16 Mayıs 2024

Milyonlarca kişi KPSS'ye boşuna mı hazırlanıyor?

Bu ekonomik ortamın faturasını neden bu olumsuz duruma hiçbir dahli olmayan ve memur olmak için KPSS'ye hazırlanan adaylar ödemek zorunda?

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in "Kamuda Tasarruf Önlemleri" başlıklı basın toplantısı toplumda büyük yankı uyandırdı. Gelin basın toplantısının başlıklarını kısaca yeniden hatırlayalım:

  • Araç ve bina alımı durdurulacak.
  • Ücretlere üst sınır gelecek.
  • Mobilya ve demirbaş alımları durdurulacak.
  • Ödeneklerde kesintiye gidilecek.
  • Kamuda istihdama sınırlama getirilecek.
  • Yatırım için yeni proje alınmayacak.
  • Tüm kamunun tedbirlere uyması zorunlu olacak.

Özellikle kamuda istihdama sınırlama getirileceğinin açıklanması Kamu Personeli Seçme Sınavı'na hazırlanan milyonlarca adayı hayal kırıklığına uğrattı. Adaylar "Acaba boşuna mı hazırlanıyoruz?" diye düşünmeye başladılar.

Lisans, ön lisans ve ortaöğretim düzeyinde girilebilen KPSS'ye bu sene yaklaşık üç buçuk milyon kişinin girmesi bekleniyor. Söz konusu adayların bir kısmı öğretmenlik atamaları, bir kısmı A grubu memurluklar (müfettişlik, uzmanlık, denetmenlik, kaymakamlık, hakimlik vb.), bir kısmı da B grubu memurluklar (halk arasında düz memurluklar olarak bilinir) için sınava hazırlanmaktadır. Sayının büyüklüğünü düşündükçe Bakan Şimşek'in açıklamalarının toplumda ne kadar büyük bir kitleyi ilgilendirdiğini ve nasıl büyük bir hayal kırıklığını yarattığını daha kolay anlayabiliriz.

Bakan Şimşek'in "Kamuya sadece emekli olanların yerine personel alacağız" şeklindeki açıklaması sonrasında hem öğretmenlik ataması, hem A grubu, hem de B gurubu memurluk ataması bekleyen adaylar bir yandan da yılda ortalama kaç memurun emekli olduğunu merak etmeye ve araştırmaya başladılar.

Türkiye'de emekli sayısı kaç?

Gelin o sayılara birlikte göz atalım: 31 Mart yerel seçimler öncesi yapılan araştırmayı dikkate aldığımızda toplamda 15 milyon 851 bin emeklinin olduğu ülkemizde, bunun 10 milyon 523 bininin SSK, 2 milyon 849 bininin Bağ-Kur, geriye kalan 2 milyon 478 bininin de Emekli Sandığı (memur) emeklisi olduğunu görmekteyiz. Yalnız burada unutmamamız gereken husus yakın tarihte çıkan EYT yasasının emekli sayısını bir anda hızlıca artırmış olduğudur. Bu sayısının da yaklaşık 2 milyon civarında olduğunu söyleyebiliriz.

Şimdi asıl sorumuza gelelim, "Acaba Türkiye'de bir yılda ortalama kaç memur emekli olmaktadır?" 2023 yılını baz alarak bu soruya cevap aradığımızda bu sayının yaklaşık 86 bin olduğunu görmekteyiz. Yani ülkemizde bir yılda yaklaşık olarak 86 bin memur emekliye ayrılmaktadır. Öte yandan yine ifade etmeliyiz ki, hangi kamu kurumundan hangi pozisyonda kaç memurun emekliye ayrıldığını tespit etmek oldukça güçtür. Ancak geçen yıl itibarıyla 86 bin emeklinin yaklaşık 21 bininin öğretmen emeklisi olduğu bilinmektedir. Böylelikle geriye kalan 65 bin emeklinin diğer kamu kurumlarından olduğu aşikârdır.

Peki bu sayılardan KPSS'ye hazırlanan ve atama bekleyen adayların anlaması gereken nedir? Eğer Bakan Şimşek'in açıklamaları tümüyle uygulanacaksa, 2025 senesinde yaklaşık olarak 85-90 bin civarında yeni kamu personeli alımı gerçekleşecektir. Bunun yaklaşık 20-25 bininin öğretmen, 5 bininin A grubu kadrolar olacağını tahmin etmekteyiz. Geriye kalan 50 -55 bin personelin ise diğer kadrolara (B grubu kadrolar) ayrılacağını söyleyebiliriz.

Buradan hareketle şahsi kanaatimiz şudur: Öğretmenlik atama sayıları ile A grubu kontenjanları rutininde devam edecektir. Bunun iki mantıklı sebebi vardır. Öncelikle ifade etmeliyiz ki, öğretmenlik mesleğine ihtiyaç her zaman sürecektir. Hâlihazırda yıllık 20-25 bin öğretmenin emekli olduğunu varsaydığımızda önümüzdeki yıllarda da yine bu sayılar etrafında bir öğretmen alımının devam edeceğini tahmin edebiliriz. Öte yandan, özellikle vergi incelemesi ve denetiminin kamunun vergi hasılatını etkinleştirmek adına bu süreçte çok önemli olduğunu ve A grubu olarak ifade edilen mesleklere ihtiyacın da artıracağını rahatlıkla öngörebiliriz.

Bu noktada Bakan Şimşek'e bazı sorular sormanın yerinde olacağını düşünüyoruz:

  1. Kamuda tasarruf önlemlerine neden ihtiyaç duyuldu? Bunun cevabı sıkı maliye politikası bağlamında enflasyonu düşürmek ise yeni sorumuz şudur: O halde mevcut enflasyonun müsebbibi kimdir? Bu ekonomik ortamın faturasını neden bu olumsuz duruma hiçbir dahli olmayan ve memur olmak için KPSS'ye hazırlanan adaylar ödemek zorundadır?
  2. Yukarıda verdiğimiz sayısal veriler ışığında kaba bir hesap yaparsak 86 bin kişi emekli olmasa ve çalışma hayatına devam etseydi (aylık 50 bin TL maaş aldıkları varsayımıyla) yıllık 51 milyar 600 milyon TL maaş ödemesi gerçekleşecekti. Bu kişiler emekli olduğunda da maaş almaya devam edeceklerdir. Emekli maaşı bağlanma oranının yaklaşık yüzde 40 olduğunu bildiğimize göre devlet, 20 milyar 640 milyon yine maaş ödemesi gerçekleştirecektir. Diğer bir ifadeyle kamunun burada yaptığı yıllık tasarruf sadece yaklaşık 30 milyar TL'dir. Yani 2024 bütçesinin yalnızca binde 3'ü kadar. Ekonomi gerçekten bu kadar zor bir durumda mıdır?
  3. Yukarıdaki soruya cevabınız evet ise ve sadece emekli olanların yerine yeni personel alımı yapılacaksa, memurların emekli olsalar bile 65 yaşına kadar çalışabilmeleri doğru bir uygulama mıdır? Bu durum KPSS'ye hazırlanan milyonlarca kişinin atanmasının önünde ciddi bir engel değil midir? Öte yandan, özellikle öğretmenlik mesleğinde, 65 yaşında birinin öğretmenlik mesleği icra etmesi sizce verimlilik açısından sorun oluşturmaz mı?
  4. Üniversite giriş sınavında bölümlere ayrılan kontenjanlar için acaba üç sene geçerli olacağını açıkladığınız kamuda istihdam politikası sebebiyle yeni bir düzenlemeye gidecek misiniz? Yoksa mezun sayısı bizi ilgilendirmiyor mu diyorsunuz?

Özetle, Bakan Şimşek'in açıklamaları KPSS'ye hazırlanan milyonlarca memur adayını etkilemiş ve büyük hayal kırıklığına uğratmıştır. Adayların sordukları temel soru şudur: Ekonomideki sorunun sebebi biz olmadığımıza göre faturasını neden biz ödemek zorundayız? Bu sorunun cevabını Şimşek'e bırakıyoruz.

Yazarın Diğer Yazıları

Öğretmen mülakatlarında haksızlık mı yapıldı?

Mülakatlar açıklandığı gibi yapılmadı. Komisyonlar tüm adaylara aynı standartta puan dağıtmadılar. Yüzlerce ve belki de binlerce aday KPSS puanıyla atanacak durumda iken mülakat puanıyla atanamayacağı bir sıralamaya geriledi. Aynı şekilde KPSS puanı baz alındığında atanacak kontenjan içinde yer almayan bazı adaylar da yüksek mülakat puanlarıyla kontenjan içine girmiş oldu

Ayşe ve Ahmet öğretmenin atan(ama)ma öyküsü

Varoluşsal bir sancı yaşayan Ayşe ve Ahmet şimdi de Godot'yu bekler gibi Danıştay'ın kararını beklemeye başlamıştı. Bakalım Godot ne zaman gelecekti...

Bir Türkiye klasiği: KPSS

Güncel bilgiler kısmında sorulan “İnci Küpeli Kız” sorusu geçen yılki Mihriban türküsü gibi yine adayların içini rahatlatan bir soruydu

"
"