16 Temmuz 2024

Kocaları ölmüş kadınlara reva görülen toplu konut modeli bu olmamalı!

Van'da inşa edilen Kuveyt Evleri'nde yaşayan kadınlar markete gitmek için 15 dakika yürüyor, dağ başında bir hayat sürüyor

Kuveyt Evleri 2014 yılında tamamlandı

Van şehir merkezinden 40 dakika uzaklıkta, Hindistan'da yaşamdan yalıtılmış "dul evlerini" çağrıştıran konutlarda eşlerin kaybeden kadınlar kalıyor. 

Adı Kuveyt Evleri… 

2011 Van depreminden üç yıl sonra, merkezi Kuveyt'te bulunan Uluslararası İslami Yardım Teşkilatı (IICO) ile İslami yardım kuruluşu İnsani Yardım Vakfı (İHH) 4 blok 300 haneden oluşan evler yaptı. 

Evlere farklı nedenlerle kocasını kaybetmiş kadınlar çocuklarıyla birlikte yerleştirildi. 

Buraya kadar her şey normal. 

Şehrin ücra bir noktasında yaşayan kadınların sorunları sadece barınma ihtiyacının karşılanmasıyla bitmiş olamaz. 

Nitekim de öyle olmamış. 

Her şeyden önce "kocalarını kaybetmiş kadınlar" için özel olarak yapılmış bir yerin bir tür işaretleme, mimleme olduğu açık. 

"Dul kadın" kavramının, erkek egemenliğinin ve geleneksel ilişkilerin güçlü olduğu bir toplumda nasıl bir ayrımcılık yarattığını biliyoruz. 

Bu evlerin yaşamdan kopuk hâli buna hizmet eder nitelikte. 

Bu evlerde yaşayan kadınlar, çocuklar ve gençler belediye otobüsü ya da minibüse ulaşmak için 15 dakika yürümek zorunda. 

Gündelik ihtiyaçları gidermek için en yakın market yine benzer uzaklıkta. 

Kuveyt Evleri'nde kalan bir kadınla görüştüm. Yaptığı tanımlama şu: Dağın başı…

Oysa kocası ölmüş bir kadını toplumsal yaşama katacak bir kentsel planlama olması şart değil mi? 

Anlatılandan anlaşılıyor ki Kuveyt Evleri'nde kadınların sosyalleşebilecekleri, birlikte zaman geçirebilecekleri bir sosyal alan yok. 

İHH'dan görüştüğüm kişi de, kocaları ölen kadınlara tapu tahsis belgelerinin verildiğini, dört bloktan oluşan yerleşkede bir binanın çocukların Kur'an eğitimine tahsis edildiğini, bir dairenin de kadınların buluşması için ayrıldığını söyledi. 

"Ablalarımız el işi, mutfak atölyeleri düzenliyor" dedi. 

Kuveyt Evleri'nin kadını ev ve aile içinde konumlandıran bir anlayışla inşa edildiği anlaşılıyor. 

Edremit Belediyes Eş Başkanı Rabia Başak Koç

Edremit Belediye Eş Başkanı Rabia Başak Koç da o binalarda yaşayan kadınlarla ilgili şu bilgileri verdi:

"Şehir merkezine yaklaşık 40 dakika uzak bir mesafede. Yakınlarda market bile yok. Etrafı komple boş. Tedirgin yaşıyorlar. Örneğin seçim çalışması kapsamında bir evde toplantı yapmak için gitmiştik. Şoför arkadaşlarımız aşağıda binanın dışında bizi bekliyorlardı. Bütün site toplanıp 'Neden geldiniz, niçin geldiniz' diye sorgulamış. Korkuyorlar çünkü. Bazen de bindikleri toplum ulaşım aracında ‘Kuveyt Evleri' demekten kaçınıyorlarmış. Zira diğer yolculardan onlara gülenler olmuş. Kreş olmadığı için kadınlar çocuklarını bırakıp çalışamıyor da… Okulu bırakmak zorunda kalan çocuklar var. Burayı terk eden ama ekonomik zorluklardan dolayı geri gelen kadınlar da var."

Eşi ölen bir kadın Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma (SYD) Vakfı'na başvurduğunda iki ayda bir 2 bin TL yardım alıyor. Bu da herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna tabii olmamak şartıyla… 

Kuveyt Evleri'nde yaşayanların apartman masrafı (Ortak giderler, temizlik gideri vs.) ayda 400 TL'yi buluyormuş. 

Kaymakamlık her yıl kömür yardımı yapıyor ama kışın en büyük sorunları ısınamamak. 

Zira yine konuştuğum aynı kadınşunları söyledi:

"Doğalgaz için çok başvuru yaptık ama bir gelişme yok. Burası dağ başı, rüzgârlı. Kömür yardımı yapılıyor ama ısıtmıyor. Merkezi sistem olduğu için üşüyoruz, soba da kuramıyoruz. Burada evlere tıkanmış bir haldeyiz. Güvenlik olsa çok iyi olur. Çevre düzenlemesi olsa dışarı çıkarız, kadınlar birlikte oturup sohbet eder çay içeriz. Rahat bir alanımız yok. Çevre sıkıntı…" sözleriyle anlattı içinde bulundukları durumu ve ekledi "35 yaşında dul kaldım. Yetimlere bakmak çok zor. Gençliğimi, hayatımı onlara verdim, ölünceye kadar da seve seve vereceğim. Allah kimseyi kocasız bırakmasın." 

Gitmesek de görmesek de Van'ın Edremit ilçesinde kocaları ölen bir grup kadın hayattan izole edilmiş bir halde hayatla baş etmek zorunda bırakılmış. 

Başlarını koyabilecekleri bir evleri var ama ev bir hayat demek değil. 

O kadınları güçlendirecek, dışarıyla, hayatla bağını kuracak, kadın odaklı bir sosyal hizmete ihtiyaçları olduğu aşikâr.

Candan Yıldız kimdir?

Candan Yıldız, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu.

Gazeteciliğe HBB'de On'da On Haber program editörlüğü ile başladı.

Kanal D, TV 8, Birgün Gazetesi, CNNTürk, İMC TV, Halk TV'de muhabirlik, editörlük, ana haber editörlüğü ve haber program koordinatörlüğü yaptı.

Haber kanallarında çeşitli program formatları yarattı. Radyo ve Gazetecilik Ödülleri En İyi Program Ödülü/(1997), Çağdaş Gazeteciler Derneği En İyi Haber Program Ödülü/ (2002) ödülünü aldı.

Avustralya'da SBS Türkçe Radyo Haberler servisine haber yaptı.

"Öteki Sesler" isimli belgesel yaptı. "Dicle'nin Göz Yaşları" ile "Şiddete Karşı Anlatılar-Ayakta Kalma ve Dayanışma Deneyimleri" ortak çalışmalarda yazarlık yaptı.

T24'le birlikte internet gazeteciliğine adım attı.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Araştırma: Kürt milliyetçiliği yükseliyor

 İstanbul'da yaşayan Kürt ile Diyarbakır'da yaşayan Kürt'ün öncelikleri ve siyasal tercihi dönüşüyor

Yeni öğretim yılında elinde bez, paspas olan öğretmenler mi göreceğiz; Sibel öğretmeni öldüren "perde" gerçekleri örtemez!

Okulların temizlik personeli yeni yönetmeliğe göre bir aydan sonra haftada üç gün çalışacak

"
"