17 Ağustos 2024

Komşu Bulgaristan'a parlamenter demokrasi bir gömlek bol geliyor

AB üyesi olmasaydı, oligarklara teslim Belarus tarzı bir komşumuz olurdu muhtemelen kuzeyimizde

Bilmem ilginizi çekti mi? Kuzey komşumuz Bulgaristan'da habire seçimler düzenleniyor, bir türlü hükümet kurulamıyor, kurulsa da kısa ömürlü oluyor. Son defa 9 Haziran günü seçimler düzenlendi, bu seçmenin son 3 yıl içinde 6. kez sandık başına gidişi idi. Beklenildiği üzere, bu defaki seçim neticeleri de, bir çoğunluk veya bir koalisyon hükümetine imkân vermedi. Hükümet kurulmasına yönelik görüşmelerden bir sonuç çıkmayınca, cumhurbaşkanı Radev anayasal görevini yerine getirmek suretiyle yeni erken seçimleri duyurdu: 20 Ekim 2024 günü Bulgar seçmeni 3 yıl içinde yedinci kez sandık başına gidecek.

İki rakip parti koalisyona gittiler, ama sürdüremediler

2023 ilkbaharında düzenlenen 5. erken seçimler neticesinde en çok oyu alan önceki başbakan Boyko Borissov liderliğindeki GERB (Bulgaristan'ın Avrupalı Geleceği Girişimi) ile 2. sıradaki Kiril Petkov'un Değişime Devam partisi, aralarındaki gerginliğe rağmen, koalisyon hükümeti kurmaya muvaffak olurlar mı diye uzun spekülasyonlar yapıldı.

Zira en çok oy toplayan Avrupa Birliği yanlısı bu iki parti rakip değil adeta iki düşman konumundaydılar. Ülkeyi toplam on yıl yönettikten sonra, Borissov’u, karıştığı yolsuzluklardan ötürü, 2021 ilkbaharından itibaren düzenlenen kitlesel protestolar sonucunda, koltuğundan reformcular indirdi. Reformcu ve yükselen siyasetçi olarak tanınan Kiril Petkov açısından, yozlaşmış GERB ile koalisyon kurması halinde, seçmenin tepkisine maruz kalır mı endişesi hakimdi.
Sonunda bir formül bulundu: Boyko Borissov ve Kiril Petkov kenara çekildiler. Partilerinden iki ismin 9 ay süreyle ve münavebeyle başbakan olmaları hususunda anlaşmaya varıldı. Önce “Değişime Devam” adına Nikolay Denkov başbakanlık koltuğuna oturdu, sürenin dolmasıyla 5 Mart 2024 günü istifayla yerini Başbakan Yardımcısı Mariya Gabriel’e (GERB) bıraktı. Ancak yeni bakanlar kurulunun teşkilinde anlaşmazlık çıkınca Mariya Gabriel hükümeti kurulamadı. Ülke hükümetsiz kalınca 6. erken seçimler organize edildi.

İkinci parti olan HÖH, GERB ile koalisyona talip oldu

Ard arda düzenlenen seçimlerden usanan seçmenin rağbet etmediği (katılım yüzde 33’ düştü) 9 Haziran 2024 seçimlerinden GERB yüzde 25 oy ile yine birinci parti çıktı. İkinci sırayı, oylarını 2-3 puan yükselten “Türklerin Partisi” Hak ve Özgürlükler (HÖH) aldı.  Kiril Petkov'un Değişime Devam Partisi ise seçmen tarafından cezalandırılarak 3. sıraya düştü (yüzde 15).

Öte yandan, Rusyacı Rönesans Partisi düzenli yükselişini sürdürdü ve oyların yüzde 14’ünü elde etti. Putinci Sosyalist Parti yüzde 7 ile mevcudiyetini muhafaza etti. Bir başka aşırı sağ ve Rusyacı parti daha, Velichie (Greatness- Ulu, Azametli), yüzde 5 oy ile Meclis’te kendine yer buldu. Hükümet kurmak üzere gerekli 121 milletvekiline birlikte hayli yaklaşan GERB (68) ve HÖH (48) ortaklığında bir koalisyon hükümeti kurulur mu denilirken, HÖH içinde ortaya çıkan liderlik krizi neticesinde bu ortaklık mümkün olmadı. Öte yandan birçok siyasi lider oklarını HÖH Eşbaşkanı Delyan Peevski'ye çevirerek “yozlaşmış oligark” suçlamalarıyla aleyhte propaganda yaptılar, siyaset sahnesinde “Bulgaristan Peevski'nin ellerine bırakılamaz” sesleri yükseldi. Neticede, hükümeti kurma görevini alan 3 liderin de görevi iade etmeleri sebebiyle, Cumhurbaşkanı Radev 20 ekim 2024 tarihinde sandıkların tekrar kurulacağını duyurdu. Bu noktada HÖH için bir parantez açmak ve Türklerin Partisinin durumunu ele almak uygun düşer.

HÖH doğru yolda mı, yanlış mı yapıyor?

Eşyanın tabiatı gereği her siyasi partinin iktidar olmak amacıyla faaliyette bulunması beklenir. Yüzde 13-14 civarında oy potansiyeli bulunan ve geleneksel olarak 35-40 civarında milletvekili çıkarabilen HÖH'ün tek başına iktidar olamayacağı açık ve nettir. Bu durumda koalisyonlara girip hükümetlere dahil olması doğal bir tutum ve makul bir tercihtir.

2000'li yılların başlarında koalisyon hükümetlerine katılan HÖH’ün bu tercihler sonucunda, Avrupa Birliği yanlısı reformcu partiler nezdinde puan kaybettiği siyasetin bir gerçeği. Ekim 2022 seçimleri vesilesiyle önceki Başbakan Kiril Petkov'un bir beyanatını unutamadım.

Yolsuzluklara karıştıkları gerekçesiyle GERB ile koalisyon kurmayacaklarını açıklarken HÖH'ü de GERB ile aynı kefeye koyarak itham ettiğini hatırlıyorum. Bir dönem Ankara'nın karışması neticesinde bölünen ve zayıflayan HÖH'ün, Bulgaristan'ın Todor Jivkov sultasından kurtulmasında oynadığı öncü rol ile, hak ve özgürlüklerin korunmasındaki çileli mücadelesi üzerinden anılması en büyük arzumuz. Bu itibarla HÖH'ün yolsuzluklar ile hatırlanmasını mümkün kılacak tüm girişimlerden uzak durmasında yarar ve isabet var.

Delyan Peevski tercihi doğru mu?

HÖH'ün, temelde Türk azınlığı partisi kalmakla birlikte, etnik Bulgar vatandaşlarına da hitap etme kararı çerçevesinde, 10 sene önce, Delyan Peevski'nin kurucu lider Ahmet Doğan tarafından partiye davet edildiği biliniyor.

Peevski'nin o dönemde çok eleştirilen bir oligark olmadığını varsayıyorum. Ancak son dönemde, özellikle 2020 yılından bugüne, ABD ve AB çevrelerinde, Peevski hakkında olumlu tek bir haber bulamazsınız. “Magnitsky Act-ABD” çerçevesinde yaptırımlara maruz kalmış, sahip olduğu basın kuruluşları üzerinden etki ve güç sağlayan, rüşvet ve tehdit yöntemleriyle hedefine ilerleyen oligark olarak tarif ediliyor. Eleştirilere hedef olan Delyan Peevski'nin, 2021 yılında, adı kötüye çıkan basın ve benzeri kuruluşlarını satarak “aklandıktan” sonra, HÖH'ün milletvekili listelerine dahil edildiğini görüyoruz.

Parlamentoda HÖH grup başkan vekili görevini üstlenen adıgeçenin bilahare 2023 sonunda Cevdet Şakarov ile birlikte partinin eşbaşkanı koltuğuna oturduğu dikkat çekiyor. Özetlemek gerekirse; Delyan Peevski'nin katkılarıyla, HÖH'ün 2. parti konumuna yükseldiği ve oylarını 2-3 puan yükselttiği, ancak bir o kadar da itibar kaybettiği, yolsuzluklara karışmış diğer partiler ile birlikte anılır hale geldiği ortada.

9 Haziran seçimlerinden sonra ise, Peevski'nin partiyi GERB ile koalisyona zorlaması ve kurucu/onursal başkan Ahmet Doğan'ın bu ortaklığa karşı çıkmasıyla, temmuz ayında, partinin ikiye bölündüğünü hep birlikte izledik. Basından takip edebildiğim kadarıyla 22 milletvekili Peevski'den, 28 milletvekili ise Ahmet Doğan'dan yana. 20 ekim seçimlerinde HÖH adını hangi grup kullanacak bilemiyorum, ancak, kavganın karakola taşınması ve mahkeme önüne gitmesi pek muhtemel. Soydaşlarımızın çoğunluğunun yine Ahmet Doğan ekibini destekleyeceğini anlıyorum.

Komşu doğru yolda, ama uzun ince bir yol bu, gündüz gece gitmesi gerek

Bulgar halkının seçimlerden ve siyasetçilerden bıktığı ve usandığı acı bir gerçek olarak önümüzde duruyor. Her 3 seçmenden ikisinin oy kullanmadığı bir AB ülkesi burası artık. Bir yandan da komünist döneme nostalji artıyor, Rusya yanlısı partiler güçleniyor.

AB ile ilişkiler de sorunlu; Schengen bölgesine (kısmen) ve Euro'ya katılım takvimleri erteleniyor, AB fonlarının tahsisinde ve kullanımında ciddi gecikmeler oluyor. AB’nin dayattığı reformlar geciktikçe AB parası da gecikiyor.

Öte yandan, yolsuzlukların gerisinde de AB parasının yattığı bir başka gerçek. Bulgar iş adamları siyaset kurumuna AB tarafından finanse edilen projeleri kapmak için araç gözüyle bakıyor. Tüm bu olumsuzluklara rağmen, komşumuzun AB üyesi olması, eninde sonunda, ancak uzun vadede, Bulgaristan'ı çağdaş medeniyete taşıyacak. AB üyesi olmasaydı, oligarklara teslim Belarus tarzı bir komşumuz olurdu muhtemelen kuzeyimizde.

Hasan Servet Öktem kimdir?

Hasan Servet Öktem 1953 yılında Düzce'de doğdu. Galatasaray Lisesi'ni bitirdikten sonra Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni (Mülkiye) bitirdi. 1977 yılında "meslek memuru" olarak Dışişleri Bakanlığı'na girdi. Stuttgart, Tahran, Cenevre (BM) ve Ottawa'da görev yaptı. Belgrad (2003-2008) ve Havana'da (2012-2016) büyükelçi olarak Türkiye'yi temsil etti. Merkezde, Dışişleri Bakanlığı Personel Dairesi Başkanlığı, Uzakdoğu-Afrika Genel Müdürlüğü, İkili Siyasi İlişkiler Genel Müdürlüğü, görevlerinde bulundu.

Yaklaşık 41 yıl çalıştığı Dışişleri Bakanlığı'ndan 2018 yılında emekliye ayrıldı. T24'te 2018 yılından itibaren, ağırlıklı olarak Afrika, Latin Amerika ve Balkanlar'daki gelişmeleri yorumlayan yazılar yazıyor.

Yazarın Diğer Yazıları

Dokuzuncu Çin-Afrika Zirvesi'nin ardından...

Çin'in Afrika'ya ilgisi, bu ülkenin dış politikada benimsediği üçüncü dünyacı prensiplerden kaynaklanır. Çin, küresel güneyin lideri olduğuna inanır ve 54 ülkenin bulunduğu kıtanın tamamının desteğini arkasına almayı hedef edinmiştir

Şaibeli seçimler Venezuela için kabus senaryosudur

Maduro, geri adım atmadığı takdirde ülkesi, bölgesinde bir kez daha tecrit edilecek ve pek muhtemelen daha ağır ABD yaptırımları ile tekrar karşı karşıya gelecektir

Üst düzey heyetimizin Nijer ziyareti merak uyandırdı

17 Temmuz ziyaretini kapsamı dışına çıkarmayalım. Sahel’deki bilek güreşinin Fransa ile Rusya arasında vuku bulduğunu görelim. Türkiye’nin bölgede Fransa'nın yerini almakta olduğu yönündeki abartılı beyanlara rağbet etmeyelim...

"
"