09 Şubat 2025

Şubat ayında kaçırılmaması gereken bütçe dostu tiyatro oyunları

Sizin için her ay; bütçe dostu, izleyenler tarafından yüksek puan almış, İstanbul'da sahnelenen 4 oyunu derleyeceğim. Hadi gelin 2025 yılının Şubat ayında listemize neler girmiş hep beraber bakalım

Üst üste gelen felaketler, içinde bulunduğumuz politik atmosfer, iş hayatı, aile içi sorunlar…

Biliyorum hepimiz, haftada bir saat de olsa bunlardan uzaklaşıp deşarj olmak istiyoruz ve bunu yapmanın en güzel yöntemlerinden biri de tiyatro oyunu izlemek.

Böyle bir ekonomide her hafta bir oyuna nasıl gideceğiz diye soruyor olabilirsiniz ama bu derleme sizin için yapıldı. T24 editörlerinden Hazal Sipahi’nin bir süredir hazırladığı Kulak Misafiri olduklarımda bu hafta! serisinden kopya çekerek böyle bir içerik hazırlamaya karar verdim.

Sizin için her ay; bütçe dostu, izleyenler tarafından yüksek puan almış, İstanbul'da sahnelenen 4 oyunu derleyeceğim. Hadi gelin 2025 yılının Şubat ayı için listemize neler girmiş hep beraber bakalım.

1. Altın Kafes

Osman Ataseven | Altın Kafes oyunundan

Altın Kafes, Salih Ahmet Sak'ın yazdığı, Osman Ataseven'in yönettiği/oynadığı tek kişilik bir trajedi ve dram oyunu. Oyun, altın bir kafeste dünyaları fethederken vehimlerine esir olanlara yakılan bir ağıt niteliğinde. Bu tanıdık hikâye, gücün beraberinde getirdikleri ile hesaplaşmaya çalışan bir adamın kaygı dolu öyküsünü anlatıyor. "Güç yozlaştırır, mutlak güç mutlaka yozlaştırır" teması etrafında şekillenen oyun, izleyiciyi derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor.

Oyun, 15 Şubat'ta Sahne Çolpan İlhan'da sahnelenecek. İlk repliğinden oyunun sonundaki selamlamaya kadar ince ince işlenmiş bu oyunu kaçırmayın derim.

2. Monologlar Müzesi

Monologlar Müzesi | Fotoğraf: Ulaş Beşoklar

Monologlar Müzesi, İstanbul’un tarihi Balat semtinde, Mürselpaşa Caddesi No:163’te konumlanan ve tiyatro sanatını yenilikçi bir yaklaşımla sunan özgün bir proje. Ödüllü tiyatrocu Ahmet Sami Özbudak’ın küratörlüğünde hayata geçirilen bu müze, Balat’ın kendine has dokusunu ve büyülü atmosferini yansıtan monologlardan oluşan performanslara ev sahipliği yapıyor.

Her biri yaklaşık 15 dakika süren ve aynı anda başlayan bu monologlar, izleyicilere farklı odalarda eşzamanlı olarak sunulurken, toplamda yedi monolog arasından dilediğinizi seçerek izleyebilirsiniz. İzleyicilere farklı bir tiyatro deneyimi sunan bu girişim, Balat’ın farklı hikâyelerini de keşfetme fırsatı tanıyor.

TIKLAYIN | Tiyatrocu Ahmet Sami Özbudak: Gomidas’daki dert, insani bir dert; benim ölümle olan hesaplaşmam, ölümü çok sorguladığım bir metin

3. Muhammed Ali

Erdem Kaynarca | Muhammed Ali oyunundan | Fotoğraf: Saygın Serdaroğlu

Muhammed Ali, Turgay Korkmaz'ın yazıp yönettiği ve Erdem Kaynarca'nın oynadığı tek kişilik bir tiyatro oyunudur. Ersin Umut Güler'in kurucularından olduğu Yolcu Tiyatro tarafından sahnelenen oyun, adını ünlü boksör Muhammed Ali'den alan genç bir adamın, toplumsal temsiliyet, ailevi teslimiyet ve bireysel özgürlük arasında sıkışmış hayatını anlatır.

Gerçek bir şampiyon gibi altın kemerler peşinde yumruk sallamayı beklerken, lam ve lamel arasına sıkışmış bir hayatın getirdiği geçim sıkıntısı ve çaresizliğe yenilmemek için gardını düşürmeden bekleyen bambaşka bir Muhammed Ali hikâyesi…

Sistemi yeniden üreten kurumlardan yediği onlarca kroşeye rağmen nakavt olmamak için çabalayan, çok sevdiği sessizliğin içinde tutunmaya çalıştığı hayallerini kaybetmemek için uğraşan bir kahraman var karşımızda…

Oyuncu Erdem Kaynarca’nın toplumsal ve ailevi teslimiyetle bireysel özgürlük üçgenine sıkışmış genç Muhammed Ali’yi canlandırdığı ve 2 Mart'ta Alan Kadıköy'de yeniden seyirci karşısına çıkacak oyuna; yakın zamanda kaybettiğimiz Peyk’in solisti İrfan Alış ise “ıslığını emanet ediyor.”

TIKLAYIN | “Bizim” Muhammed Ali memleket gibi: Kelebek gibi uçamıyor, arılar hep saldırıyor

4. BenDeniz

Ayça Bildik | BenDeniz oyunundan

BenDeniz, Ayça Bildik'in yazıp oynadığı ve Hakan Emre Ünal'ın yönettiği tek kişilik bir tiyatro oyunu. Oyun, çocukluğundan beri abisinin ölümünün yarattığı travmayla başa çıkmaya çalışan mimar Deniz Deryacıgil’in hikâyesini anlatıyor.

Deniz, yaşadığı bu derin acının etkisiyle hayatının her alanında zorluklar yaşarken kendini; şehirden, annesinden ve insan ilişkilerinden kaçarak sürekli bir arayış içinde buluyor. Bu süreçte çeşitli atölyelere katılarak içindeki boşluğu doldurmaya çalışıyor ancak bu arayış, bir bağımlılığa dönüşüyor. Sonunda kendi atölyesini açmaya karar veren Deniz, maddi sıkıntılarla mücadele ederken, düzenlediği destek haftasında beklenmedik bir şeyle karşılaşıyor.

16 Şubat'ta Sahne Pasaport'ta tekrar tiyatroseverlerle bulaşacak oyun, izleyiciyi Deniz'in içsel yolculuğuna ve modern insanın sürekli kendini arayışına dair derin bir sorgulamaya davet ediyor.

Yazarın Diğer Yazıları

Linçler ve Dudaklar | Bu oyun isminin kurbanı mı oluyor?

“Düşünmek ve tarafsız bakmak reflekslerimiz arasında yok. Son dönemde yapılan gözaltı ve tutuklamaların hangi etiketlerle topluma sunulduğunu, insanların sapla samanı nasıl da birbirine karıştırdığını görüyoruz. Bir menajerin mesela kendi işinde yapmış olduğu haksızlığın pornografik hırsı, insanları politik olarak sessizleştirebiliyor, haksızlığa ses çıkarmaz hâle getirebiliyor”

Tiyatrocu Elif Ongan Tekçe: Yan yananın bile ayrı yazıldığı buralardan başka gidecek yer yok

“İklim krizi ve çevre problemi şu anda bence dünyanın en büyük felaketi… Şu anda ülkenin %70’i kuraklık yaşıyor. 2050 yılında şiddetli kuraklık öngörülüyor. Gidecek başka yerimiz yok. Burada içerden bir değişime kulak vermek gerek. Bu bağlamda bence en büyük felaketlerden biri de her şeye geç kalma düşüncesi”

Baletler neden paytak yürür ve neden pointe çıkmaz; İstanbul Devlet Opera ve Balesi baş dansçıları anlatıyor

“Bazen çok fazla oluyor, alkışı kesmek istiyorum. Şöyle kesiyorum; alkış devam ederken ben başlıyorum. Şef ile olan iletişimle müziği bir şekilde başlatıyorum. Çünkü konu daha yeni başladı, oradaki akış devam etmeli”

"
"