05 Haziran 2024

Filenin Sultanları'ndan yapay zekâya

Dönem demir çelik ve ağır sanayi yatırımı değil, akıl, yaratıcılık dönemi ve yaratıcılığını temel koşulu sorgulamak

Aydınlanma olmazsa hiçbir şey yok

Toplum aydınlığa koşarken son yıllarda önüne yalancı tuzaklar kuruluyor; ancak ilime, ahlaka, sağduyuya aykırı tuzakların tutma olasılığı yok. 

İster Amerika'ya ekonomide uçur, ister bulgurla besle; kızlarımızın iradesinin, bu topluma inancının üstesinden gelemezsin, o smaçı atamazsın!

Kızlarımız isterse teoloji okur, isterse mikrobiyoloji, sonra voleybol idmanına gider ve arkadaşlarıyla dünyanın en büyüklerini siler hem spor hem de bilim sahasından. 

Kurtuluş Savaşı ile başlayan bu küllerinden yeniden yaradılış, daha sonra en zor dönemlerde sanayi yatırımlarıyla devam etti. Şeker, demir, bez, çimento fabrikalarıyla başlayan atılım, Eskişehir vagon atelyesiyle devam etti ve burada oluşan maya önce Devrim otomobilinde, daha sonra Otosan'da meyve verdi. Aynı dönemde Sivaslı iş adamı Nuri Demirağ uçak fabrikası kurmuş, üretilen uçak deneme uçuşunda inme aşamasında çakılınca, kamunun ilgi göstermemesi üzerine bu girişim durdurulmuştur

Hıfzısıhha Enstitüsü 1928 yılında Sağlık Bakanı Dr. Refik Saydam tarafından kurulmuş, 1930 yıllarda aşı üretimine başlamış, 2002 yılında başlatılan "sağlıkta dönüşüm" projesinin bir parçası olarak 2011 yılında kapatılmıştır. Böylece 80 yıllık insan gücü yatırımı rafa kalkmış, ülke her türlü aşı ihtiyacını ithalatla karşılar hale gelmiştir.

Makro ekonomi yönetiminde yapılan tüm yanlışlara rağmen, geçen yüzyılda sağlanan insan gücü yatırımı bugün ikinci ve üçüncü nesillerle çağdaş teknoloji yarışında bayrağı taşıyor. Kızlarımızın voleybol sahasında gösterdiği başarı bu düşünce kalitesinin, aydınlanmanın sonucudur.

Nasıl bir dünyaya hazırlanıyoruz?

Sadece spor sahalarında değil, Microsoft'tan Syracuse vadisine, Tesla'dan Kore'nin Huawei arge sistemlerine kadar her yerde varız. Yalnız dronları değil, onları donatan, yönlendiren , akıllı yapan gözle görünmeyecek kadar küçük akıllı çiplerin tasarımında da bizim gençlerimizin aklı, iddiası var. Ancak şirketlerimiz bu birikimi değerlendirmek üzere yönlendirilmiyor. Yatırımı 3-5 yılda geri ödeyen beton projeli tercih ediliyor. Böyle projelerin gerçekleştiği ülkelerde hemen her zaman kamunun politika ve finans desteği var. ABD'de J. Biden yönetimi geleceğin omurgası olan teknolojinin gelişmesini milyarlarca dolar yatırım teşvikiyle destekliyor.

Dönem demir çelik ve ağır sanayi yatırımı değil, akıl, yaratıcılık dönemi ve yaratıcılığını temel koşulu sorgulamak. Sorgulamak yalnız fizik dünyada, bilim alanında değil, aynı zamanda bununla çok yakın etkileşen insan, toplum  ilişkilerinde sonuç veriyor. Belli bir yaşa gelmiş, İkinci Dünya Savaşı'nı ucundan yakalamış olanlar bu değişimi en çok yaşayanlardır.

Amerika sorgulayan ülkelerin başında geliyor ve bunu temel bilimlerde kıta Avrupası'ndan destekle uygulamada ürüne çeviriyor. Çin ve diğer Uzak Doğu ülkeleri tedarikçi halkasında yer alıyor. Elon Musk Güney Afrika'dan yola çıktı, kısa zamanda ABD'de yanıtlar laboratuvarlarda, bilgisayar merkezlerinde. Güney Afrika'dan çıkıp ABD'deki eğitim sürecinin ardından yazılım odaklı yatırımla teknoloji sektörüne girdi.

Elon Musk TESLA ile elektrikli otomobil endüstrisine girdi. Esas hedefi elektronik teknolojisi ile eskimiş olan ulaşım teknolojisinde yeni bir çağı başlatmaktı. Bu yeni çağda ihtiyaçların tanımlanmasından, insan algısından çıkıp talebe dönüşmesine ve bu yeni talebi karşılayacak değer zincirlerinin organize edilmesine kadar geniş bir alanda yeni bir evrimin içindeyiz.

Bugün de hedefi eskiyen, kaynakları tükenmeye yönelen dünyamıza evrende insanlığın yaşamını sürdüreceği bir başka yıldız bulmak. Bu amaçla ve ABD Hükümetinin desteğiyle "Space-X, X-AI, Neural link, Open AI" gibi projeleri geliştiriyor. Los Angeles-San Fransisco arasında ulaşımı kolaylaştırmak için hava ile çalışan bir tünel ve benzeri "çılgın projeler" E. Musk'ın programında. Hedef otomobil, uçak yapmak değil, yaşam tarzını değiştirmek.

Bunlar siyasi irade tarafından beyan edilen değil, piyasalarda karşılığını bulan çılgın projelerdir. Böyle bir vizyona ve bunu destekleyen düşünce yapısına sahip olan E. Musk, 2024 yılında 210 milyar dolar varlığa ulaşmıştır. Buna paralel olarak 2024 yılında TESLA Şirketi'nin kendisine 56 milyar dolar prim ödemesi tartışılmaktadır.

İhtiyaçlar - teknoloji

İhtiyaçlarımız Maslov piramidinde[1], yaşam için gerekli olanlardan başlıyor ve yaşam alanı, gıda, sağlık, güvenlik, katmanlarının ardından teknolojinin ve toplumun telkin ettikleriyle devam ediyor. Karmaşık ve bireyin ihtiyaçlarının, tercihlerinin kendi iradeleri dışında veya onun yanında etkenler tarafından etkilenmesi konusu geçen yüzyılda iktisatta James Duesenberry tarafından "gösterişçi tüketim" kavramıyla ele alınmıştı. 

Bu kavram bugün özellikle lüks eşya ve hizmet tüketiminde bugün de geçerlidir. Örneğin yeni bir akıllı telefon önemli fotoğraf çekme özellikleriyle tüketicilerin önüne gelmektedir. Bu telefon haberleşme yanında aynı zamanda önemli bilgisayar özelliklerine de sahiptir. Böyle bir aleti talep edenlerin kaç tanesi bütün bu özellikleri kullanmak için talep eder veya bu özellikler aletin kullanıcısına sunduğu kolaylıklarla kaç kişiye yeni iş alanları açar.

Otel yönetimi, seyahat yönetimi, lokanta yönetimi ve tüm yemek sektörü bu gelişmeden köklü bir şekilde etkilenmektedir. Gençler evde yemek yapmak yerine, dışarıdan alacakları destekle neredeyse ziyafet vermeye varacak organizasyonlar yapmaktadır.

Bekir Ağırdır, "Kireç badanalıdan seramik kaplı mutfağa…" adlı yazısında, değindiğimiz teknolojik evrimden bağımsız olarak toplumun nasıl bir değişim yaşadığını anlatıyor. Kırsalda soğanlı menemen tercih edilirken, metropolde soğansız olanın talep edilidiği ifade ediliyor. Bireyler, aileler eskiden hesaplı alış veriş yapmak için semt pazarlarına giderken, artık alış veriş sitelerinin akıllı telefonla eve kadar verdikleri servis bazılarına daha cazip geliyor.

Daha teknoloji yoğun olan bir hizmet yaşam bilimleri endüstrisinden. Bazı sağlık sorularının akıllı telefonlarla çekilen resimlerin WhatsApp üzerinden hekime iletilmesi, aynı yolla laboratuvardan tahlil talebi sık sık başvurulan bir yöntem. Daha ileri gidilerek, internet bağlantısıyla değişik coğrafyalarda bulunan hekimlerin bireylerin sağlık sorunlarını değerlendirmeleri ve hatta bazı durumlarda robot kullanılarak uzaktan ameliyat yapılması. 

Teknoloji - algı - beyin

Bu olanaklar yeni iş alanları yaratırken, aynı zamanda bireylerin aksi halde bizzat çalışarak yapacakları işleri dışarıdan tedarik ederek, kendilerinin uzman oldukları alanlarda değer yaratmalarına imkan vermektedir. Talep beyninin kaydettiği resimlerin, nesnelerin ihtiyaç belirleme süzgecinden geçtikten sonra oluşmaktadır. Gösterişçi tüketim tezi, bazı taleplerin beynin ihtiyaç belirleme sürecinde geçmeden oluştuğunu iddia etmektedir. Bütçe kısıtlamaları etkili olmakta mıdır, nasıl? Bunlar herhalde nörologların yanıtlayabileceği sorular.

Bundan sonra

1950-60 liberal politika dönemi, 1960-80 ithal ikamesi, 1980-2000 dışa açılış, 2000 toparlanma, 2005-2017 betonlaşma, şehirleşme ve imkanların üstünde yaşam, 2017-bugün duraklama, patinaj, geriye kayma. 

Bu kadar malzemeyi kötü kullanmak beceri ister. Biz onu da yaptık. Gençlere, X-Y-Z nesillerine bakıyoruz, ama onlar da soruyor: "Neyi devraldınız, bize neyi devrediyorsunuz?" 

Haklılar. Silkinip kendine gelmek, hiç değilse devraldığını devretmek herkesin görevi. Başta bu aşamaya getirenlerin, onların yanında yüz yıl önce Atatürk'ün başlatıp, Demirağ ve diğerlerinin devam ettiği hamleleri yapamayanların...


[1] 1934'te Amerika'lı psikolog Abraham Maslow insan ihtiyaçlarını önceliklerine göre sıralamış ve bir piramit şekline yerleştirmiştir. İlk katmanlarda temel ihtiyaçlar: güvenlik, gıda, konut,sağlık; daha sonra takdir görmek, toplumun parçası olmak, estetik gibi ihtiyaçlar yer almaktadır. Bu elbette tamamen kişisel bir sıralamadır. Nitekim bunların kişisel olması, nesnel ölçülerinin bulunmaması, önceki yazımızda değindiğimiz, Arrow ve "imkansızlık teoremi'ne yol açmıştır.

Ahmet Çelik Kurtoğlu kimdir?

Ahmet Çelik Kurtoğlu, 1942'de Ankara'da doğdu. 1965 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden mezun oldu.

Akademik kariyerini 1982 yılına kadar aynı kurumda sürdürdü, Cambridge Üniversitesi'nde lisansüstü derecesi aldı. 1972-74 yılları arasında Yale Üniversitesi'nde doktora sonrası çalışmaları yaparken teknolojik gelişme ve endojen büyüme teorisi üzerinde yoğunlaştı, 1997-2006 yılları arası Galatasaray Üniversitesi'nde ders verdi.

T.C. Dışişleri Bakanlığı'nın görevlendirmesiyle 1978-82 yılları arasında B .M. UNCTAD "Teknoloji Transferi Davranış Kodu" müzakerelerinde T.C. delegesi olarak yer aldı.

1983-86 yıllarında arasında İktisadi İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) Kalkınma Merkezi'nde araştırma yöneticisi olarak görev yaptı. Türkiye ve beş Asya ülkesinde Müşavir Mühendislik sektörü üzerinde yaptığı çalışma OECD tarafından yayınlandı.

1987 yılında Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) kurucu direktörü olan Kurtoğlu, 1992 yılından itibaren Karadeniz Ekonomik İşbirliği İş Konseyleri Genel Sekreteri, daha sonra 2008 yılına kadar DEİK Yönetim Kurulu ve İcra kurulu üyesi olarak görev yaptı. DEİK pek çok Türk şirketin uluslararası işbirliği kurması sürecinde yardımcı oldu.

Prof. Dr. Kurtoğlu, yurtdışındaki faaliyetini 1994-2006 yılları arasında European Roundtable of Industrialists (ERT) adlı kurumda danışman olarak sürdürdü. ERT en büyük 50 Avrupa sanayi şirketi başkanları tarafından, AB Komisyonuna politika tavsiyesi yapmak üzere kurulmuştur. Politika tavsiyesi danışmanların oluşturduğu çalışma gruplarında geliştirilmektedir.

1999 yılında Kurdoğlu Danışmanlık A.Ş.'ni, 2003 yılında "İyişirket Danışmanlık A.Ş."yi kurdu ve strateji, şirket değerlemesi ve satış müzakeleri, iş geliştirme ve finansman, kurumsal yönetim (governance) konularında danışmanlık hizmeti verdi.

2001 yılında TMSF "9 Banka Yönetim Kurulu Üyesi" olarak, 2002-2007 yıllarında arasında Tekfenbank Yönetim Kurulu, 2012-2019 yılları arasında Tekfen Holding A.Ş. Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı.

2007-2008 döneminde TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı oldu

A.Çelik Kurtoğlu teknoloji ve uluslararası ekonomik ilişkiler konularında yayın yapmıştır. Son çalışması olan "Değer Zincirinin Evrimi", Aralık 2022'de Efil Yayınevi tarafından yayınlanmıştır.

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

İktisat

Matematiksel iktisat, neo-klasik iktisadın temel taşı olan marjinal, marjinal maliyet, bireysel refah, dışsal ekonomi kavramlarını çözebilmiş midir, ölçebilmiş midir?

Echelle mobile

“Hareketli merdiven” insanları enflasyona karşı koruyabilir, ama burada söz konusu olan, yüzde 50-60 oranlarında enflasyon değildir. İş bu raddeye geldiğinde sorun yapısaldır. Onun temelinde de hukuk, adalet, hesap sorma vardır

Tarih tekerrürden ibarettir?

Hukuk yasaların üstündedir. Hukuk olmazsa, yasa, adalet olmaz. Bu nedenle doğru yönetim hukukun üç temeli üzerinde kuruludur: Saydamlık, sorumluluk, hesap verebilirlik, eşitlik

"
"