19 Temmuz 2024

Yalan dünya: Kadının soyadı, yargı paketi, tasarruf paketi

AKP'nin attığı her adım artık sivil topluma çarpıyor. Halkta karşılığı olmayan adımlar...

Türk - Japon Bilim ve Teknoloji Üniversitesi'nin dış yardımları...

Yüksek Öğretim Kurumları Kanunu'nda değişiklik...

Türk Standartları Enstitüsü'ne Hazine'den yapılacak yardım...

BOTAŞ'ın satın alacağı doğalgazın Kamu İhale Yasası kapsamı dışına çıkartılması...

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndaki taşıtların satışı...

Ne bunlar?..

Meclis'e sunulan bir yasa teklifi, teklifin başlığı şöyle:

"Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi".

Teklifin başlığı böyle ama, Meclis'e sunulurken, AKP bunun adına ne diyor?..

"Tasarruf Paketi!.."

Tasarruf mu?.. Hani nerede tasarruf?.. Tasarrufla ilgili maddeler nerede?..

Gelecek Parti milletvekili Anayasa Profesörü Dr. Serap Yazıcı Özbudun:

"Bu teklifte her şey var ama, tasarruf yok. Bu torba kanun. AKP'nin sık sık yaptığı gibi, birbiriyle hiç ilgisi bulunmayan yasalarda değişikliğe gidiyorlar, bu da yine öyle. Bu teklifi getirirken, ‘tasarruf paketi' dediler, tasarrufa ilişkin ne var, baktım, bulamadım. Yine tipik algı operasyonu, tasarruf paketi diyorlar, ama, içinde tasarruf yok".

Anayasa'ya aykırılıklar

Bugünlerde bir başka paket var. Meclis Komisyonu'nda saatlerce konuşulan bir paket:

"9. Yargı Paketi".

Adı üstünde "Yargı Paketi" ama, Anayasa'ya aykırı maddeleri var. Örneğin, Milattan Önce 6. yüzyıldan itibaren varolan Roma Hukuku'ndan bu yana, bütün hukuk fakültelerinin birinci sınıflarında okutulan "yasalar geriye işlemez" kuralı, "Yargı Paketi'nde" çiğneniyor.

Teklif 11 Temmuz 2024'te Meclis Komisyonu'da görüşülüyor, yasalaşması bu ayın sonuna sarkabilir.

"Ancak, 9. Yargı Paketi'nde bazı maddelerin yürürlük tarihi 29 Haziran 2024!.."

Komisyondaki görüşmeler sırasında söz alan Prof.Dr. Özbudun:

"Anayasa'ya aykırılık sadece yürürlük maddesiyle sınırlı değil, paketin tamamı değerlendirildiğinde, Anayasa'nın çeşitli maddelerine aykırılıklar var, Anayasa Mahkemesi'nin iptal etttiği yasaların bu pakette tekrar yer aldığını görüyoruz".

Kadının soyadı

Paketin en tartışmalı maddelerinden biri "kadının soyadı, kadın evlenince hangi soyadını alır" maddesi.

Kadının soyadı ile ilgili Medeni Kanun'da yer alan "kadın evlenince erkeğin soyadını alır" maddesini Anayasa Mahkemesi "eşitlik ilkesine aykırı" buluyor ve iptal ediyor, "eşitlik ilkesine uygun yeni bir düzenleme yapılmasına" karar veriyor. Geçen yıl iptal ettiği bu maddenin en geç Ocak 2024 tarihine kadar yenilenmesini istiyor.

Şimdi 2024 Temmuz ortası, şu anda zaten yedi ay gecikmiş bulunuyor. Hukuk, AKP için ne gam!..

Her adımda sivil toplum

Meclis'teki komisyonda büyük gürültü çıkartırken, ilgili sivili toplum örgütleri haklı olarak kıyameti kopartıyor.

AKP'nin attığı her adım artık sivil topluma çarpıyor. Halkta karşılığı olmayan adımlar.

Hayvanların öldürülmesi mi, sivil toplum...

Öğretmenlerin özlük hakları ve atamaları mı, sivil toplum...

Emekli gelirlerinin düşük kalması mı, sivil toplum...

Tarım ürünlerinde düşük taban fiyatları mı, sivil toplum...

Rezilce, arsızca ihmal sonucu iş cinayetleri mi, sivil toplum...

"Aile birliği"

Kadının soyadıyla ilgili yeniden aynı düzenlemeye dönüş kadınlarla ilgili sivil topluma çarpıyor.

Madde şu:

"Kadın evlendiği erkeğin soyadını alır".

Bu zaten Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği madde.

Muhalefetin yoğun itirazlarına karşı, komisyondaki AKP'li üyeler sürekli "aileyi korumak, aile birliğini sağlamak zorundayız" lafını tekrarlıyor. Kadının soyadı üzerinden "aile birliği" nasıl korunuyorsa!..

Adalet Komisyonu'nda AKP'liler "aile yapısını zayıflatacak girişime karşı teyakkuzda olmalıyız" diyor.

Oysa, bu zorlama erkek egemenliğinin ilanı ve Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı. Her ikisi de, AKP'nin teğet bile geçmediği çağdaş ilkeler.

İşin bir başka boyutu Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un konuya ilişkin sözü:

"Kadın evlenmekle kocasının soyadını alır, isterse kızlık soyadını da bununla beraber kullanabilir, hükmü Adalet Komisyonu'nda aynı şekilde korundu ama, Anayasa Mahkemesi'nin gerekçelerkine atıf yapılarak, yeni bir düzenleme gerçekleştirildi".

Korundu mu gerçekten?.. Kadın isterse kızlık soyadını da kullanabilir mi?..

Yargı paketiyle getirilen madde aynen şöyle:

"Kadın evlenmekle kocasının soyadını alır.

Şu kadar ki, kadın evlendirme memuruna veya daha sonar nüfus dairesine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir".

Maddenin ikinci bölümü kadın örgütlerinin zaferi. AKP istemeye istemeye bu bölümü eklemek zorunda kalıyor.

Yalçın Doğan kimdir?

Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi'ni, 1969'da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi.

Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet'te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı.

1989'da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet'te önce Yayın Koordinatörü, 1999'da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003'te Hürriyet Gazetesi'nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24'te köşe yazarlığına devam ediyor.

Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'in çeşitli ödülleri yanında, 2014'te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV'nin 'Kırılmayan Kalemler' ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı.

Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almancadan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Gelişmiş ülkelerde 33 yıl sürmüş, biz 3 yılda yaklaşır mıyız?

2011 yılına gidiyoruz. O tarihte Erdoğan anlı şanlı nutukla: "2023'te kişi başına düşen gelir 25 bin dolar olacak." Şu anda 2024'ün son çeyreğine girmek üzereyiz, kişi başına düşen gelir 12. 875 dolar

CHP: Şimdi yeni şeyler söylemek gerek, örnek Almanya

AKP artık ömrünü tüketen bir parti. Modası çoktan geçmiş, dayandığı dini ideolojiden başka hiçbir varlığı olmayan, eğitimde, adalette, çevrede, ekonomide her gün gözle görünen, fiilen yaşanan ağır tahribatın sorumlusu AKP. İşte burada şans CHP'nin kapısını çalıyor

İflastan önce son çıkış: Sanayiciye “konkordato” eğitimi

Sanayici tam bir darboğaz içinde. “Borçlarımı ödeyemiyorum” diyemeden, konkordatoya gitmeden, kepenk indirmek zorunda kalıyorlar

"
"