DİĞER
“Kaç romanın içinde bir Serebral Palsi’linin ötekileştirilmesine tanık olabilirsiniz ki? Ya da saklanmaya, bastırılmaya çalışılan bir pedofil eğilimi hangi koşullarda bir aile apartmanı yapısı içinde konumlandırılır ve ara ara, başka bir olayın örgüsü ile meşgulken, yani tam kendini unutturduğu anda 'pat!' diye ortaya fırlayıp travmaları su yüzüne çıkartır?”
“Erdal Alova’nın ‘birinci çoğulu’ sadece gramatik bir kategoriye değil, aynı zamanda bu ‘biz’in içsel çoğulluğuna, düzleştirilmezliğine işaret ediyor. Destanın ve Sosyalist Gerçekçiliğin farklılaşmamış ‘halk’ (veya ‘sınıf’) düşüncesiyle Negri ve Hardt’ın ‘çokluk’u arasında bir yerde duruyor bu çoğulluk, ikincisine daha yakın."
K24'te haftanın vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
K24'te Temmuz ayının son vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Portreler büyük, görkemli, iyi çalışılmış, derinlemesine çözümlemeler içeren yazılar değildir. Gelişigüzel yazıldığı bile söylenebilir. Onları keskin bir zekânın, külyutmaz bir kişiliğin, hırslı ve hayli öfkeli bir benliğin kalemi yazmıştır. Dünyayı tanıyan bir bilinç, geniş bir kültür etrafına bakmakta, kıvılcımlar çakmakta ve çoğu zaman da kırk birinci odanın kapısını aralamaktadır."
"Belki de Dünyanın Sonundayım sonuna kadar gerilimi ve belirsizliği sürdüren, iktidar mücadelesi içinde çaresizliği resmeden bir roman. Aile iktidarının aynı zamanda ailesizlik olduğunu gösteren, gerçekçi ve hazin bir anlatı."
Pandemi, mülteciler, Ukrayna savaşı, küresel iklim krizi, yolsuzluk, politik gerginlik, artan ırkçılık ve ayrımcılık, ekonomik kriz, distopyalar… Bütün bu gergin gündemi biraz olsun unutup rahatlamanızı sağlayacak, seyahatte ve tatilde yanınızda gezdirebileceğiniz, neşeli ve sürükleyici bazı kitaplardan küçük bir derleme...
"Cemal Süreya’nın poetik tavrında, ‘60’ların ortasında, bir değişim meydana gelir. Süreya sanki bir durum değerlendirmesi yapmış gibidir. Ayrıştırıcı polemik ve kavga terk edilir ve onun yerine, gerek ‘günümüz şiiri’ denen olguyu yerli yerine koyma, gerekse geçmişte eleştirilen şiiri, şairi yeniden tanımlama, yani poetikayı yeniden inşa etme tavrı ön plana çıkar."
"Şevket Süreyya Aydemir’in bir özelliği, çok canlı karakter tahlilleri yapabilmesi ve bu çerçevede söz konusu dönemin bazı şahsiyetlerinin aslında her dönem karşımıza çıkan benzerlerini hatırlatmasıdır."
"Murakami okurları onun motif ustalığını çok iyi bilirler. Konuları çok benzersiz olduğunda bile yakın motifler kullanır; bu adeta onun yazınsal imzasıdır. Örneğin öykü içinde farklı karakterlerin benzerlikleri ya da öykünün başında anlatılan bir zaman dilimine dönüş gibi teknikleri yazar, temasını daha belirgin kılmak için kullanabilir."
"Saramago, peşinen doğru kabul ettiğimiz bütün olguları titiz bir cerrah gibi parçalara ayırmayı ve sonra da onları bambaşka bir şekilde bir araya getirmeyi sever. Böylece bizlere her şeyin –hem de ilkine hiç benzemeyen– bir alternatifinin kurulabileceğini gösterir. Her olay, durum, vaka farklı bir şekilde cereyan edebilir. Onu her okuyuşumuzda buna iyimserlikle ikna oluruz."
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık