Millî eğitim Bakanı Yusuf Tekin bugün yaptığı basın açıklamasında 20 bin öğretmen atamasının yapılacağını ve başvuruların 20 Mayıs'ta başlayacağını duyurdu. Bakan Tekin daha önce büyük tartışmalara neden olan mülakatın da kalkmayacağını, KPSS puanının yüzde 50, mülakatın da yine yüzde 50 oranında belirleyici olacağını ifade etti.
Açıklamalarına devam eden Tekin, branş dağılımlarında en çok alımın sınıf öğretmenliği, özel eğitim öğretmenliği, din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenliği, İngilizce öğretmenliği ve rehberlik öğretmenliği olacağını belirtti. Sayılar şöyle:
Sınıf öğretmenliği: 3263,
Özel eğitim öğretmenliği: 2499,
Rehberlik: 1597
Din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenliği: 1594
İngilizce öğretmenliği: 968
Dikkat çeken birçok branş içinde en öne çıkanlar ise daha önceki yıllarda daha yüksek sayıda alımlar yapılan fen bilimleri öğretmenliği ile ilköğretim matematik öğretmenliği oldu. Fen bilimleri öğretmenliğine ayrılan kontenjan 305, ilköğretim matematik öğretmenliğine ayrılan kontenjan ise sadece 174!
Bakan Tekin, başvuruların 20 Mayıs'ta başlayacağını ve mülakat yönetmeliğinde yapılacak değişiklik teklifinin de en kısa sürede Resmi Gazete'de yayımlanacağını bildirdi.
Daha yüksek bir atama sayısı ve mülakatın kaldırılacağı beklentisi içinde olan ve atama bekleyen yüz binlerce öğretmen Bakan Tekin'in açıklamasıyla tam olarak bir hayal kırıklığına uğradı. Son yapılan genel seçimlerden önce bizzat Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından mülakatın kaldırılacağı vaat edilmişken Bakan Tekin'in mülakatı kaldırmaması bilakis kapsamını daha da genişletmesi büyük tepki topladı.
Mülakat kalkmadı!
Mülakatın yapılma yöntemi ve etkisi ile ilgili olarak da açıklama yapan Bakan Tekin, kamuoyunu bu konuda ne yazık ki yanlış bilgilendirmektedir. Mevcut uygulamada aday KPSS'den puanını aldıktan sonra atama başvurusunu yapar, mülakata davet edilir. Mülakatta da KPSS'de aldığı puanın altı ya da üstü olacak şekilde puan verilir. Örneğin KPSS'den 82,3 alan adaya mülakat puanı olarak 82, 82,8 alan adaya da mülakat puanı olarak 83 verilirdi. Bakan Tekin yaptığı açıklamada mülakatın tek belirleyici olduğunu söylemiş ve kamuoyunu bu açıdan yanlış bilgilendirmiştir.
Dünyada evrensel meslek özellikleri bakımından en ön sıralarda yer alan öğretmenlere geçen yıldan bu yıla yapılanlar hakkaniyetten, adaletten ve vicdandan uzaktır. Bakan Tekin'in açıklamış olduğu örnek ders tadında bir mülakatın adaleti sağlayacağını iddia etmesi de sanıyoruz bir ironiden ibaret. Zira ücretli öğretmenlik uygulaması devam ederken, memur ücret skalasında öğretmenlere en alt sıralarda yer verilirken, yüz binlerce eğitim fakültesi mezunu öğretmen olmak için dışarıda beklerken açıklanan 20 bin sayısı Bakan Tekin'in sözünü ettiği adalet vurgusuna ne kadar uymaktadır? Bakan Tekin bu sayının mevcut koşulların bir sonucu olduğunu açıklasa da kendisine ve temsilcisi olduğu kabineye sorumuz şudur: Bu koşullar kim tarafından bu hale getirilmiştir? Ülkenin milli eğitim sistemi ve parçası olduğu kabinenin icraatlarının genel sorumluluğunu alması gereken kişi Sayın Bakan iken neden faturasını atama bekleyen öğretmenler ödemektedir?
Yine soruyoruz: Bakan Tekin bu kadar adalet vurgusu yaptığına göre diğer memurluklarda da neden ücretli uygulaması yapılmadığını kamuoyu olarak öğrenmek istiyoruz. Örneğin ücretli polislik, örneğin ücretli doktorluk, örneğin ücretli hemşirelik, örneğin ücretli savcılık, örneğin ücretli müfettişlik. Hatta kendisine bir önerimiz daha var; ücretli bakanlık!
Mehmet Gürer kimdir?
Mehmet Gürer Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden mezun oldu. Yüksek lisansını tamamladığı Marmara Üniversitesi'nde "Türk Kültürü ve Muhasebe Hileleri" adlı doktora tezi çalışması devam ediyor.
17 yıldır KPSS başta olmak üzere sınava hazırlık sektöründe öğretmenlik ve yöneticilik yapan Mehmet Gürer, bankalar ve belediyeler başta olmak üzere çeşitli kurumlarda da eğitimler vermektedir.
Halen Pegem Eğitim Kurumları'nda yöneticilik ve eğitmenlik yapmaktadır.
|