DİĞER
“Seri penaltıların zalimce olduğu açık. Turnuva boyu sarf edilen emek, 'maç performansı' heder olmuş oluyor. Ama yine de bir olağanüstü hal uygulaması olarak penaltı çözümü, futbol anayasasına uygundur. O kalkık kaşlı futbol bilgeliğini hatırlayalım: 'Futbolun içinde bu da var.' Adı üstünde, penaltı=ceza.”
“Gospodinov’un 'iki Bulgaristan vardı ve ikisi de bana ait değildi' tespiti sanıyorum bizler için de anlamlı. Akli dengesini muhafaza etmeye çalışan, milli eğitim sisteminin pompaladığı resmî anlayışlara karşı mesafeli duran ve toplumsal hafıza üzerinde yapılan manipülasyonlara karşı kendini korumak isteyenler için geçerli bir tespit bu. Evet, küçük bir azınlık için maalesef iki Türkiye var ve ikisi de bize ait değil.”
“Demek istediğim, Katar'la ilgili bariz sakilliklerin, 'büyük şeytan'ın FIFA sistemi olduğunu gözden kaçırtmaması gerektiği. Mesele, FIFA 'sistemi.' Dünya futbol rejiminin, futbolu iliğine kadar ticarileştiren oligarşik yapısı. (Bu yapıda son yıllarda Körfez sermayesinin baskın bir konum edindiğini de gözden kaçırmamalı.) Rüşvet, iltimas, bu sistem içinde bir 'olay' teşkil etmiyor.”
"0-1-2’lere tutkun, rakamlarla kafayı yemiş, galibin-mağlubun belli olmasına koşullanmış spor âleminin non-binerlere gösterdiği direnç, şaşırtıcı değil. Trans kadın sporcular etrafındaki tartışma, her koşulda, genel olarak erkekliği-kadınlığı ve sporda (belki genel olarak da!) 'performans baskısını' yeniden düşünmek için bir vesile."
"Zaman bitki kökleri gibi sonsuz dallara sahiptir ve değişkendir. A noktasından B noktasına giden bir tren gibi akmaz. Aksine, bir labirentin koridorlarında dolaşıyormuş hissi verir. Hepimiz, gün içinde bir şeyler hatırladığımızda, anlattığımızda, bir melodi duyduğumuzda bu koridorlardan geçiyor oluruz. Tek yönlü akmaması bundan."
"Bugün 21. yüzyılın mottosu olan, 'ânı yaşamak' deyimi bir yanılsamadan başka bir şey değildir. İnsan ânı yaşamaz, sadece hatırlayabilir. Hatırlayarak yaşayabilir."
"Günümüzde tüketici ve taraftar arasında bir ayrım yapmak imkânsız hale gelmiştir. Artık meşale savaşı yaptığınızda bile kısmen Coca-Cola içiyor sayılırsınız. Destekçisi olduğunuz sektör milyarlarca doları reklam ve pazarlama giderlerine harcarken, siz lisanslı bir ürün satın alarak, Orta Amerika ve Asya’daki güvencesiz çalışma koşullarının, işyerindeki dayak ve tacizin finansörü haline gelirsiniz."
"Anquetil-Duperron’nun amacı, konu edindiği üç ülkede hükümdarların tamamen keyfî bir biçimde hüküm sürmediğini, belirli kanunlara tâbi olduklarını ve ülkelerini bu kanunlara göre yönettiklerini göstermekti. Aydınlanma Çağı’ndaki eşitlikçi düzen arayışlarının Avrupa-merkezliliği göz önünde bulundurulduğunda, bu kitabın azımsanamayacak bir öneme sahip olduğu kolayca anlaşılır. Hele hele hukukun üstünlüğü ilkesinin günümüzde bu üç ülkede de yok mesâbesinde olduğu hatırlandığında..."
"2014’te kulübün çoğunluk hisselerini alan İngiliz işadamı Tony Bloom, sahibi olduğu bilgi işlem ve bahis firması için geliştirilen algoritmalardan yararlanarak teknik direktörlere oyuncu tavsiyesinde bulunuyormuş! Bu tavsiyeleri dinlemeyen ilk teknik direktörün işine çok geçmeden son vermişler. Zamanla algoritmaların cidden iş gördüğü anlaşılmış!"
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Kendine acımak. Dertleri zevk edinmek. Dertleri zevk edindiğini söylemek ve göstermek. Mazoşizm. Hiç şüphe yok, taraftar folklorunun favori motiflerinden biri. Taraftarlar mazoşizmlerini teşhir etmeyi ve onunla övünmeyi severler. Narsisizmin, taraftarlığın duygulanım haritasının merkezinde olduğu da kesin."
"Afganistan’da kadın futbolunu 'modernleşme-Batılılaşma' vitrinine indirgemek, haksızlık olur. Çünkü kadınların futbol oynama cehdi, onların kamusal alanda varolma mücadelesinin de bir vitriniydi. Bu mücadeleyi yürütenler de vitrin mankenleri değil, kanlı canlı insanlardı – kadınlardı. Ve o vitrinin ülkenin kadınları için eni konu yüreklendirici bir etki yarattığı anlaşılıyor."
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık