DİĞER
“Sırça köşk, tepe, meydan, başşehir, bodruma kapatılma, dil, beyin, göz, koyun kavramları anlatının iletilerini taşıyan birer simgedir. Tarih boyunca görülen ezen-ezilen çatışması Marksist bir anlayışla yazar tarafından esere aksedilmekle birlikte anarşist düşünceden esinlenildiğini gösteren noktalar da öne çıkmaktadır.”
“'Birlikte nasıl çalışırız?' sorusu üzerine odaklanan 8. Çanakkale Bienalinin ekibi, sanatçıları ve sanatçı inisiyatiflerini 'Birlikte nasıl üretebiliriz?', 'Birlikte nasıl yaşarız?', 'Birlikte nasıl çalışırız?' gibi sorular üzerine düşünmeye davet etmişler ve sonuçta da ortaya takımyıldızları andıran, bol konuşma ve etkileşimli, ‘festival’ havasında bir bienal çıkmış."
K24'te Ekim ayının son vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Abdülaziz, V. Murad ve II. Abdülhamid devirlerine o üç saltanatı da görmüş, hem de kapalı kapılar ardındakileri de görüp yazabilmiş bir muharririn gözünden bakmak ister miydiniz? Bir dönem İstanbul’da en çok satan gazete olan Basiret’in sahibi Basiretçi Ali Efendi’nin gözleriyle..."
“Esther Freud’un son romanı I Couldn’t Love You More, 1930’ların İrlandası’ndan ‘90’ların Londrası’na uzanan üç kuşak bir anne-kız hikâyesi. Babası ünlü bir ressam, büyük dedesi Sigmund Freud olan İngiliz yazarın son kitabı taşıdığı soyadı kadar iddialı. Bu inat, direnç ve aşk hikâyesi umarız kısa zamanda Türkiyeli okurla da buluşur.”
"Tarih genellikle tümel söylemlerden oluşur. Tümel bir söylemden özgün, dolayısıyla da tekil bir söylem geliştirmek, Thomas Mann’ın deyişiyle, 'anlatının şölenleştiği' romanı roman, daha geniş bir deyişle, sanat yapıtını sanat yapıtı durumuna getiren başlıca niteliktir. Sanat 'tarihsel gerçekliği' görgül biçimiyle yansıtmaz; onu biçimlendirir ve böylece tarihsel gerçekliğe estetik nitelik kazandırır."
"Romandaki tarih malumatı eksikliğinden doğan sorunlar sadece Osmanlı geçmişine özgü değil. Fazla söz konusu olmadığı için Batı tarihine ilişkin genellemeler gölgede kalmış, ama bence son derece çarpıcı... Girişinde üç ciddi tarihçinin övgüsüne mazhar olan kitap ne roman olabilmiş ne de tarih."
K24'te Temmuz ayının ilk vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
Basın danışmanı Zınar Karavil, Selahattin Demirtaş'ın hapisane günlerini kaleme aldı. Dipnot Yayınları tarafından bu hafta basılacak olan kitabın Sırrı Süreyya Önder tarafından yazılan önsözü ile Selahattin Demirtaş tarafından yazılan sonsözünü Tadımlık olarak sunuyoruz.
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Bıçakçı fotoğraf ve söyleşi vermeyi sevmese de 'flörtöz' bir yazardır: Gelen tepkileri (ve gelebileceğini tahmin ettiklerini) metnin içine sızdırır, hatta bu beklentileri yazara yöneltilmiş birer talep olarak 'konuya' dahil eder. Okurun sevdiği (kolay, külfetsizce zevk alabildiği) özellikleri öngörüp talebe uygun kitaplar üretmek değildir bu. Oyunlu, parodili, kendi üzerine dönen, tehlikeli de olabilecek bir ilişkidir."
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık