24 Kasım 2024

GOSS: “Olası Kazalar”, yapması uzun ve zor olsa da yanında baskıya ek olarak bize özgürlük ve gurur getirdi

İlk albümü “Olası Kazalar”ı yayınlayan GOSS, albümle ilgili olarak şunları söylüyor: Albüm, bize, GOSS’un hikâyesini daha geniş kitlelere anlatma imkânı sundu

2020 yılında Gözde Oktaş ve Serkan Serter tarafından temelleri atılan, zamanla Türkiye’nin bağımsız sahnesinin en önemli gruplarından biri haline gelen GOSS, ilk albümleri “Olası Kazalar”ı tüm dijital platformlarda yayınladı. Synth-pop, dark pop, new wave ve elektronik rock türlerini gayet dengeli bir biçimde harmanlayan grup, dokuz şarkıdan oluşan albümlerinde farklı duyguların oluşturduğu birlikteliği bir arada sunarak, dinleyiciyi birbirini tamamlayan şarkılarla baş başa bırakıyor. “Olası Kazalar”ın hikâyesini Gözde Oktaş ve Serkan Serter’den dinledik.

Gözde Oktaş ve Serkan Serter

- Bağımsız müzik yapan bir müzik grubu olarak yola çıktınız. Birçok şarkı yayınladınız. Kendi kemik dinleyici kitleniz oluştu. Birkaç ay sonra kuruluşunuzun beşinci yılını kutlayacaksınız. Ve nihayetinde de albümünüz dinleyiciyle buluştu. Sizin tarafınızda işlerin kendinden emin adımlarla ilerlediğini düşündüm hep. Katılır mısınız buna? Ayrıca sonucu da zaten ortada… Biraz bu beş yıllık süreçten bahseder misiniz?

Kesinlikle öyle hissediyoruz. GOSS olarak çıktığımız bu yolculukta, bağımsız bir müzik grubu olmanın zorluklarını ve güzelliklerini deneyimledik. 2025 mayıs ayında 5. yılımız dolacak. Bu süreye 10 tekli, üç şarkılık akustik bir EP ve 9 şarkıdan oluşan bir albüm sığdırdık. Bunun yanında Türkiye’nin en önemli mekânlarında konserler verdik, festivallerde çaldık ve önümüzdeki hafta da Bükreş’te ilk yurtdışı konserimize çıkacağız. Gerçekten çok ama çok çalışıyoruz. Yaptığımız her şeyi sürekli bir adım daha ileri götürmenin ve kendimizi geliştirmenin peşinden gidiyoruz. Yeni çıkan albümümüz de bu çabamızın sonuçlarından biri ve bizim yolculuğumuzun dönüm noktası gibi düşünüyoruz.

- Albüm fikri oluştuğunuzda kafanızda nasıl bir şey vardı? Ve “Olası Kazalar” aklınızdaki albüm fikrini tam olarak dolduruyor mu?

Albüm fikri ilk gündeme geldiğinde, amacımız hem hikâyemizi anlatmak hem de bugüne kadar ürettiğimiz müziği bir bütünlük içinde sunmaktı. “Olası Kazalar” tam da bunu yaptı. Her şarkı, bu yolculuktaki bir durağı temsil ediyor; albüm için bir anlamda hem geçmişimize bir bakış hem de gelecekte dinleyicilerimizi nelerin beklediğini görecekleri ufak bir pencere gibi diyebiliriz.

- “Olası Kazalar”ın oluşum süreci nasıl geçti? Kafanızı en çok kurcalayan şeyler nelerdi? Çıkmaza girdiğiniz oldu mu?

Albümün oluşum süreci bizim için hem yaratıcı hem de öğretici bir deneyim oldu. Kendi sesimizi bulmaya çalışırken zaman zaman çıkmaz sokaklara da girdik. Yoğun bir üretim süreciydi. Tıkandığımız noktalarda aralar verdik, müzisyen arkadaşlarımıza fikir danıştık; farklı pencerelerden bakmaya çalıştık. Özellikle hangi şarkıların albüme dahil edileceğine karar verirken zorlu bir eleme süreci yaşadık. Ancak bu süreç, müzikal kimliğimizi daha da netleştirdi ve bizi birbirimize daha da yakınlaştırdı.

- Albümdeki şarkıların en eskisi geçen seneye ait. Bunları “albüme ait” şarkılar olarak yayınlamıştınız zaten ama daha eski şarkılarınız arasından hiç mi “Olası Kazalar” için düşündüğünüz olmadı?

Olası Kazalar’daki şarkıların çoğu geçtiğimiz yıla ait, evet. Albümü yaparken daha önce yayınlanmış parçalarımızla bir süreklilik yakalamaya çalıştık. Daha eski şarkılardan da seçim yapabilirdik ancak “Olası Kazalar”ın anlatısını en iyi şekilde destekleyecek şarkıları albüme dahil etmeyi tercih ettik.

- Albümdeki şarkılarınızı daha önce dinlemeyip sizinle direkt “Olası Kazalar”la tanışan bir dinleyici, albümün bir bütünlük taşıdığının farkına varacaktır sanırım. Bu “konsept” bilinçli bir tercih miydi?

Albümün konsepti üzerinde çok çalıştık, dolayısıyla bilinçli bir tercihti. Albümü bir hikâye kitabı gibi düşündük. Her şarkının birbiriyle konuşmasını, tematik ve duygusal bir bütünlük oluşturmasını istedik. Böylelikle dinleyicilerimizin, albümü baştan sona bir deneyim olarak dinleyebilmesini amaçladık.

- Dinleyicilerinizden nasıl geri dönüşler aldınız?

Dinleyicilerimizden çok güzel geri dönüşler alıyoruz. Özellikle albümün duygusal yoğunluğu ve şarkılar arasındaki bağ, birçok kişi için etkileyici olmuş. Bu yorumlar bizi hem motive ediyor hem de gelecekteki projelerimize ilham kaynağı oluyor.

- Artık albümü olan, bağımsız müzik yapan bir grup olarak anılmaya başlayacaksınız. Bu üzerinizde bir baskı yaratıyor mu? Bu devirde her ne kadar daha önce yayınladığınız şarkılardan oluşsa da albüm çıkarmak az buz iş değil…

Albüm çıkarmak, bizim gibi bağımsız bir grup için büyük bir adım çünkü albümü baştan sonra kendimiz finanse ettik, kendi kurduğumuz plak şirketinden çıkardık. Albümün konsept fotoğrafları, şarkılara özel lirik videolar vs. çok fazla emek barındırıyor. Bunları gerçekleştirebilmek için fotoğrafçı arkadaşımız Saygın Ayyıldız, moda tasarımcısı Yusufcan Dursun, makyaj sanatçısı Gözde Duman ve saç tasarımcısı Aykut Akkoç ile çalıştık. Albümü yaparken şarkılarımız üzerinde de iki ayrı prodüktör arkadaşımız Yaşar Görkem Arslan ve Kaan Arslan bizimle birlikteydi. Ek olarak, albümün hepsi yayınlanmış şarkılarımızdan oluşmuyor. Albümü yaptıktan sonra parça parça yayınlama kararı aldık. Geçen hafta ise bu parçalarımıza ek olarak daha önce hiç duymadığınız iki şarkımızı daha albüm ile dinleyicilerle buluşturduk. Albüm, yapması uzun ve zor olsa da yanında baskıya ek olarak bize özgürlük ve gurur getirdi. Bize, GOSS’un hikâyesini daha geniş kitlelere anlatma imkânı sundu.  Bu nedenle, tüm engellere rağmen albümümüzü tamamlayabildiğimiz ve dinleyicilerimiz ile buluşturabildiğimiz için çok mutluyuz.

Burak Soyer kimdir?

1986 yılında Kütahya'da doğdu. 1992 yılında Çanakkale'ye yerleşti. 2004 yılında Marmara Üniversitesi Alman Dili Edebiyatı'nı kazandı. Aynı yıl okulu bıraktı. Bir süre garsonluk yaptı.

2005 yılında Radikal Gazetesi Kültür Sanat Servisi ve Kitap Eki'nde gazeteciliğe başladı. Aynı yıl Rolling Stone Türkiye'nin açılmasıyla birlikte Rolling Stone'a müzik yazıları yazdı. 2006-2008 yılları arasında Akşam Gazetesi Ekler Servisi'nde muhabir olarak görev yaptı. Daha sonra "memleketi" Çanakkale'ye dönüp Çanakkale Olay Gazetesi'nde çalıştı.

İnternethaber.com, Sözcü.com.tr, Toplumsal Haber gibi internet haber sitelerinde Siyaset, Gündem, Spor, Yurt Haberler, Kültür Sanat, Yaşam, Lifestyle servislerinde editör olarak çalıştı. Trend Medya'nın YouTube kanalı için kültür sanat ve spor programı hazırlayıp sundu. Son olarak İstanbul Karaköy MONO dergisinin editörlüğünü yapıyordu.

Şimdiye kadar Milliyet, Hürriyet, Hürriyet Kitap Sanat, BirGün, BirGün Pazar, BirGün Kitap, Taraf, Cumhuriyet Pazar, T24, Gazete Duvar, sendika.org, solhaber.org'a, siyaset, edebiyat, müzik, sinema, tiyatro yazıları yazdı. Halen T24 Haftalık, Bianet ve OT dergisine kültür sanat, K24, Edebiyathaber.net, Oggito, Ne Okuyorum?, Ajandakolik, Mahal Dergi, Romanoku internet sitelerine de edebiyat yazıları yazıyor.

2017 yılında ilk kitabı Zıvana Doğan Kitap etiketiyle yayımlandı. Zıvana'nın devamı olan Buji de 2019 yılında aynı yayınevinden çıktı. Son romanı Ring ise, geçtiğimiz Eylül ayında Karakarga Yayınları etiketiyle okuyucuyla buluştu. Ayrıca bir de kısa film senaryosu bulunmaktadır.

2015 yılında Anadolu Üniversitesi Sosyoloji bölümünden mezun oldu. Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Sanat Tarihi bölümündeki eğitimine devam etmektedir.

Yazarın Diğer Yazıları

Orta Doğu uzmanı Brauns: Erdoğan, iktidarda kalabilmek için çeşitli güçlerin çelişkilerinden yararlanma ve bunları birbirine karşı kullanma konusunda çok becerikli

"Erdoğan Kürt, sorununa gerçek bir çözüm bulmak için uygun adımları çok daha önce atabilirdi. Ankara bunun yerine Suriye ve Irak'ta maliyetli askeri müdahalelere bel bağlamaya devam ediyor"

Hatice Hamarat: Tüm zarlar atıldı mı oyunda?

Hatice Hamarat, yeni teklisi “Manevra”nın hikâyesini "Kendimi aradığım ve bulunca bile tatmin olmadığım bir süreçte kendime yazdım ve kendime söyledim. Aslında büyük bir ironi bu parça benim için. Kendime attığım gol, ama pası da kendim veriyorum" ifadeleriyle anlattı

“Korkularını hayatının bir parçası olarak kabul ettikten sonra aydınlık ve anlam gelir”

Azerbaycanlı elektronik müzik ikilisi Call It, albüm çalışmalarından sonra Azerbaycan ve Türkiye'de sevenleriyle buluşacak

"
"