Rakip eski adıyla 3. Lig yeni adıyla 2. Lig Beyaz Grup takımı Kırklarelispor… Beşiktaş formasını giyen sıradan oyuncuya ödenen rakam Kırklarelisporlu futbolcuların toplamının aldığı yıllık ücrete tekabül eder. Yer; Atatürk Olimpiyat Stadı, karşılaşmanın ayrıcalığı Türkiye Kupası grup müsabakası olması. Bir diğer önemli ayrıcalığı ise milyonlar kazanan beceri yoksunu 11 futbolcunun sahada oynuyormuş gibi yapması!..

Ahmet Nur Çebi ve Hasan Arat’ın (Yıldırım Demirören ve Fikret Orman’ı da eklemem gerekli ancak onlar zaman aşımından yırtıyorlar) Beşiktaş’a yaptığı kötülüğü kimse yapmadı dersem inanın abartmış olmam. Bu kadar beceri yoksunu futbolcuyu bir araya getirmek ayrı bir meziyet gerektirir. Beşiktaş’ı batırdınız sizler ne durumdasınız bilemiyorum! Bu bağlamda şimdiki başkan Serdal Adalı’yı da uyarmak gerekli. Sevgili başkan, sayenizde Beşiktaş yüksek maliyetli işe yaramaz futbolcularından tek-tek kurtuluyor ama göz ardı ettiğiniz minik bir ayrıntı mevcut. Şöyle ki, siz ve yönetiminiz kulübü sadece yüksek maliyetli oyunculardan kurtarıyorsunuz ancak kadro sorunu devam ediyor. Demem o ki, Onur Bulut ile Salih Uçan ‘uçuk’ rakamlar almasalar da Beşiktaş’ın kadrosunda ‘futbolcu’ olarak yer alıyor. Oysa bu iki isim değil Beşiktaş, Kırklarelispor’da kendilerine zor yer bulur. Kadroda yeniden yapılanmaya giderken bu gerçek belleğinizin bir tarafında bulunmalı. Zira Beşiktaş’ı tanımayan, Türkiye’de futbolun sadece sahada oynanan oyun olduğunu varsayan ecnebi teknik direktör bocalar sonunda da doğal olarak çuvallar! Birileri uyarmalı, ‘Bunlar fasulyeden futbolcu’ diye. Tabii fasulyenin zeytinyağlı çalı değil de ‘kuru’ olduğunu da belirtmeli! Ayrıca ‘büyük yetenek’ olarak lanse edilen genç oyuncu Mustafa Hekimoğlu’ndan önümüzdeki süreçte de hiçbir şey beklememeniz gerektiğini üzülerek belirtmek isterim. Ne yazık ki aynı tanım Semih Kılıçsoy’u da kapsıyor. Bunun yanında Emirhan Topçu’nun da riskli oyununun ilerleyen dönemlerde sorun yaratacağının altını da özenle çizmek gerekir. Ötekiler mi? Onlar hakkında yazmaktan ben, okumaktan da sizler yoruldunuz zaten.

Başkan Serdar Adalı ve yönetimi şayet Joao Mario’dan da kazasız-belasız kurtulmayı başarırsa kulübün önüne heykelleri dikilmeli.

Konuk Kırklarelispor’un gol atacak mecali olmaması bir yana Beşiktaş’ı zorlayacak kadro derinliğine sahip olmadığı belirginken siyah-beyazlı formayı giyenlerin böylesine beceriksizliğine tanıklık etmek zoruma gitti. Bir yanda çocuklarına peynir-zeytin alamadığını dile getiren çaresiz bir anne diğer yanda milyonlar kazanan ama hiç çabalamayan‘ sorumsuz’ ve de ‘şımarık’ futbolcu topluluğu…

Bu kadar çok pas hatası nasıl yapılır? Beşiktaş nasıl organize tek atak geliştiremez? Futbolcu topluluğu sahada nasıl bu kadar uyumsuz olabilir? Yeri gelmişken kısa geçmişte teknik direktörlere kızıp ‘sahaya genç takımla çık’ aklı verenler gördünüz gençlerin halini ve bence çok da iyi oldu! Beşiktaş, Türkiye Kupası grup maçında Ernest Muçi ve Joao Mario’nun attığı gollerle Kırklarelispor’u 2 – 0 yendi. Bence gecenin skoru galibiyet değil mağlubiyet olarak algılanmalı. Beşiktaş’ı uzun yıllardır bu kadar ‘rezil’ ve ‘çaresiz’ ve de‘basiretsiz’ görmemiştim. Utanması gereken elbette ki başkan Serdar Adalı ve teknik direktör Ole Gunnar Solskjaer değil…

Onlar kendilerini biliyorlar ve şu anda ‘ölü numarası’ yapıyorlar!