En karanlık zamanlardı…
Kadınlara kezzap atıldığı bir dönemi yaşamıştı Diyarbakır.
Kezzaplı saldırı yok bugün ama insanların seçimlerine, yaşam biçimlerine, yaşam alanlarına yönelik rahatsız edici, yer yer kurşunlamaya varan saldırılar mevcut.
İsrail’in Gazze’deki katliamlarını protesto etmek için kafeleri basmalar, camlarını kırmalar, başka alanlara yönelik tehditkâr tutumların da alanını genişletmiş gibi görünüyor.
Yoksa Devlet Tiyatrosu’na ait bir oyunu günler öncesinden ‘karalamak’ kolay olmasa gerek.
Hüda-Par, Kültür Bakanlığı’nı bile hizaya getirebilecek bir zemine sahip artık.
O konuya geleceğim ama öncesine bir bakmak gerekiyor.
Meclis’e giren bir siyasetin, sistem içine çekildiği yorumları yapılırken Diyarbakır’dan gelen haberleri alt alta koyduğumuzda bize mevcut hallere ilişkin bir fikir veriyor.
Çünkü bu saldırıların ‘münferit’ olup olmadığına ilişkin şüphenin referansı, geçmiş, yani Hizbullah…
Haziran ayında Diyarbakır’da özel bir dans okulunun açık alanda düzenlemek istediği dans gösterisine katılanlar, tekbir getiren bir gurubun saldırısına uğramıştı.
Haziran ayında Diyarbakır’da havuzlu bir sitede kadınların havuza girmek istemesi engellenmişti. Site sakini bir kadının havuzda olan kadınlara sözlü saldırısı sonrası tartışmaya oğlu ve diğer aile fertleri de dahil olmuş, sitede tehdit savuran kişi, “Ağababalarınızı öldürdük. Daha mezarlarının bile yeri belli değil. Siz kiminle konuşuyorsunuz” dediği haberlere yansımıştı.
Haziran ayında Diyarbakır’da Müfredata Hayır Platformu’nun eylemine bir kişi ‘Yaşasın Şeriat’ sloganıyla müdahale etmeye çalışmıştı.
Ağustos ayında Sur içinde Hewş isimli kafeye “kısa etek giyen kadınlar buraya geliyor, kabul etmiyoruz” bahanesiyle silahlı ve bombalı saldırı yapılmıştı.
Ağustos ayında Sur içinde CHP Milletvekili Türkan Elçi'nin ailesine ait kafeye de saldırı düzenlenmişti. Saldırganlar bir süre sonra serbest kaldı. Kasım ayında gittiğim Diyarbakır’da kafenin kapalı olduğunu gördüm.
Gelelim Devlet Tiyatroları’nın Diyarbakır Cahit Sıtkı Tarancı Kültür Merkezi’nde oynan oyuna… Oyunun adı Kocamın Karısı… Sahne Sur’a komşu Kayapınar Belediyesi’nin sınırlarında. Bunu özellikle vurguluyorum çünkü Sur’da Hüda-Par, esnaf tabanlı örgütlü. Hatta son gidişimde o bölgede farklı ideolojideki esnafın gönderilmek istendiği konuşulan bir konuydu.
Karımın Kocası oyunundan bir sahne
Hüda-Par oyunun sahneleneceği günün öncesinde Diyarbakır (X) hesabından “Karımın Kocası adlı ahlak dışı tiyatro oyunu, kasıtlı olarak toplumsal yapımızı ve değerlerimizi hedef almaktadır. Sahabe ve peygamberler şehri olan Diyarbakır’da, İslam’a ve örflerimize aykırı bu tür etkinlikleri düzenleyenler ve destekleyenler art niyet taşımaktadır. Toplumun ahlaki değerlerini hedef alan, bir kadının aynı anda birden fazla erkekle ahlaksızca yaşam sürmesini normalleştirmeye çalışan bu tür projeler, bilinçli şekilde hayata geçirilmektedir. Bu ahlaksız tiyatro gösteriminin ilimizde sergilenmek istenmesi yasal olarak da suçtur. Yetkilileri göreve davet ediyoruz.”
Yetkilileri göreve davet eden Hüda-Par, kendisi yetkiyi aldı ve oyunun oynandığı binanın dışında bir grupla gelip tekbir sesleri eşliğinde oyunun iptal edilmesini istedi.
Hüda-Par kazandı ve oyunun adı ‘Evlilik Komedisi’ olarak değiştirildi.
Oyunun adı Hüda-Par eylemi sonrası 'Evlilik Komedisi' olarak değiştirildi.
Bu yazı yazılırken ne Devlet Tiyatroları’ndan ne de Genel Müdür Tamer Karadağlı’dan herhangi bir açıklama gelmemişti.
Ses çıkaranlar kimdi; Oyuncular Sendikası, Kültür Sanat Sen, oyunun oyuncularından Semih Algül…
Kadın oyuncu Elif İşcan Eryiğit’in Instagram paylaşımından da oyunu toplumun her kesiminden insan izlediği görülüyor. Başörtülü kadınlar da vardı, olmayan da…
Konuyla ilgili Hüda-Par’a da soru sormak istedim ama basın birimi partinin genel başkan yardımcısı Abdullah Aslan ve Diyarbakır İl Başkanı Zeynul Abidin Gülsever’in önceki açıklamalarını yollamakla yetindi.
Konuyla ilgili DEVA Partisi İl Başkanı Remzi Kaymak’la da konuştum. Kendisinin yorumu şu oldu:
“Bu oyun bir haftadır gündemdeydi. Ben izlemedim. Hüda-Par olayı büyütüyor. Sanata karışmamak lazım. Ahlaki bir sorun varsa seyirci eleştirir, oyuna gitmez… Hizbullah dönemlerini hatırlıyoruz. İnsanlar kuyulara atılıyordu. Ama Hüda-Par bugün Meclis’te temsil edilen bir parti. Eskisi gibi şiddet olayları yok. Bu olaylar insanları ürkütüyor. Hangi çağda yaşıyoruz ki insanlara şiddetle müdahale edelim.”
Acaba oyunun adı Kocamın Karıları olsaydı, çünkü oyun birden fazla kadınla evli erkekler meselesine tersinden bakıyor ve eleştiriyor, Hüda-Par acaba aynı tepkiyi verir miydi?
Candan Yıldız kimdir?
Candan Yıldız, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu.
Gazeteciliğe HBB'de On'da On Haber program editörlüğü ile başladı.
Kanal D, TV 8, Birgün Gazetesi, CNNTürk, İMC TV, Halk TV'de muhabirlik, editörlük, ana haber editörlüğü ve haber program koordinatörlüğü yaptı.
Haber kanallarında çeşitli program formatları yarattı. Radyo ve Gazetecilik Ödülleri En İyi Program Ödülü/(1997), Çağdaş Gazeteciler Derneği En İyi Haber Program Ödülü/ (2002) ödülünü aldı.
Avustralya'da SBS Türkçe Radyo Haberler servisine haber yaptı.
"Öteki Sesler" isimli belgesel yaptı. "Dicle'nin Göz Yaşları" ile "Şiddete Karşı Anlatılar-Ayakta Kalma ve Dayanışma Deneyimleri" ortak çalışmalarda yazarlık yaptı.
T24'le birlikte internet gazeteciliğine adım attı.
|