22 Temmuz 2024

Ukrayna’da seçenekler daralıyor

Zelensky hangi adımı atarsa ​​atsın “siyasi intihar riskiyle” karşı karşıya olduğu dile getirilirken, barış için referandum düzenlenmesi ihtimalinden söz eden de var, küresel savaş riski ciddi bir krize dönüşmeden müzakerelere geçilmeyeceğini dile getiren de

Kasım ayında yapılacak ABD başkanlık seçimlerinden muzaffer çıkması halinde Ukrayna ile Rusya arasındaki savaşa son vereceğini açıklamış olan Trump’ın ikinci kez seçilme ihtimalinin iyice güçlenmesinin ardından Ukrayna lideri Volodimir Zelenski’nin üzerindeki baskının arttığı ileri sürülüyor. Senaryolar muhtelif.

‘Referanduma gitmeli’

Kiev Belediye Başkanı Vitali Klitçko’ya bakılırsa, Ukrayna lideri Volodimir Zelenski’nin Rusya ile savaşı sona erdirip barışa yürüyebilmesi için halkoyuna başvurarak referanduma gitmesi gerekiyor. İtalyan gazetesi Corriere della Sera'da dün yayımlanan röportajında, Klitçko, “Halk tarafından meşrulaştırılmadan bu kadar acı verici ve kritik bir anlaşmaya tek başına yürüyebileceğini sanmıyorum” dedi. Ukrayna için çözümün bir ulusal birlik hükümeti kurmaktan geçtiğini düşünen Kiev Belediye Başkanı, ülkede ilan ettiği sıkıyönetim ile gücünü pekiştiren Zelenski'nin iktidarı paylaşmaya yanaşacağına da çok fazla ihtimal vermiyor.

Klitçko, sözlerini “Zelenski, elinde çok fazla yetki topladı. Bu, parlamentonun önemli herhangi bir rolünü kaybettiği anlamına geliyor” diye sürdürdü. Ona göre Zelenski hangi adımı atarsa ​​atsın bir “siyasi intihar riskiyle” karşı karşıya.

‘Savaş bitmeden görevi bırakmam’

Bu arada, Zelenski de ikinci kez başkan seçilmesi halinde Donald Trump ile çalışmanın “zor iş” olacağını, ancak kendilerinin de zor işlerin üstesinden geldiklerini söyledi. Londra'da BBC'ye verdiği özel röportajda Zelenski, savaş bitmeden başkanlıktan ayrılmaya niyeti olmadığını da ifade etti. Ukrayna lideri ABD’de iktidarda olan herkesle çalışmaya istekli olduğunu söyledi.

Trump’ın, Başkan Yardımcısı adayı olarak belirlediği Ohio Senatörü James David Vance, geçmişte Trump için “Ukrayna'ya öyle ya da böyle ne olacağı umrunda değil” demiş biri. Dolayısıyla Ukrayna liderinin işi giderek zorlaşacak.

Trump’ın tercihini Vance yönünde kullanması Avrupalı diplomatlara göre de “korkunç bir haber.” Siyasi gözlemciler, Trump'ın başarısız suikast girişiminin ardından Beyaz Saray'a dönmesi ihtimalinin güçlenmesi ve Vance’ın adaylığının açıklanmasının Zelenski’nin üzerindeki stresi artırdığını dile getiriyor.

Trump, geçtiğimiz günlerde kendisini arayan Ukrayna lideriyle telefon görüşmesi de gerçekleştirdi. Görüşmenin ardından, Truth Social isimli kendi sosyal medya platformundan açıklama yapan Trump, Zelenski ile “çok iyi bir telefon görüşmesi yaptığını” duyurdu. Trump, “Ben, bir sonraki ABD Başkanı olarak dünyaya barış getireceğim ve pek çok cana mal olan ve sayısız masum aileyi perişan eden savaşı sona erdireceğim” dedi. Her iki tarafın bir araya gelerek şiddeti sona erdirecek ve refaha giden yolu açacak bir anlaşmayı müzakere edebileceğini, dile getirdi.

Zelenski de kasımdan önce yeni -ve bu kez Rusya’dan da bir temsilcinin katılacağı Ukrayna konulu- bir barış zirvesi düzenlenme çağrısı yaptı. Bu zirve bir eylem planı belirleyebilir ve buna göre hareket edilebilir, dedi. İsviçre’deki 92 ülkenin katıldığı Rusya’sız “barış zirvesine” (!) dahil edilmeyen Moskova, Zelenski’nin bu “cömert” teklifini reddetti gerçi ama Ukrayna liderinin Rusya’yı da içine katan bir barış zirvesi düzenlenmesi sinyalini yakması bile onun için önemli bir adım olarak görülebilir.

Küresel çatışmaya gidecek bir kriz

Krizin aşılıp aşılmayacağı, savaşın nasıl sonlanabileceği konusunda Rusya’da farklı fikirler var. Tavrichesky Bilgi ve Analitik Merkezi direktörü, siyaset bilimci Alexander Bedritski’nin düşüncesi dikkate değer olanlardan: Rusya ve Batı'nın Ukrayna'da ortaya çıkan krizle ilgili pozisyonlarının şu anda uzlaşmaz olduğunu ifade eden Bedritsky, çatışmaların ancak iyice küresel bir çatışmaya kayma tehlikesi taşıyan bir krize dönüşmesinden sonra gerçek müzakerelerin mümkün olacağına inanıyor.

Bedritsky “özel askeri operasyonu” ciddi şekilde sona erdirebilecek müzakerelerin iki nedenden dolayı şu an imkânsız olduğuna inanıyor: “Mevcut statükoda, özellikle Zelenski ve çevresiyle herhangi bir müzakere mümkün değil. Zelenski müzakerelerin tarafı olamaz, yeni insanlara ihtiyaç var. Birincisi bu. İkincisi, artık pozisyonlar uzlaşmaz bir nitelik aldı; bu durum NATO zirvesindeki deklarasyona ve ABD ile tek tek Avrupa ülkelerinin tutumuna da yansıdı. Kimse bizimle, çıkarlarımızı dikkate alarak ciddi bir şekilde müzakere etmeyecek. Dolayısıyla, bir şeyin karara bağlanacağı gerçekten ciddi müzakereler, ancak herkesi kendine getirebilecek, imite edilmesi de mümkün olmayan ciddi bir krizden sonra olabilir. Bu krizin büyük bir savaşa sürüklenme tehlikesi var ve bunun önüne geçilebilmesi de çok kolay değil. En azından Ekim-Kasım aylarında ABD'deki elitler iktidarlarını yitirene dek temelde imkânsız.”

Aslında neyin imkân dahilinde olduğunu anlamak için Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin’in ne dediğine de bakmak gerekiyor sanırım.

Putin haziran ayı ortalarında, Ukrayna’daki çatışmanın çözümü için Kırım, Donetsk ve Luhansk Halk Cumhuriyetleri ile Herson ve Zaporijya bölgelerinin Rusya toprakları olarak tanınmasını öngören ve Ukrayna’nın bağlantısız ve nükleer silahları olmayan statüsünün güvence altına alınmasını öngören yeni bir barış önerisi sunmuştu. Öneri, Ukrayna’nın Nazi kalıntısı askeri birimlerden arındırılması ve Rusya karşıtı yaptırımların kaldırılmasını da içeriyordu. Putin ayrıca Zelenski'nin görev süresinin dolduğunu ve meşruiyetinin hiçbir şekilde yeniden sağlanamayacağını da kaydetmişti. Rusya liderinin basın sözcüsü Dimitri Peşkov da Putin'in Ukrayna ile müzakere olasılığını reddetmediğini, zira ülkede başka meşru otoritelerin de bulunduğunu açıklamıştı.

Aslında Putin’in bu önerisini, içermediği hususlar üzerinden yorumlamak da gerekiyor. Böyle bakınca Putin, aslında Batı’ya, “Şu konjonktürde Dinyeper’in doğusuna yönelik fazla bir tahayyülüm yok, Ukrayna’nın Karadeniz’e çıkışına an itibarıyla karşı değilim. Bunu bir değerlendirin” diyor.

Lavrov New York’a niye gitti?

Trump’a düzenlenen başarısız suikast girişiminin üç gün sonrasında Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un (16 Temmuz’da) New York’a gittiğini duyunca Moskova’nın Beyaz Saray’dan ya da Amerikan siyasi çevrelerinden minik de olsa bir yeşil ışık almış olması mümkün mü acaba, diye düşündüm. Biden’ın başkan adaylığını Kamala Harris’e bırakarak çekilmesi, onun da seçimi kazandıracak son bir hamle olarak, Amerikan vergi mükelleflerine bir müjde kabilinden, Ukrayna’yı silahlandırmaya son vereceğini dile getirme ihtimali mi belirmişti acaba?

Gerçi Lavrov, BM Güvenlik Konseyi’nin toplantılarına katılmak için gitmişti New York’a ama hem uluslararası hem de bölgesel gündem konularının tartışılacağı bir dizi ikili toplantı da planlamıştı. Toplantılara giderken Lavrov, “dost-olmayan ülkelerin” hava sahasını kullanmaktan kaçınmak üzere kuzey rotasını kullanmış ve bu yüzden Moskova’dan New York’a 12 saati aşkın bir sürede gidebilmişti. Temaslar ve yoklamalar yaz aylarında sürüp sonbahara doğru olgunlaştırılabilir. Ama tabii böyle bir ihtimal hiç gerçek olmayabilir de. O zaman da Trump’ın Başkan seçilmesi halinde nasıl hareket edeceğini görmek gerekecek.

Savaş sürerken barış sadece bir ihtimaldir ama o zayıf da olsa en güzel ihtimaldir. Geçen hafta “Avrupa Savaşa Nasıl Yürüyor?” başlıklı yazıda aktardığım ve Avrupa’da Polonya’yı da öne çıkararak savaşa yüründüğüne delalet eden onca gelişmenin ortasında barış olanaklarına tutunmak ve onların büyüdüğünü görmek istemekten başka çare yok!

Yazarın Diğer Yazıları

Irak’ta gençlerin çekilişle intiharı

ABD işgaliyle birlikte dünyanın en yoksul ülkelerinden biri haline gelen ve gençlerin ümitsizliğin pençesinden çıkamadığı Irak’ta “el Kurban” ya da “Allahiye” adıyla bilinen, yasaklı bir dini grubun üyeleri kura çekimi ile ölüme yürümeyi seçiyor

Gazze’de ateşkes hayal gibi

Netanyahu’nun yeni kolonizasyon planında kritik öneme sahip iki koridoru ateşkes için zorunlu tutması yüzünden Gazze’nin yüzde 11’ine sıkışmış Filistinlilerin çilesi bitmiyor

Ukrayna’da barış ümidi bir kez daha dinamitlendi

Kiev yönetiminin Rusya topraklarına girerek gerçekleştirdiği Kursk Harekâtı, Katar’ın arabuluculuğunda iki tarafın temsilcilerince bu ay içinde Doha’da yapılacak “kısmi barış” zirvesi planlarını suya düşürdü

"
"