15 Kasım 2024

Ağaç katliamı ile sponsorluk bir arada

Truva Maden'in hisseleri borsada işlem görseydi, sponsorluğun miktarını öğrenebilirdik. Çünkü ancak o zaman kendisini “halka” sorumlu hissederdi

Bir şirketin siyasal nüfuzunu görmek açısından iyi bir örnek:

Kazdağları’ndaki Halilağa’da bakır madenciliği için ağaçları kesmeye başlayan, Cengiz Holding’e bağlı Truva Maden, aynı bölgede sürdürülen önemli bir kazı çalışmasına da sponsor.

Aynı şirket; her ikisi de aynı coğrafyanın kültürel mirasına ait olan iki sahanın birinde, çok değerli ekosistemiyle birlikte yüzbinlerce ağacı katlederken, diğer sahadaki Paleolitik kazı başarılı olsun diye parasal destek veriliyor.

Kültür ve Turizm Bakanlığı üzerinden yine devlet desteği arkaya alınarak, çok daha yaygın olması muhtemel itiraz zincirinden birkaç halka daha eksiltiliyor.

Haber aslında yeni değil. Geçen temmuzda Çanakkale Çan ilçesindeki İnkaya kazılarına sağlayacağı sponsorluk desteğini duyurmak üzere, bir basın toplantısı düzenleniyor. Toplantıya Çanakkale İl Kültür ve Turizm Müdürü Çağman Esirgemez, kazıyı yürüten Ankara Üniversitesi Öğretim üyesi Prof. Dr. İsmail Özer ve Truva Bakır Maden İşletme Müdürü Ünsal Arkadaş katılıyor. Ünsal Arkadaş, kadim topraklarda insanlığa hizmet için bakır faaliyet gösterirken, kültürel alana maddi yardımlarda bulunmayı önemsediklerini söylüyor.

Basın toplantısı videosunda, hem İl Kültür ve Turizm Müdürü Esirgemez hem de Prof. Dr. Özer, İnkaya kazısına verdiği sponsorluk desteği dolayısıyla Cengiz Holding ile bağlı şirket Truva Maden’e teşekkür üstüne teşekkür ediyorlar.

Sponsorluk tutarı niye gizli?

Fakat basın toplantısını düzenleyen yan yana oturan üç yetkiliden kimse bu sponsorluğun tutarından söz etmiyor. O tarihlerde haberle ilgili İnternette yapılacak bir araştırmada da bu tutarla ilgili herhangi bir bilgi yok. Daha önemlisi, haberi abonelerine ve dolayısıyla dünyaya duyuran A.A’nın haber metninde de sponsorluk tutarı yok.

Neden?

Türkiye’de kamuoyu, Cengiz Holding’in İnkaya kazısına yapacağı sponsorluk desteğinin tutarını öğrense ne olur? Nihayetinde bir kamusal işten söz ediyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ev sahipliğinde yürüyen bir iş.

Tabii şu notu da düşelim. Eğer bu şirketin (Truva Maden) hisseleri borsada işlem görseydi, sponsorluğun miktarını öğrenebilirdik. Çünkü ancak o zaman kendisini “halka” sorumlu hissederdi. (Halk derken, hisse senedi sahibi halkı kastediyoruz tabii.)

Çiftçilere dron

Truva Maden’in bölgedeki “destekleri”, arkeolojik kazı sponsorluğuyla sınırlı değil. Şirket bir yıl önce de Bayramiç Ziraat Odası’na tarımsal faaliyetlerde kullanmak üzere dron armağan etmiş. Bayramiç Ziraat Odası Başkanı Mesut Şen’in, drone hibesi dolayısıyla Kazım Cengiz’e teşekkür ettiği haberini de madencilikturkiye.com sitesinden öğreniyoruz.

Bugünlerde ise şirketin maden projesi için Kazdağları’nda beton dökmeye başladığını da Birgün’den İlayda Sorku’nun haberinde okuduk. Bir yandan ÇED olumlu raporu için Danıştay’da açılan iptal davasının sonucu beklenirken, Truva Maden de işlerini yürütüyor. Madene karşı çıkan vatandaşların nöbet tutması dolayısıyla duran iş makinaları gece çalışarak çukur açmış ve beton dökmüş.

Kendi beyanlarına göre Halilağa Bakır Madeni Projesi, yaklaşık 90 bin ton bakır madeni çıkartarak ülke ekonomisine 2,5 milyar dolar üzerinde katkı sağlamayı hedefliyormuş.

Halilağa bakır madeninde faaliyetin 19 yıl süreceğini ve inşaat döneminde 2 bin kişinin çalışacağını duyurulduğunu önceki yazımda belirtmiştim. Şirket bu istihdamda ağırlığın “yerel”de olacağını da duyuruyor.

“Lokal”ler yani.

Sanki bu ülkenin vatandaşları, ekolojik sömürü ile işsizlik arasında bir açmaza kilitlenmek zorundaymış gibi.

Çiğdem Toker kimdir?

Çiğdem Toker, Diyarbakır'da doğdu. Denizli Lisesi'nden mezun oldu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Gazeteciliğe üniversite öğrencisiyken Anka Ajansı'nda başladı. Günaydın, Ankara Ulus gazetelerinde, Nokta dergisinde stajlar yaptı.

Anadolu Ajansı'nın sınavlarını (1988) kazanarak, adliye, Devlet Güvenlik mahkemeleri (DGM), yüksek yargı muhabiri olarak çalıştı. 1990- 1993 yıllarında haftalık Ekonomik Panorama dergisinde; sonrasında da kesintisiz 15 yıl Hürriyet Gazetesi Ankara Bürosu'nda ekonomi muhabiri olarak görev yaptı. Burada maliye, vergi, özelleştirme, enerji, rekabet politikalarını izledi. 1994 ve 2001 ekonomik krizlerini, IMF ile ilişkileri, kriz kapsamında çıkarılan kanunların TBMM'deki yasama süreçlerini haberleştirdi. Çeşitli ülkelerde Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası toplantıları muhabir olarak takip etti.

Habertürk gazetesinin ilk Ankara temsilcisi olarak gazetenin Ankara bürosunu kurdu. İstifa ederek ayrıldı. İnternet gazetesi T24'ün ilk yayınlarında OECD'nin "Futbolda Kara Para Aklama" raporunu konu alan dizi yazısıyla yer aldı. Köşe yazarı ve Ankara Temsilcisi olarak çalıştığı Akşam gazetesinden, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) el koyma sürecinde kendi isteğiyle ayrıldı.

2013- 2018 yılları arasında Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Gazetenin sahibi konumundaki Cumhuriyet Vakfı yönetimi değiştikten sonra kendi isteğiyle ayrıldı. 2018'de katıldığı Sözcü gazetesindeki yazılarına 2022 Kasım ayında 'küçülme' gerekçesiyle son verildi. Fox TV kanalında yayımlanan "Orta Sayfa" adlı haber programında yorumcu olarak yer alıyor.

Eleştirel finans haberciliği olarak da tanımlanan yazıları hakkında kimileri astronomik, çok sayıda manevi tazminat davası açıldı. Konusu bir imar haberi olan yazısı hakkında hapis cezası istemiyle yargılandı. Kamu ihaleleri ve şirketleri konu alan çok sayıda yazısı da Sulh Ceza hâkimlikleri kararlarıyla erişime engellendi.

Kitapları

- Adım da Benimle Beraber Büyüdü- Abdüllatif Şener, Doğan Kitap, 2008

- "Türkiye'de Sağlıkta Kamu Özel Ortaklığı - Şehir Hastaneleri" kitabına makale katkısı, İletişim Yayınları, 2018

- Kamu İhalelerinde Olağan İşler - Tekin Yayınevi, 2019

Ödülleri

- İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi "En Başarılı İktisat Muhabiri Ödülü" (1995)

- Sabah Gazetesi "Muammer Yaşar Bostancı Haber Yarışması Büyük Ödülü" (1997)

- Türkiye Ziraat Odaları Birliği "Basında Tarım Ödülü" (2000)

- Milliyet Gazetesi "Abdi İpekçi Barış ve Dostluk Ödülü" – "Taksiyarhis'in Zehra Teyzesi" başlıklı röportaj (2001)

- Türkiye Gazeteciler Cemiyeti- TGC "Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü" |"Evcil'in Dönüşü" dosyası – (2005)

- European Press Prize "The Mystery of the Secret Funds" – "Yorumcu Ödülü"nde kısa liste (2015)

- Halkevleri "Basın Ödülü" (2016)

- Uluslararası Şeffaflık Derneği Ödülü (2016)

- İstanbul Tabip Odası "Basında Sağlık Ödülü" (2016, 2018 ve 2019)

- TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi "Emre Madran Koruma Ödülü" (2017 ve 2019)

- Eskişehir - Bilecik Tabip Odası "Halk Sağlığı Ödülü" (2017)

- ÇGD "Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Ödülü" (2017)

- ÇGD Bursa Şubesi "Meslekte Dayanışma Ödülü" (2018)

- Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü "Uluslararası Cesaret Ödülü - Kısa liste" (2018)

- Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü – "Kamu İhalelerinde 21/b Usulü" dosyası- (2018)

- Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği "Önder Kadınlar Ödülü" (2019)

- Rekabet Derneği "Adil Rekabete Katkı Ödülü" (2019)

- TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası "Hasan Balıkçı Onur Ödülü" (2020)

- Halkevleri Dayanışma Ödülü (2020)

- Ankara Tabip Odası – "Şehir hastanelerinin ekonomi politiğini tüm gerçekliğiyle ortaya koyarak kamuya ve sağlık çalışanlarına etkilerini görünür kılan haberleri" nedeniyle (2021)

- TMMOB Şehir Plancıları Odası - Kent Planlama Basın Ödülü (2021)

- İzmir Gazeteciler Cemiyeti "Hasan Tahsin Basın Özgürlüğü Ödülü" (2021)

- SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği "Yılın Kadınları" Ödülü (2021)

- Alanya Gazeteciler Cemiyeti - Ulusal Basında Yılın Gazetecisi Ödülü (2021)

Yazarın Diğer Yazıları

Kirazlı-Halkalı hattı ihalesi nasıl üçe katlandı?

İBB’nin, AKP döneminde başlanıp bitirilemeyen, değiştirilen usuller, mahkemeler, iptallerle daha sorunlu bir hale dönüşmüş bir ulaşım projesi hakkında, kamusal ağırlığını kamu kaynakları dikkate alarak kamuoyunu ayrıntılı biçimde bilgilendirmesi gerekir

Sağlık çıkmazı ve bütçe

Vatandaşın sağlığı, 20 yılda kamu sektörüne göre iki kattan fazla büyüyen bir özel sağlık sektörüne emanet. Yani şirketlerin çıkarlarına...

Denetim açığı öldürür

Kamuda 4 bin yatak varken, özel sektörde 8 bin yenidoğan yoğun bakım yatağı var mı? Özel hastanelerdeki yenidoğan yoğun bakım üniteleri etkili denetimden geçiyor mu? SGK, anlaşmaları gözden geçiriyor mu?

"
"