16 Mart 2024

Oyuncu Umut Karadağ: Düğüm'de hiçbir karakterin yerinde olmak istemezsiniz

İzlemesi öfke uyandıran bir karakteri canlandırmanın nasıl bir deneyim olduğunu anlamak için Umut Karadağ ile konuştuk

Umut Karadağ

Düğüm, Türkiye dizi tarihinin en iyi polisiyelerinden biri. Geçtiğimiz haftalarda Prime Video'da yayınlanan diziyi henüz izlemediyseniz çok şey kaçırıyorsunuz. Başroldeki Bergüzar Korel'in başarılı bir sabah programı sunucusunu canlandırdığı yapımda her oyuncuyu ayrı ayrı alkışlamak istiyor insan ama Bergüzar Korel'in oyunculuğu için gerçek bir "prime show" diyebiliriz. İbrahim Selim, Serkan Altunorak, Caner Cindoruk'un başrollerde Bergüzar Korel'e eşlik ettiği dizinin yönetmeni Can Ulkay. Kurgusu, hikâyesi, kostümleri, müzikleri yani her detayı şaşırtıcı derecede başarılı. Hikâyenin kilit noktası ise Umut Karadağ'ın canlandırdığı Murat karakteri. En son bölüme kadar sessiz sessiz köşesinde duran karakter sonlarda aniden şahlanıyor ve Düğüm'ün ortasına kuruluyor.

Daha fazla spoiler vermemek adına açık açık yazamıyorum ama tabu olan bir konunun, dizilerde, popüler işlerde işlenmeyen bir konunun muhatabı Umut Karadağ'ın canlandırdığı karakter. İzlemesi öfke uyandıran bu karakteri canlandırmanın nasıl bir deneyim olduğunu anlamak için Umut Karadağ ile konuştuk.

- Dizinin senaryosunu ilk okuduğunuzda ne düşündünüz? Sizi çeken neydi?

Etkileyici ve sürükleyici bir senaryo okudum. İnce bir ustalıkla işlenmiş bir kurgu var. Beklenmedik, çarpıcı olay gelişimi beni çeken tarafıydı. Tabii bir de işlenen konu, kadın cinayetleri gibi çeşitli konularda farkındalık yarattığı için ayrıca kıymetli. Her gün bu tür haberlerle içimiz yanıyor. Dizinin toplumun bu yarasına iyileştirici bir ayna tutacağına inanıyorum.

- Dizide aslında en zorlayıcı rollerden birini canlandırıyorsunuz. Empati kurulması bile zor... Bu rolü canlandırmak sizin için nasıl bir deneyimdi?

Dizideki her karakterin inanılmaz çıkmazları var. Hiçbir karakterin yerinde olmak istemezsiniz. Öyle kurgulanmış zaten. Elbette benim canlandırdığım karakterin de yerinde olmak istemez izleyici. İyinin ve kötünün, doğrunun ve yanlışın birbirine karıştığı günümüzde artık bence daha kötü ve daha iyinin ayrışabildiği, daha çirkin ve daha güzelin ayrışabildiği bir zamandayız. Bu durum da yaşanan olayların sertliğini arttırıyor. Bu sertliğin vahşete dönüşme durumu, her karakter açısından yüzleşmeye değer bir alt benliği çıkarıyor ortaya. Murat karakterinin çıkmazlarının içinde boğuşmak, oyuncu olarak keyifli ama birey olarak çok zorlayıcıydı. Canımdan can koptu diyebilirim.

- Tabu olan, konuşulmayan ama fazlasıyla gerçek bir durum var ortada… Böyle bir rolü canlandırırken bunun aslında gerçekten de yaşanmış olabileceği düşüncesi sizi psikolojik olarak zorladı mı?

Elbette, böyle durumların yaşanma ihtimalini akıldan geçirmek bile insanı kahrediyor. Karanlık yüzü insanlığın. Oynarken yüreğim sıkıştı, terler boşandı ama sonuçta işimiz bu. Setteydik. Yönetmen "kestik" dedikten sonra hayat olağan seyrinde akıyordu. Zaten hiçbir oyuncu, canlandırdığı karakterin duygu durumunda kalamaz.

- Bu tarz olayların aslında adli olaylar olması ve karakterlerin kimlikleri ifşa edilmeden, kurbana saygı ile faillerin cezalandırılması gerekirken, günümüzde bu konular daha göz önüne serilir oldu. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Olumlu ve olumsuz yönleri var. Bunu bir sosyolog daha iyi tahlil edebilir. Önceden de bu tür adli olaylar oluyordu, ama biz azını duyuyorduk. Gelişen teknoloji bize dünyayı ulaşamadığımız, öğrenemediğimiz taraflarıyla sundu. Biz de daha çok duyar, bilir olduk. Bilinip su üstüne çıkıp, gerekli önlemleri aldırabiliyorsa daha çok duyulsun. Bireylere, mağdurlara zarar veriyorsa elbette kimseye zarar gelmemesi gerekir.

- Diziyi izleyenlerin son bölüm biterken akıllarında, kalplerinde ne kalmasını umuyorsunuz?

İyi bir polisiye izledik diyecekler bence. Gerek senaryo, gerek reji, gerek oyunculuk anlamında başarılı bir yapım izleyecekler diyebilirim. Kalple biraz kırık kalabilir…

- Muazzam bir dizi-film çeşitliliği içindeyiz. Sizce bu bolluk ve çeşitlilikte bir yapımın öne çıkması, akılda kalıcı olması için neler gerekli?

Doğal olan, samimi olan, hayatın olağanlığından kopmamış yapımlar öne çıkıyor. Senaryo, reji ve oyunculuk için de aynı şeyi söyleyebilirim. Olaylar ve duygular, net ve derinlemesine işlenirse mutlaka izleyicide karşılığını bulur.

- Dizi yayınlanalı yaklaşık 4 hafta oluyor, gelen tepkiler nasıl?

Tepkiler çok iyi. İzlenme oranları da gayet iyi. Emeklerin takdir görmesi mutluluk verici.

- Bundan sonra sizi nerelerde izleyeceğiz?

Netflix'te Uluç Bayraktar'ın yönettiği Meraklı Adam'ın 10 Günü filmi gösterime girecek. Beni orada da izleyeceksiniz. Erhan Tuncer'in yönettiği Hatırladığım Ağaçlar ve Metin Balekoğlu'nun yönettiği Bana Sor Dünya sinema filmleri de gösterime girmeye hazırlanıyor.

Düğüm, ilk sezonundaki 6 bölüm ile Prime Video’da yayında.

Yazarın Diğer Yazıları

"Dengeler: Biri Olmak" dizisinin başrolü Cihangir Ceyhan: Ferit kader kurbanı mı değil mi?

Teşekkür edip karavandan ayrılırken emin olduğum bir şey vardı; Ferit karakterini Cihangir Ceyhan'dan daha iyi canlandırabilecek bir isim düşünülemezdi

Türkiye için yeniden umutlanma vakti

İstatistiklere göre 2019’da büyükşehir belediye başkanlıkları için toplam 33 kadın aday yarışırken, 2024’te 94 kadın aday var listelerde. Belediye Başkanlığı kadın adayları ise 634’ten bin 624’e çıkmış. Net veriler yok ama 40 yaş altı aday oranında gözle görülür bir artış var. Şimdi bu ülke için yeniden umutlanma vakti değildir de nedir?

'3 Cisim Problemi'nin yıldızları T24'e konuştu: Uzaylılara inanıyorum, şu anda İngiltere'de hükümetteler!

Kabul edin, bu hafta gerçeklerden biraz uzaklaşmaya en çok ihtiyacımız olan haftalardan biri. Pazar akşamı açıklanacak sonuçların anksiyetesi arşa çıkmışken bizi yine sinema ve dizi dünyasına kaçış kurtarıyor. Neyse ki tam da bu duruma uygun olan 3 Body Problem (3 Cisim Problemi) Netflix'te gösterime girdi ve kafamızı kurcalamak için mükemmel bir senaryo sundu. Bu vesile ile dizinin oyuncuları ile sohbet ettik