Balyoz davasında kumpas iddialarına ilişkin soruşturmada tutuklanan Taraf yazarı Mehmet Baransu Emniyet’teki ifadesinde kendisinin daha önce de “Devletin gizli belgelerini ifşa etmek” suçlamasıyla yargılandığını ve beraat ettiğini söyledi. Taraf’tan Aysun Yazıcı’nın haberine göre, Baransu benzer suçlamalardan dönemin Taraf gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan’ın da yargılanarak beraat ettiğini hatırlattı.
Balyoz’da kumpas kurulduğu iddiası üzerine başlatılan soruşturma kapsamında, evinde yaklaşık 10 saat arama yapılan ardından gözaltına alınan ve dün mahkemeye sevk edilen Taraf gazetesi yazarı Mehmet Baransu tutuklandı. Mahkeme, Baransu’nun devletin güvenliğine ilişkin belgeleri tahrip etme ve gizli belgeleri temin etme suçlarından tutuklanmasına karar verdi.
Soruşturmayı yürüten savcı Gökalp Kökçü, Baransu’yu ifadesini almadan tutuklanması talebiyle mahkemeye sevk etti. 3 saat süren sorgunun ardından Mehmet Baransu Türk Ceza Kanun’nun (TCK) 326. ve 327. maddelerini kapsayan “Devletin güvenliği ilişkin belgerleri tahrip etme, amacı dışında kullanma, hile ile alma, çalma”, “Devlerin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin etme” iddiasıyla tutuklandı.
‘Beraat etmiştim’
Emniyet’te 17 sayfa ifade veren Baransu, ifadesinde kendisinin daha önce de “Devletin gizli belgelerini ifşa etmek” suçlamasıyla yargılandığını ve beraat ettiğini vurguladı. Benzer suçlamalardan dönemin Taraf gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan’ın da yargılanarak beraat ettiğini hatırlattı. Baransu ifadesinde, Balyoz belgeleriyle ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Turan Çolakkadı’yla görüşerek, Taraf’ın manşetiyle ilgili suç duyurusunda bulunduklarını söyledi. Baransu, “Suç duyurusunda bulunan kişilerden dilekçeyi alan Turan Çolakkadı, daha sonra benden Balyoz ile ilgili belgeleri istedi. Aynı gün kendisine bana yolda tanımadığım bir kişi tarafından verilen DVD’leri teslim ettim” dedi. Baransu, belgelerin kendisine nasıl geldiğini detaylı bir şekilde savcıya anlattığını belirterek, şunları söyledi:
‘Altı kişi inceledik’
“Turan Çolakkadı’ya belgelerin bana nasıl geldiğini anlattım, o da tutanağa kısaca bunu yazdı. Ben Taraf gazetesine gelirken, yolda gördüğüm bir kişinin benimle bir haber için konuşacağını söylemesi üzerine, kendisiyle görüştüm. Bana, çeşitli CD’ler, çeşitli belgeler, fotoğraflar, yazışmalar gösterdi. Bunların bir kısmı askeri yazışmalar bir kısmı el yazıları bir askerin tuttuğu notlardı. Kendisi 3 DVD bir CD halinde, bunları toparlamıştı. Bazı orijinal belgeler de bunların yanında idi. Onların bazılarına da bakma fırsatım oldu. Orijinal resmi yazışmalardı. Bunları da taradım. DVD ve CD içerisindeki belgelerle karşılaştırdım. Bazı belgelerin fotoğraflarını ve görüntülerini aldım. Gazeteye bu CD’leri götürdüğümüzde CD’nin içerisinde binlerce belge olduğu için, altı kişi bu belgeleri taramaya başladık. Bilgi işlem sorumlumuz CD’lerle ilgili kopyalar çıkarttı. Her kişi bu belgeleri incelemeye başladı. Ahmet Altan, Yasemin Çongar, Yıldıray Oğur, Kurtuluş Tayiz ve ben, diğerlerini hatırlamıyorum, bu belgeleri inceledik. Ses kayıtlarına baktık, el yazılı notlara baktık. Cumhurbaşkanımız Erdoğan, eski Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül dahil olmak üzere, AK Parti’nin üst düzey yetkilileri, belediye başkanları dahil, birçok insanın tutuklanmasına yönelik bir darbe planı hazırlandığını gördük. Ardından da bunu haberleştirdik.”
Haber kaynakları sorgulandı
İfadesinde Baransu’nun haber kaynakları da sorgulandı. Baransu da kaynağıyla iki kez görüştüğünü söyledi ve “İlk görüşmemiz de 3 DVD aldım, ikinci görüşmemizde bavul içerisinde Balyoz davasına konu olan belgeleri aldım” dedi. Baransu birçok belgede gizli belge çıkmasına rağmen, sorumlu yayıncılık gereği belgeleri yayımlamadıklarını söyleyerek, “Biz Türkiye Cumhuriyeti’nin askerî hareketlerini tehlikeye sokabilecek hiçbir belgenin çıktısını almadık, haber yapmadık. Bavul içerisinde bana teslim edilen belgeler arasında, belge ve savaş planları vardı. Belgeleri 2010 ocak ayında içerisinde devlete teslim ettiğimiz günden bu güne kadar askeri harekatımızı tehlikeye sokabilecek herhangi bir belgenin kamuoyuna yansımaması da, bu işi ne kadar ciddi ve duyarlı yaptığımızın bir göstergesidir” dedi.
‘Orijinalleri mahkemede’
“Devletin güvenliğine ilişkin belgeleri imha etme” suçlaması da yöneltilen Baransu, “Ben ve gazetede çalışan hiçbir arkadaş orijinal belgeleri imha etmedik. Nasıl imha edebilirim. Bu belgelerin orjinalleri mahkemede” diye ifade verdi.
‘CD’leri benim hazırlamam
hayatın doğasına aykırı’
Emniyet’te Baransu’ya, “Tutanağa konu 4 adet DVD sizin tarafınızdan mı hazırlandı” sorusu da yöneltildi. Baransu, “Bu çelişkiye neden olan olay sayın Turan Çolakkadı’nın tuttuğu kısa tutanaktan kaynaklıdır. Hatırladığım kadarıyla haberden 8-9 gün sonra orijinal belgeleri aynı şahıstan aldım. Orijinal belgeleri devlete, savcılığa teslim ettim. Belgeler binlerceydi, on binlerce sicil numarası vardı, on binlerce isim ve rütbe vardı. Bunları bir gazetecinin bilmesi imkansız. CD’leri benim hazırlamış olma ihtimalim hayatın doğasına aykırıdır… İddia edildiği gibi, sahte dijital verileri ben ürettiysem orijinal hallerini, kopyalarını neden hem Cumhuriyet Savcılığı’na hem Askerî Savcılığa vereyim” ifadelerini kullandı.