09 Aralık 2024

Bütçe Kanunu'nda asgari ücrete ilişkin yüzde 25’lik detay…

Yılsonu enflasyon verileri, Şimşek’in asgari ücrete bakışı ve kamuoyu baskısıyla birlikte değerlendirdiğimde asgari ücret artışının orta noktada bir yerlerde yani yüzde 30-35 bandında gerçekleşeceği görülüyor.

Asgari ücret görüşmelerine 10 Aralık Salı günü başlanacak. Asgari ücret görüşmelerinde/pazarlıklarında devlet (Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı), işveren vekilleri (TİSK) ile işçi temsilcileri (TÜRK-İŞ) bir araya gelecek ve yeni dönemin asgari ücret tutarını belirleyecekler. Temsilen birkaç asgari ücretli de masada bulunacak.  

Asgari ücretin ne kadar olacağı sorusu şu aralar milyonlarca insanın gündeminde. Gerek çalışanların gerek aile fertlerinin gerekse de patronların büyük dikkatle beklediği bir durum bu. Asgari ücret tutarı çalışan için bir gelir iken bunu ödeyen patron için ise bir maliyet kalemidir. Dolayısıyla çalışan gelirini artırmak, patron ise maliyetini minimum seviyede tutmak için çaba sarfeder ki egemen iktisadi anlayışın hâkim olduğu homo economicus denilen şey tam da budur.

SGK verilerine göre bugün itibariyle sosyal güvenlik destek primi ödeyen çalışanların da eklenmesi sonucunda toplam çalışan sayısı yaklaşık 22 buçuk milyon kişidir. Kaçının asgari ücretli olduğunu tam olarak bilmiyoruz ama yaklaşık 10 milyon kişi olduğunu tahmin etmek pek de zor olmasa gerek. Yani çalışanların yaklaşık yarısı asgari ücretli durumundadır. Bu nedenle asgari ücret, ortalama ücret haline gelmiş ülkemde asgari ücret görüşmeleri herkesçe büyük bir dikkatle takip edilmektedir.

Şu an uygulanan brüt asgari ücret 20.002 TL, net asgari ücret ise 17 bin 2 TL’dir. Avrupa Birliği İstatistik Bürosu (Eurostat) tarafından yayımlanan veriler uyarınca en düşük asgari ücret olan ülke aylık 385 Euro ile Arnavutluk sonrasında Bulgaristan, Karadağ ve Sırbistan gelmektedir. Bu dört ülkeyi 613 Euro ile Türkiye takip etmektedir. Sonlardayız yani…

10 Aralık Salı günü başlayacak asgari ücret tespit masasında temsilen birkaç asgari ücretli de olacak ama asgari ücretlileri temsilen herhangi bir sendika olmadığı için bunları Türk İş savunacak(!). Hani “Bekri Mustafa imam olmuş, onlar gerisini anlar” hikayesini bilirsiniz, asgari ücret tespit komisyonundaki işçi temsiliyeti tam da bu durumda.

Komisyonda asgari ücret belirlenirken bütçe disiplini açısından Maliye Bakanlığı’ndan görüş alınacaktır. O nedenle hem Çalışma hem de Maliye bakanlarının konu hakkındaki yaklaşımları önem arz etmektedir.

İşte bütçe disiplini denilen şey ile 2025 yılı Bütçe Kanun Teklifinde yer alan bazı veriler asgari ücretin minimum ne kadar artacağı hususunda bize fikir vermektedir. Bütçeye ilişkin bu veriler esasında Komisyonun bağımsız olmadığının da başka bir tezahürüdür.

Şöyle ki…

Cevdet Yılmaz’ın açıklamaları

1 Ocak 2022 yılından beridir asgari ücret gelir ve damga vergisinden istisna edilmiştir. Bu tutardan fazla ücret geliri elde edenlerin ise asgari ücrete kadar olan kısmı istisna edilmiştir.

Cumhurbaşkanı yardımcısı Cevdet Yılmaz, 2023 Kasım-Aralık aylarında yaptığı açıklamalarda asgari ücret istisnasından dolayı 2024 yılında devletin almayacağı namı diğer kayba uğrayacağı vergi tutarının 590 milyar olduğunu belirtmişti. Yani 2024 yılı bütçesinde tahmin edilen bu tutar yaklaşık 590 milyar liradır.

Ancak geçen hafta Cevdet Yılmaz katıldığı bir programda  bu kez 2024 yılında asgari ücret istisnasından dolayı 677 milyar lira vergi kaybı olduğunu 2025 yılı için ise öngörülenin 850 milyar lira olduğunu söyledi. Hatta asgari ücret istisnasından dolayı yıllık kişi başı 35 bin 505 lira gelir vergisinden, 1.827 lira ise damga vergisinden Hazinenin kaybı olduğunu belirtti.

Gelelim analizimize

 Bütçe Kanunlarında vergi harcama tahminleri de yer almaktadır. Ancak Bütçe Kanunlarında vazgeçilen tutarların (vergi harcamaları) alt kalem tahminleri bulunmamaktadır. Örneğin Gelir Vergisi Kanunu’nun 23/18’inci maddesinden dolayı ne kadarlık bir istisna olacağı belirtilmemektedir. Bunu ancak bir yetkili açıklarsa öğrenebilmekteyiz. Cevdet Yılmaz’ın bu yönde yaptığı açıklamalar bu nedenle oldukça önem taşımaktadır.

Yılmaz’ın ifadesinden yola çıkarsak asgari ücret istisnasından dolayı 2024 yılı için vazgeçilen gelir 677 milyar lira olmuş, 2025 yılı için ise hedeflenen yaklaşık 850 milyar liradır. 2024 yılına oranla 2025 yılında artış oranı yaklaşık yüzde 25’tir.  

Yüzde 25’lik bu oranı sıklıkla duymaktayız; Müsiad Başkanından, Merkez Bankası Başkanından, bazı hükümet temsilcilerinden vs.

Özetle 2025 yılı Bütçe Kanun Teklifindeki asgari ücret istisnasından dolayı vazgeçilen tutardaki artış oranının yüzde 25 olması pek de tesadüf olmasa gerek. Elbette yüzde 25’lik artışı etkileyen vergi dilimi, çalışan sayısı, işsizlik oranı vs gibi onlarca parametre bulunmaktadır. Ancak genel hatlarıyla Hükümetin bütçedeki asgari ücret artış beklentisinin/hedefinin yüzde 25 olduğunu söylersek pek yanlış yapmamış oluruz.

Ayrıca 2025 yılı Bütçe Kanun Teklifi ekine göre gelir vergisi istisna/muaf olan madde/bent sayısı 66 adettir. Bu sayı 2024 yılında 64 adet idi. GVK m.17 ile GVK m.22/4 de bu yılki vergi harcama listesine eklendi. 2024 yılı gelir vergisi vergi harcama tutarı 1 trilyon 6 milyar lira; 2025 yılında hedeflenen ise 1 trilyon 418 milyar liradır. Yani artış oranı yaklaşık yüzde 41 kadardır. Bu nedenle 2025 yılı vergi harcama listesinin 2024’e nazaran genişletildiği de göz önüne alındığında ve diğer istisna/muafiyet kalemlerin de benzer oranda artırıldığı varsayımı altında asgari ücretin maksimum yüzde 41’e yakın bir oranda artması söz konusu olabilir. Ancak OVP hedefi, Cevdet Yılmaz’ın verdiği veriler ve yaratılmaya çalışılan yüzde 25 artış algısı ile birlikte değerlendirildiğinde artışın yüzde 25 ila yüzde 41 aralığında gerçekleşeceği görülüyor.

Özetle yılsonu enflasyon verileri, Şimşek’in asgari ücrete bakışı ve kamuoyu baskısıyla birlikte değerlendirdiğimde asgari ücret artışının orta noktada bir yerlerde yani yüzde 30-35 bandında gerçekleşeceği görülüyor.

Murat Batı kimdir? 

Prof. Dr. Murat Batı, 14 Aralık 1974 tarihinde Diyarbakır'da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Diyarbakır'da tamamladı. Lisansını Ankara Gazi Üniversitesi'nden, yüksek lisansını Hacettepe Üniversitesi'nden, doktora derecesini "Türev Araçların Vergilendirilmesi" teziyle 2012 yılında İstanbul Üniversitesinden aldı.

Mali hukuk alanında 2016 yılında doçent, 2022 yılında profesör kadrosuna (Ondokuz Mayıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi) atandı. 

Çok sayıda üniversite, banka, belediye ve profesyonel şirkete, özellikle vergi hukuku alanında eğitimler verdi; hukuk ofisleri ile YMM ofislerine danışmanlık yaptı.

"Vergi Hukuku (Genel Hükümler)", "Muhasebe Hileleri ve Vergiden Kaçınmanın Türk Vergi Mevzuatındaki Yasallığı", "Türk Vergi Sistemi" kitapları yayımlandı; 60'tan fazla ulusal ve uluslararası akademik yayında makale ve kitap bölümü yazdı.

Kısa bir süre Cumhuriyet, Dünya ve BirGün gazetelerinde konuk yazarlık yaptı. Eylül 2020'den itibaren T24'te yazmaya başlayan Murat Batı, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mali Hukuk Ana Bilim Dalı Başkanlığı görevini halen sürdürmektedir.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Ücretlilerin araçla vergisel imtihanı…

Vergi idaresi mevzuatı uygularken ispat koşulları gibi hükümleri gözetip sezgisel hükümler vermemelidir. Bu nedenle vergi idaresinin bu konuya çok daha makul bir çözüm üretmesi yerinde olacaktır

2 milyon liralık bir otomobilde 400 bin liralık “inat vergisi…”

Vergi mevzuatımızın birçok yerinde mükellef lehine olan vergi dilimleri, maktu istisnalar gibi uygulamalar her yıl doğrudan yeniden değerleme oranının artışına bağlanmıştır. Ancak otomobiller için uygulanan matrah artışı gelir vergisi dilimi gibi yeniden değerleme oranı kadar her yıl artmamaktadır.

Örneklerle e-ticarette yüzde 1’lik stopaj uygulaması

Bu stopajın tükettiğimiz ürünün fiyatına ne ölçüde yansıyacağını, enflasyonu ne ölçüde artıracağını, bu verginin kimden alınacağı gibi onlarca soruya cevap bulalım isterseniz...

"
"