29 Eylül 2024

"Türk sinemasının kalbi Bodrum’da atıyor"

Artan nüfusu ve değişen demografik yapısı ile günlük kent problemlerinin daha da karmaşık hale geldiği Bodrum’da, kültür ve sanat etkinlikleri, hiç de yabana atılmayacak kadar rahatlatıcı bir soluk alma imkânı sağlıyor

BOTH Yönetim Kurulu Başkanı Cenk Sezgin – Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalinci

Bu yıl on ikincisi düzenlenen ‘Bodrum Türk Filmleri Haftası’; 12.BOTH, çok güzel bir sloganı, tema olarak seçmiş:

“Türk sinemasının kalbi Bodrum’da atıyor”

Bana sorarsanız, kalbinizin başka bir heyecanla atıyor olması sadece sinemaya özgü bir şey de olmamalı bu eşsiz kentte.

Şimdi daha iyi anlıyorum ki; tarihsel ve doğal zenginliğinin bir hazineden farksız olması yanında, dünyanın yedi harikasından Kral Mausolos’un anıt mezarı olan Mozole’ye ev sahipliği yapan Bodrum’da, yedinci sanat sinemanın bu denli ilgi yaratıyor olması da tesadüf değil.

Özellikle pandemi süresinde ve sonrasında şaşırtıcı biçimde artan nüfusu ve değişen demografik yapısı ile günlük kent problemlerinin daha da karmaşık hale geldiği Bodrum’da, kültür ve sanat etkinlikleri, hiç de yabana atılmayacak kadar rahatlatıcı bir soluk alma imkânı sağlıyor.  

Ve bana sorarsanız, kültürel birikimi ve özgün değerlerini her türlü sorun için çözüme yönelik atacağı adımlarda bir farkındalık olarak kullanmalı ya da kullanabilmeli Bodrum.

Ki adıyla anılan tarihi şahsiyetleri düşündüğümüzde ve üzerinde kurulmuş kadim uygarlıklara baktığımızda böyle bir kabiliyete sahip genleri olan bir şehirden söz ediyoruz.

Bu anlamda, bu sene Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü katılım ve katkıları ile Denizbank Ana Sponsorluğunda, Bodrum Belediyesi himayesinde ve Muğla Büyükşehir Belediyesinin ilgi ve destekleriyle 29 Eylül-5 Ekim tarihleri arasında on ikinci kez gerçekleşecek olan Bodrum Türk Filmleri Haftası (BOTH) bu kent için çok şey ifade ediyor.

Bodrum Kalesi’nde 30 Eylül Pazartesi akşamı yapılacak olan açılış ve ödül töreninde, genç ve başarı ödülü alacak önemli sanatçılarla birlikte, Filiz Akın, Zülfü Livaneli ve Salih Kalyon ‘Yaşam Boyu Onur Ödülü’, Serap Aksoy ‘Özel Ödül’, Mustafa Avkıran’ın ise ‘Halikarnas Balıkçısı Ödülü’ alıyor.

Büyük bir emek ve fedakarlıklar ile bugünlere kadar gelen organizasyon, yıllardır sektör profesyonellerini ‘CineBodrum Sinema Sektör Zirvesi’ çatısı altında dinamik bir tartışma ve tanıtım platformu ile de buluşturarak sektörel bir farkındalık sunuyor.

Fakat benim, Bodrum Türk Filmleri Haftası ile çok değerli bulduğum başka bir konu daha var.

Bodrum ve diğer yakamız Yunanistan’ın Kos Adası’nda yıllardır devam eden ve bu yıl da sürecek etkinliklerde mübadelenin kederi ve hüznüne karşın, ‘Barış ve Halkların Kardeşliği’ adına aslında sanatın o iyileştirici gücünün ne de çok şey başardığı...

Böyle düşününce, kalp kalbe karşıymış diyerek bitirmek sanırım çok güzel olacak.

Eyvallah.

Serdar Gündoğ kimdir?

Serdar Gündoğ, Kayseri'nin Pınarbaşı ilçesinde doğdu. İlk ve Orta Okulu Ankara'da, Liseyi ise Aydın'da tamamladı. Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümünü İzmir'de bitirdi.

Türkiye'nin ilk haber portallarından bodrumhaber.com ve aynı adla yayımlanan günlük gazetenin genel yayın yönetmenliğinin ardından çeşitli yerel haber portallarında, Posta ve Milliyet gazetelerinin eklerinde haftalık yazılar yazdı.

2009 yılından itibaren yerel ve genel seçimlerde kampanya yöneticiliği ve danışmanlıklar yaptı.

Çevre ve insan temalı farkındalık projeleri için fikir ve senaryolarına katkı sağladığı kısa filmler ve belgesellerin yapımcılığı yanında kültür ve sanat etkinlikleri de düzenleyen Serdar Gündoğ'un marka ve siyasi danışmanlıkları devam ediyor.

Yazarın Diğer Yazıları

Kürt muhalif terörist, Türk muhalif iltisaklı!

Meclis çatısı altındaki bir başka siyasal partiye ‘silahla ilişkisi var’ göndermesi yaparken Sinan Ateş davası kendisini neden hiç rahatsız etmiyor?

Yaz aşkım Mazı ayakta!

Bugün ormanları, yarın o ormanlarla kucaklaşan kıyılarını tek dişi kalmış bir canavarın kursağından nasıl geri alacağız çiğneyip yutkunmadan ve kalanı yüzümüze tükürmeden?

Efes Selçuk’ta bir zaman!

Onca gidiş, onca yıkım, onca gözyaşı içinde yaşıyoruz ya hayatımızı, inanın yazmak kadar bir yumruk ya da en yakışanından sinkaflı bir küfür sallamak arasında ne edeceğini bilemiyor insan!

"
"