Haberler

İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Epözdemir'in tutukluluğuna itiraz | “Bir hakkın kullanılması suç olarak kabul edilemez”

30 Ocak 2025 16:59

https://dai.ly/x9d9j8eİstanbul Barosu üyeleri, Baro Yönetim Kurulu Üyesi Fırat Epözdemir'in tutuklanmasına itiraz etti. Çağlayan Adliyesi öncesinde açıklama yapan Epözdemir’in avukatı Baran Doğan, HTS raporlarının Epözdemir'in tutuklandığı dosyada delil olarak yer almasına tepki göstererek, "Avukat polis değil ki insanların GBT’sine baksın. Savcı değil ki soruşturma açsın, hakim değil ki hüküm versin. Avukat, adli kaydı olan kişilere hukuki yardım yapar zaten, görevi budur. Bir hakkın kullanılması suç olarak kabul edilemez" dedi. İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu da "Eğer savunma çökerse, çöktürülürse, o zaman adalet de çöker. Cumhuriyet'in koruyucularıdır avukatlar" diye konuştu.

İstanbul Barosu üyeleri, Baro Yönetim Kurulu Üyesi Fırat Epözdemir'in "terör örgütü propagandası ve üyeliği" suçlamasıyla tutuklanmasına karşı itiraz etmek üzere Çağlayan Adliyesi'ne geldi. İtiraz dilekçesinin verilmesinden önce adliye önünde toplanan hukukçular açıklama yaptı.

Epözdemir'in mektubu okundu

Epözdemir'in vekili Baran Doğan ve İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu açıklamaları öncesinde, Epözdemir'in cezaevinden yazdığı mektup okundu. Epözdemir mektubunda "Dünyanın en müstesna barolarından biri olan İstanbul Barosu'na karşı yapılan saldırının son dalgasıyla birlikte tutuklandım. Tutuklandıktan sonra, hiçbir zaman yalnız bırakılmadım. Sizlerden ricam, İstanbul Barosu'na yaraşır şekilde davranıp, baromuza sahip çıkılmasıdır" dedi.

Epözdemir'in vekili avukat Baran Doğan, şu açıklamayı yaptı:

"Bir ülkede avukatlar adliyelerin önünde sürekli basın açıklamaları yapıyorlar ise, o ülkede her şey yanlış gidiyor demektir"

"Bugün yine bir hukuksuzluk için buradayız, bir adaletsizliğe itiraz etmek için buradayız. Bir ülkede avukatlar adliyelerin önünde sürekli basın açıklamaları yapıyorlar ise, o ülkede her şey yanlış gidiyor demektir. Bir ülkede insanlar, hakkını kullandığı için veya mesleğini icra ettiği için tutuklanıyor ise o ülkede yasa yok demektir. Bir ülkede devlet, kendi koyduğu kanunlara uymuyor ise, o ülkede hukuk güvenliği yok demektir. Fırat Epözdemir’in tutuklanması hukuksuzluklarla dolu. Bakın, 'Anayasa’ya aykırı' diyecek hocam birazdan, anlatacak size. Bırakın anayasayı, CMK 91. maddeye aykırı. CMK’nın 91'inci maddesini geçtim, yakalama ve gözaltına alma yönetmeliğini uygulamış olsalardı bugün, somut delillere dayanan suç şüphesi olmadığı için Fırat Epözdemir tutuklanmamış olacaktı.”

"Bu soruşturmayı acaba Cumhuriyet savcısı mı açtı, biz bundan şüpheliyiz"

“Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre, CMK’nın 160. maddesine göre soruşturmaları Cumhuriyet savcıları açar. Ama bizim bir şüphemiz var, bu soruşturmayı acaba Cumhuriyet savcısı mı açtı? Biz bundan şüpheliyiz. Hem usul açısından, hem gözaltından itibaren yapılan uygulamalar açısından. Müvekkilim Fırat Epözdemir, İstanbul Barosu’nun yönetim kurulu üyesidir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne dört günlük bir etkinlik kapsamında bir ziyaret için gitmiştik. O ziyaret dönüşünde, havaalanında bir sansasyon yaratmak için, yurt dışından geliyormuş gibi gözaltına alınmış, boynunda bir sarı, kırmızı, yeşil kaşkolla resmi basına servis edilerek, bir bütün olarak ötekileştirilerek, yani sarı, kırmızı, yeşil kaşkolun olması sanki bir suç unsuruymuş gibi ötekileştirilerek, bunun üzerine yaratılan bir havayla bir gözaltı işlemi yapıldı.”

"Bir avukatın dava dosyalarına neden bakılır?"

“Gözaltı işleminden sonra ofis araması yapıldı. Ofis araması herhangi bir arama şeklinde yapılmadı. Ofisin içerisine girildiğinde, ofisin her tarafı darmadağın edildi, bütün dosyalar didik didik arandı. Dava dosyalarına didik didik bakıldı. Bir avukatın dava dosyalarına neden bakılır? UYAP e-imzası alındı. Ne yapacaksınız UYAP imzasıyla? Dolayısıyla hukuka aykırı bir ev araması, bir ofis araması söz konusu oldu.”

"Avukat polis değil ki insanların GBT’sine baksın, savcı değil ki soruşturma açsın, hakim değil ki hüküm versin; avukat, adli kaydı olan kişilere hukuki yardım yapar zaten, görevi budur"

“Müvekkilimin dosyasında KYOK (kovuşturmaya yer olmadığına dair karar) kararı vardı hakkında, 2015 yılındaki vakalara dayalı olarak, 2024 yılında verilen KYOK karar. Bu KYOK kararı savcılık tarafından kaldırılmış. Savcı dedi ki, 'Biz KYOK kararının kaldırılma kararını görmedik'. Beyanı şu şekilde, 'Biz bunu kaldırdık, avukat bey. Yeni delil var'. Şimdi, bize sorulan sorulardan baktık, yeni delil nedir? HTS analiz raporu. 16 Ocak’ta bir HTS analiz raporu alınmış. Yani, Fırat Bey kiminle görüşmüş, kim Fırat Bey’i aramış, Fırat Bey kimi aramış, böyle bir rapor. Ve deniliyor ki, bu rapora göre 635 tane adli kaydı olan kişiyle görüşmüş Fırat Epözdemir, 10 yılda. Senede 63 kişiyle görüşmüş. Avukat polis değil ki insanların GBT’sine baksın. Savcı değil ki soruşturma açsın, hakim değil ki hüküm versin. Avukat, adli kaydı olan kişilere hukuki yardım yapar zaten, görevi budur. Bir hakkın kullanılması, TCK madde 26’ya göre suç olarak kabul edilemez. Ama bir hakkın kullanılması, avukatlık mesleğinin yapılması suç olarak kabul edildi bu dosyada. Bu HTS raporunu, geriye dönük olarak on yıllık arama geçmişinizi yeni delil saymayı ben artık akıl ve vicdanla değerlendirilebilir bir şey olarak göremiyorum. Bu HTS raporunun bu şekilde kullanılmış olması şu şekilde de hukuka aykırı: Buradaki 635 kişi, bir kısmı müşteki, bir kısmı şüpheli. Dolayısıyla bunları da masumiyet karinesini ihlal edilmiştir. Savcılık, dürüst işlem ilkesine aykırı hareket etmiştir.”

"Eğer avukatlar korunaklı bir ifade özgürlüğüne sahip değillerse hiç kimsenin savunma hakkı yoktur"

“Avukatların korunaklı bir ifade özgürlüğüne sahip olması gerekir. Eğer avukatlar korunaklı bir ifade özgürlüğüne sahip değillerse hiç kimsenin savunma hakkı yoktur. Biz, Fırat Epözdemir’in mesleki faaliyetleri ve düşünceleri nedeniyle tutuklandığını düşünüyoruz. Bu hukuksuz tutukluluğa birazdan itiraz edeceğiz, itiraz dilekçesi vereceğiz. Bir an önce serbest bırakılmasını talep ediyoruz."

Kaboğlu: Eğer savunma çökerse, o zaman adalet de çöker; adalet mülkün temeli olduğuna göre, devlet de kalmaz

İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu da Epözdemir'in tutuklanmasına ilişkin açıklama yaptı. Kaboğlu şunları söyledi:

"Savunma hiçbir zaman susmadı, susmayacak. Sav, savunma, hüküm üçlüsünün yani adil yargılanma hakkının bel kemiğidir savunma. Bu Anayasamız açısından böyledir. Hukuk devleti savunma hakkını güvence altına alır. Hukuk devleti adil yargılanma hakkını güvence altına alır. Eğer savunma çökerse, çöktürülürse, o zaman adalet de çöker. Adalet mülkün temeli olduğuna göre, devlet de kalmaz. Cumhuriyet'in koruyucularıdır avukatlar, insan haklarının koruyucularıdır."

"Hukuku etkili kılma çalışmasının bazı çevreleri rahatsız etmiş olması muhtemeldir"

"Biz İstanbul Barosu yöneticileri olarak hep hukukun üstünlüğünü, hukuku etkili kılma çabasını öne çıkardık ve bu çabada, bu çalışmalarda kararlılığımız sürmektedir. Buna karşılık, hukuku etkili kılma çalışmasının bazı çevreleri rahatsız etmiş olması muhtemeldir ki İstanbul Barosu’na karşı bir soruşturma başlatıldı bir ay kadar önce, tamamen hukuki ve anayasal dayanaktan yoksun olarak. Ve davalar üzerine davalar açılmaya başlandı. İşte tam da o davalar karşısında, İstanbul Barosu’na mensup bütün bileşenlerin, önceki başkanların, 20 Ekim günü Değişim İçin Aukatlar Grubu’yla yarışan bütün grupların 'Hayır, seçimle gelen yönetim, seçimle gider' düşüncesiyle, söylemiyle İstanbul Barosu yönetimiyle kenetlendikleri andan itibaren, bu kez yeni adımlar atılmaya başlandı. Fırat Epözdemir’in tutuklanması, Anayasa’ya, hukuka, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere aykırı bir biçimde tutuklanmış olması da bu dalganın bir kilometre taşı olarak görülebilir."

Kaynak: ANKA