Esenyurt Heyeti’nin açıklaması:
RIZAMIZ YOK, İTİRAZIMIZ VAR
Bundan sekiz yıl önce, ülkenin gidişatından, haklarımızın gaspından, barış ve kardeşliğimizin zedelenmesinden kaygı duyan yurttaşlar olarak ülkeyi yönetenlere şöyle seslenmiştik:
“Bu toprakların ortak sahibi olan bizler; Türk, Kürt, Ermeni, Rum, Laz, Arap, Çerkez, Roman, Müslüman, Hıristiyan, Musevi, Süryani, Ezidî, Sünni, Alevi, inançlı, inançsız bütün yurttaşlar rengârenk çeşitliliğimizle bu vatanın çocuklarıyız.
Kadın erkek, genç yaşlı hepimiz, birlikte mutlu olmayı dileyen vicdanlı, iyi insanlarız. Hangi kesimden, hangi görüşten, hangi siyasî gelenekten, hangi bölgeden olursak olalım inançlarımızı, dinimizi, dilimizi, kimliğimizi, kültürümüzü barış ve huzur içinde yaşamak istiyoruz.
Anayasal haklarımızın engellenmesini, siyasî tercihimizin hiçe sayılmasını, seçtiklerimizin görevden alınmasını, kayyım atamalarıyla irademize ipotek konmasını istemiyoruz.
Düşmanlaştırılmak istemiyoruz. Kadına, çocuğa şiddet, taciz, tecavüz, kadın cinayetleri, ayrımcılık istemiyoruz.
Bu ülkeyi yönetenler!
Sizler, biz yurttaşları barış, güven, huzur içinde yaşatmak için seçildiniz. Bizleri, kin ve nefret sözleriyle ayrıştırmayın, hakka, hukuka olan inancımızı yok etmeyin. Bilin ki; bu gidişata rızamız değil, itirazımız var.”
Yoğunlaşan kayyım uygulamaları kaygılarımızın ne kadar haklı olduğunu gösterdi. Bugün, millî irade sözcüğünü ağızlarından düşürmeyenler, milyonlarca yurttaşın iradesini hiçe sayarak kayyım atanan illerin, ilçelerin, bölgenin seçmenine, "Sizi milletten saymıyoruz" diyorlar. Adalet duygusunu zedeleyen keyfî uygulamalarla demokrasiye, iç barışa darbe indiriyorlar.
Kayyım zincirinin halkalarından biri olan Esenyurt Belediyesi'ne kayyım ataması, Belediye Başkanı Sayın Ahmet Özer'in tutuklanması ve ardından açılan düzmece bir dava ile örgüt üyeliğinden yargılanmaya çalışılması; iktidarın keyfiliğinin, hukuk tanımazlığının, halkın iradesine pervasızca ipotek koymasının hangi boyutlara varabileceğini açıkça gösteriyor.
Hatırlatmak isteriz ki kayyım sadece bir idarî karardan ibaret değildir. Kemirile kemirile yok edilen demokrasinin, son kalan kırıntılarından biri olan sandığa da kilit vurulmasıdır. Kayyımlar, önümüzdeki günlerde çok daha vahim gelişmeler olabileceğinin, muhalefeti bölmek ve susturmak için siyasî etik ve ahlâk dışı her türlü yönteme başvurulabileceğinin de işaretidir.
Bizler; barış, adalet ve millet iradesine saygı isteyen yurttaşlar adına buraya antidemokratik, keyfî kayyım siyasetine "Rızamız yok" demeye; iradeleri gasp edilen seçmenler ve Sayın Ahmet Özer'e dayanışmamızı iletmeye geldik.
İktidarı, demokrasiye darbe olan kayyım uygulamalarından vazgeçmeye, tüm siyasî aktörleri de kayyım siyasetine ama'sız, fakat'sız karşı çıkmaya çağırıyoruz.
Burada bir kez daha tekrarlıyoruz. Halkın iradesine ve demokrasiye karşı kayyım uygulamalarına "Rızamız yok, itirazımız var."
Esenyurt Heyeti:
Belgin Bıyıkoğlu-Yazar / Cafer Solgun-Araştırmacı, Yazar /Emine Uşaklıgil-Yazar / Erdoğan Aydın-Yazar / Erdoğan Kahyaoğlu-Yazar / Fatma Bostan Ünsal-Siyaset Bilimci / Gülayşe Koçak-Yazar / Gülseren Onanç-Sivil Toplum Yöneticisi / Gürhan Ertür-Radyo Programcısı / Hacer Ansal-Akademisyen / Hasan Cemal-Yazar, Gazeteci / Mehmet Saltoğlu-Siyasetçi / Müge İplikçi-Yazar / Necmiye Alpay-Yazar / Nesim Ovadya İzrail-Yazar / Nesteren Davutoğlu-İletişim Uzmanı / Nesrin Nas-Ekonomist, ANAP Eski Genel Başkanı / Nevzat Onaran-Yazar / Nurcan Baysal-Yazar / Nurten Ertuğrul-Mali Müşavir, Aktivist / Orhan Alkaya-Yazar, Tiyatrocu / Oya Baydar-Yazar / Sema Gülez-İş İnsanı / Sena Kaleli-24. Dönem CHP Milletvekili / Viki Çiprut-Gazeteci.
|