17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturması sırasında Mali Şube Müdürlüğü görevinde bulunan ve 4 Eylül 2014 tarihinde “darbe” suçlamasıyla tutuklanan eski Mali Şube Müdürü Yakub Saygılı tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi'nden gönderdiği mektupta, "Özgürlük benim için; hırsıza hırsız, ahlaksıza ahlaksız, yolsuza yolsuz diyebilme, bunları yazabilme ve imzalayabilmekten bahsediyorum" ifadelerini kullandı.
Saygılı, mektubunda İmralı'da kalan Abdullah Öcalan'la ilgili şunları kaydetti: “Televizyonda “Apo”nun İmralı’daki çalışma masasını ve sandalyesini gördüm. Çok hoşuma gitti. Bizimkiler plastik. Onlardan talep etmeyi düşünüyorum idareden. Bu işin sonu sekreteryaya kadar gider. Bir de duyduk ki ev hapsi falan..Öyle olursa “darbeciler” olarak İmralı’ya transferi talep etmeyi düşünüyoruz.”
'Özgürlük doğru bildiğin yolda sesini yükseltmektir'
Saygılı’nın mektubunda “özgürlük” vurgusu da şu şekilde yer aldı: “Özgürlük. O kadar değerli ki benim için anlatamam. Ama özgürlük deyince Boğaz’da dolaşabilmeyi, Pierre Lotti tepesinden güneşin doğuşunu izlemeyi kastetmiyorum. Kiralık kalem ve kiralık beyinleri ile önüne konanı okuyan, imzalayan, karşılığında aldığı paralarla Pierre Lotti manzaralı villa alan satılık uşaklara inat minnetsizce yaşamaktan bahsediyorum. Hırsıza hırsız, ahlaksıza ahlaksız, yolsuza yolsuz diyebilme, bunları yazabilme ve imzalayabilmekten bahsediyorum. Yani doğru bildiğin yolda sesini yükseltme ve yeni nesile miras bırakmaktan bahsediyorum. Bedeli bizi tutsak yapmaz. Söylememek yapar.”