadüf müdür

 

Aktif siyasete girmek istiyor ise bu demokratik hakkını kullanabilir. Demokratik hakkı. İstifası bize göre normaldir.  Çünkü siyaset yapmak istiyor. Bütün bürokratlara açısından çok tabii olan bir hali abartarak MİT Müsteşarlığı üzerinden farklı bir biçimde yorumlamaya kalkmak, acaba başka düşünceleri beraberinde getiriyor mu  sorusunu getiriyor. 7 Şubatta MİT Müsteşarıyla ilgili bir sorgulamanın başlatılmasına dönemin başbakanı  müsaade etmemişti. . Şimdi 7 Şubatta istifa ettiğini açıkladı. Acaba bu iki 7 Şubat tesadüf müdür?   Yoksa bir şeyleri hatırlatarak bazı mesajlar mı vermektedir.

 

Cumhurbaşkanı habersizmiş gibi davranıyor

 

Sayın  Cumhurbaşkanın tartışmayı çok daha derinleştiren  bir ifadesi olmuştur.  ‘uygun bulmuyorum’ demiştir. Bu Cumhurbaşkanının geçmişten bu yana  ortaya  koymuş olduğu  gündem  konularını  ben yokken de  beni tartışın anlamında hep yapılmaktadır. Bir istifayı yalnızlaştırma, sahiplenmeme hali inandırıcı olmaktan öte gözükmektedir.  Çünkü çözüm sürecinde kendisiyle birlikte çalışmış önemli etkinlikte birlikte kara almış ve uygulamış olan şahsiyetin siyasete girmesi hali  için en azından  nezaketen Cumhurbaşkanını ziyaret edip  benim  düşüncem  böyledir deyip takdiri ona bırakmak  gerekirdi.  Cumhurbaşkanı bu gibi konudan habersizmiş gibi davranıyor ve başbakana sorumluluğu atıyor.

 

Büyük bir atmaca saldırısıyla karşıyayız

 

Bir bürokrat akımı var. Büyük bir atmaca saldırısı ile karşı karşıyayız. Bunun da sebebi AKP'de 70'e yakın bir üç dönem milletvekilliği yapmış   olanların  tekrara aday olmama  halinden doğan tabii bir boşluk var. Meclis’te her dönemle yenilenme  katsayısını ilave ettiğiniz  vakit demek ki   AKP milletvekilliği adayları için önemli bir hazine  olarak karşımıza çıkıyor. herkesin bir müracaatının normal karşılandığı bir ortamda  Türkiye’nin  gündemini  MİT  Müsteşarının istifasına dayalı olarak geliştirmek  bazı soruların   cevabını bulmaya bağlıdır.  Bu iki 7 Şubat neyi  amaçlıyor  böyle bir tercih neden yapılmış.

Sayın  Cumhurbaşkanı  400 milletvekili  talebinde bulundu. Bununla ilgili  anayasal suç  işleyerek  bir süreçte  anayasal aşan faaliyetlerin içinde  bulunduğu bir süreçte  böyle bir istifa  acaba ne gibi sonuçlar doğurur.   400 milletvekili başkanlık sistemine göre talep ediyor.

 

Siyasette sır küpü olması çok doğal

 

 ( Erdoğan’ın  Fidan için  ‘sır küpü benzetmesi) Oslo’dan bu yana  beraberce  çok şeyi  düşündükleri için  sır küpü olması normal.  Bazı kararları ben alırken bana katkıda bulunan en yakınım budur anlamını taşır.  Çünkü sır t sır küpü çok nadirdir. Kolay olmaz. Bütün bunlardan çıkan sonucu değerlendirdiğimizde demek ki  Türkiye'de bir çözüm süreci var.  Bu çözüm sürecinin sonuna gelindiği  kanaati  var. Mücadeleden müzakereye dönüş var. PKK’nin siyasallaşma süreci gittikçe artırılmakta. Bazı gelişmelerde PKK'nin  talepleri ve hedefleri  doğrultusunda kendini göstermektedir.  Eğer bu müzakere süreci bilmediğimiz  bir uzlaşma zemini varsa bu  uzlaşma zeminini  7  Haziran  seçimlerinden sonra hayata geçirebilmek için bu manada müzakereyi  çok iyi bilen Cumhurbaşkanını ı kafasını çok iyi okuyan bir siyasi  misyon yüklenmesini  düşünülüyor acaba. Bu önemlidir.

 

Çatı başbakan Fidan mı?

 

PKK, AKP ve HDP iş birliği ile  bu  süreç devam ettiriliyorsa  o zaman bu sürecin   400 milletvekilini de hedefleyen  ve belli bir amaca ulaşmak için özerklik,  federal veya   bağımsızlığa doğru  bir kayışı da  dikkat aldığınız  vakit,  genel kabul görebilen bir şahıs etrafından buluşmak ihtiyacı  hissedilmiştir. Onu dikkate alındığı vakit,  o zaman 7 Haziran sonrası oluşabilecek olan  bir hükümet başkanlık sistemini bir  sağlayabilecek bir çoğunluğa temel teşkil eden bir hükümet geldiğinde  o zaman  ‘çatı başbakan’ acaba MİT Müsteşarı   Hakan  Fidan mı olacak. Bu önemli.  Bunu de ilk defa dillendiren biz olduk. Böyle bir gelişme olacaksa bu büyük bir tuzak.  Yeni bir senaryonun hayata geçirilmesi konusudur.

 

Başkanlık 1980 modelidir

 

Başbakan Başkanlık sistemi konusunda ısrarcı gözüküyor.  Başkanlık  sistemine  geçtiği  takdirde  toplumsal  talepleri özellikle etnik temelli  toplumsal taleplere karşı çözüm üretebileceğini zannediyor.  Bu talepler yoğunlaşırsa birinci aşama özerklik devam ederse  federal  devam ederse  bağımsız bir devletin oluşması için kendisini  daha yetkili hale getirmek  ve  o yetkiyle de yasama üzerinde ok etkin olmaya çalışıyor.  1980 ihtilalini modelidir. 80'den sonra  siyasi hayata geçiş sürecinde bir çalışma yapılmıştı.  O siyasi çalışmaya paralel olarak da kurumlar oluşturulmuştu.   Hangi  seçim sistemi  uygulanırsa   Milli Selamet ve   Milliyetçi Hareket  Partisinin  dışında   iki partili bir rejimi uygulayabiliriz.  Burada amaç Adalet Partisi karşısında  MDP’yi harekete geçirmek. CHP’nin karşısında Halkçı Partiyi harekete geçirmekti.   Bu oyun bozuldu. Çünkü  MDP yerine  halkın  sağduyusu  ile Anavatan  Patisi oluştu. Bu sistem  12 Eylül  ara rejiminin iki  partili  bir demokratik parlamenter sistemini öngörmesiydi. Şimdi iki partili bir başkanlık sistemini  uygulamaya  çalışıyor.  Bunun da 400'ünü kendisi alıyor.  100'ü de ne yaparsa  yapsın diyor.

İlgili Haberler