03 Temmuz 2024

Başarıya aç olarak ilerliyoruz

Avantajlarımızı iyi kullanır ve yapmak istediklerimize odaklanabilirsek, Avrupa Şampiyonu olmanın hayal olmadığını gösterebiliriz. Yeter ki gerçekten isteyelim ve bunu yapabilecek potansiyelimiz olduğunu da bilelim

A Milli Takım Teknik Direktörü Vincenzo Montella

Milli takımımız Avusturya milli takımını Merih Demiral’ın attığı iki golle 2-1 mağlup etmeyi başararak, çeyrek finale adını yazdırmayı başardı. Avrupa Şampiyonasında Almanya’da adeta ev sahibi konumunda olan milli takımımızın başarısının ardında, elimizde iyi bir kadronun bulunması kadar bu kadronun 2008 Avrupa şampiyonasından bu yana başarıya aç olmasının da büyük etkisi bulunmakta. Bütün olumlu noktalara karşın bir avuç suda fırtına kopartmayı başardığımız için ise Portekiz milli maçı sonrasında bir anda ortalığın gerildiğine ve ülke içerisinde yaşanan tuhaf rekabetin milli takım oyuncuları üzerinden yeniden işletilmeye çalışıldığına şahitlik ettik. Hatta iş o kadar enteresan noktalara geldi ki Arda Güler üzerinden teknik direktör Montella’nın davranışlarının sorgulanması ve bunu yapanların ise Mustafa Sandal ve Ahmet Mümtaz Taylan gibi isimler olması ise şaşkınlık vericiydi.

Belki de son üç maçın en farklı görünümüne sahip bir milli takım izledik diyebilirim. Özellikle Merih Demiral’ın kariyer maçını oynadığını ve ona başta Ferdi Kadıoğlu olmak üzere Orkun Kökçü ve Kaan Ayhan’ı da ekleyebileceğimizi belirtebilirim. Tabii maçın son saniyelerinde bizi ipten alan Mert Günok’un kurtarışını da unutmamalıyız. Berlin’de oynanacak olan çeyrek final müsabakasında Hollanda ile mücadele edecek oluşumuz bizim açımızdan son derece önemli bir dönüm noktası olacak. Çünkü bu maçı kazandığımız takdirde yarı finalde İsviçre-İngiltere müsabakasının galibiyle oynayacağız ve önümüzde kazanmamız gereken üç karşılaşma var diyebiliriz. Avrupa şampiyonu olmamızın imkânsız olmadığını ancak işimizin bir hayli zor olduğunu da eklemeliyim. Yine de en büyük şansımızın başarıya aç oluşumuz kadar maç esnasında tribünlere asılan bir pankarttaki cümle olduğunu da düşünüyorum. Pankartta ‘Bize Her Yer Türkiye’ yazıyordu ve gerçekten de Almanya’da oynadığımız her müsabakada tüm kentleri kırmızı-beyaza boyamak suretiyle adeta taraftar şovunu sergilemeyi sürdürüyoruz.

Bu milli takımı oluşturan futbolcuların farklı takımlardan geldiklerini buna karşın aynı forma için ter döktüklerini unutmadan ve bu oyuncularımızı ötekileştirmeden bağrımıza basmayı öğrenmek durumundayız. Galatasaray ile Fenerbahçe arasındaki ezeli olmayı çoktan terk eden rekabetin, futbolumuza olan etkilerini milli takım düzeyinde hissediyor olmak, tek kelimeyle utanç vericidir. Bunun üzerinden futbolcuların performanslarının karşılaştırılması ve birbirine düşürülmeye çalışılması ise en hafif tabirle aymazlıktır. İşte bu yüzden bütün bu kulüpçülük anlayışının ötesine geçmek suretiyle önümüze bakmayı başarmalı ve bu çocukları sonuna kadar desteklemeyi sürdürmeliyiz.

İşin ilginç kısmı son yılların en farklı Avrupa Şampiyonalarından bir tanesini seyrediyoruz ve bu turnuvada biraz dikkatli devam edebilir ve biraz da şansımızı iyi kullanabilirsek final oynamamız için hiçbir nedenimiz bulunmamakta. Tek yapmamız gereken gerçek anlamda kenetlenmek suretiyle milli takımı desteklemek olmalı. Dört yıl önceki turnuvaya ilişkin sorgulamayı eğer zamanında yapabilmiş olsaydık belki de şu anda çok daha farklı bir konumda oynayan bir takım görünümünde de olabilirdik. Ancak şu noktada bunun yerine oynayacağımız son üç maça konsantre olmak durumundayız. Elindeki kadroyu iyi bir şekilde kullanmaya çalışan bir milli takım hocasına sahibiz ve genç bir takımız, bunun dışında bütün maçlarda ev sahibi takım görünümündeyiz. Bu avantajlarımızı iyi kullanır ve yapmak istediklerimize odaklanabilirsek, Avrupa Şampiyonu olmanın hayal olmadığını gösterebiliriz. Yeter ki gerçekten isteyelim ve bunu yapabilecek potansiyelimiz olduğunu da bilelim.

Son bir noktayı da TRT’nin maç anlatan spikerlerine ayırmak istiyorum. Lütfen kendi kişisel yorumlarınızı bir tarafa bırakmak suretiyle bizi maçla yalnız bırakın ve abartılı bağırışlarla, maç izleme zevkimizi ortadan kaldırmayın!

Ahmet Talimciler kimdir?

Ahmet Talimciler, 1970 yılında İzmir Karşıyaka'da dünyaya geldi. Karşıyaka spor kulübünün minik ve yıldız takımlarında, Tarişspor kulübünün genç takımında oynadı. 1988 yılında Ege Üniversitesi Coğrafya bölümüne kaydoldu ve iki yıl burada okuduktan sonra tekrar sınava girerek aynı üniversitede Sosyoloji bölümünü kazandı. 

1994 yılında "Futbolun Toplumsal İşlevi" başlıklı lisans teziyle bölümden mezun oldu. Ardından Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde 1998 yılında Türkiye'de Futbol Fanatizmi ve Medya İlişkisi başlıklı yüksek lisans tezini, 2005 yılında da Türkiye'de Futbol ve İdeoloji İlişkisi başlıklı doktora tezini tamamladı. 

2001 yılında Milliyet Gazetesi Sosyal Bilimler ödülünü kazandı. 

1996 yılında Araştırma Görevlisi olarak başladığı Ege Üniversitesi Sosyoloji bölümünden 2019 yılında ayrılarak İzmir Bakırçay Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Uygulamalı Sosyoloji ana bilim dalına profesör kadrosuyla geçiş yaptı. Halen aynı üniversitede görev yapmayı sürdürmektedir.

Son yirmi yılda yerel ve ulusal düzeyde gazetelerde, internet sitelerinde yazmıştır. Mart 2016'dan bu yana T24'te başta spor ve gündelik hayata ilişkin olmak üzere gündeme ilişkin yazılar yazmaktadır. Karşıyaka Belediyesinin çıkartmakta olduğu Gazete Karşıyaka'nın yazarlarındandır.

Bir diğer önemli tutkusu ise radyo yayıncılığıdır, üç yıl boyunca TRT İzmir Kent Radyosunda Sporun Arka Planı programını hazırlayıp sunmuştur. Halen TRT Türkiye'nin Sesi Radyosu Memleketim FM'de Spor Daima programına cuma günleri konuk olmayı sürdürmektedir. YouTube üzerinden yayınlanmakta olan Geek Futbol programının da yorumcularından birisidir. Evli ve spor tutkunu bir çocuğun babasıdır. 

Kitapları

-Türkiye'de Futbol Fanatizmi ve Medya İlişkisi (2003,2014, Bağlam Yayınları)

-Sporun Sosyolojisi Sosyolojinin Sporu (2010,2015, 2018, Bağlam Yayınları)

-Futbol Yazıları (2017, Bağlam Yayınları)

-Türkiye'de Futbol En Az Futboldur (2020, Spor Yayınevi ve Kitabevi)

-Saçmanın İktidarı (2021, Sakin Kitap)

-Beklentilerin Tersine Çıktığı Alan: Eğitim (2022, Sakin Kitap)

-İlkelerimizi Kim Yazacak? Cem Can Yazıları (Yayına Hazırlayan- 2012, Moss Spor)

-Fair Play Yemin İstemez (Yayına Hazırlayan-2012, Moss Spor) 

-Şiddet, Şike ve Medya Kıskacında Futbol ve Taraftarlık (2015, Litera Türk Academia, Müge Demir ile)

-Football in Turkey (Editör- 2016, PL Academic Research)

 

Yazarın Diğer Yazıları

Balon patladı

"Başarı gelirken yapılan hataların üzerini örtmek ve konuşanların sesini bastırmak kolaydır. Buna karşın başarısızlık sonrasında eleştiriler artar ve başarısızlığın faturasının birilerine kesilmesi gerekliliği ortaya çıkar. Burada liderin, oyuncularını feda etmek yerine sorumluluğu üstüne alması beklenir."

Verilen cezalar sonrası daha çok şiddet göreceğiz

Bundan sonra liglerimizde yaşanacak bu tarz bütün olaylar için örnek teşkil edecek bir karar hayata geçirilmiştir

Sağduyuyu yitirdikçe her şey çirkinleşiyor

Doğru, akla uygun yargılar verme yetisi olan sağduyumuzu yitirdikçe her şeyi çirkinleştirmeyi hızlandırmakta olduğumuzu ne yazık ki göremiyoruz

"
"