DİĞER
"Edebiyat tarihinin yasaları hatırlama değil, aksine, unutma üzerinden işler. Tüm metinleri hatırlamak, hatırlatmaya devam etmek mümkün değildir. Her ne kadar edebiyat tarihinin yasaları unutmayla işlese de, Türkiye’de son 20 yılda “edebiyat mezbahası”ndan kurtarılan metin sayısında ciddi bir artış oldu. Unutturmanın değil, hatırlatmanın makbul bulunduğu bir dönemdeyiz."
"Yazara göre günümüz insanı gecikme cesaretini gösterdikçe kendi öznel zamanına sahip çıkabilir ve 'kendi zamansallığı içinde yaşayan bir özne' olma şansına erişebilir. Bugün derin düşünce ve kültür de ancak gecikmeyle var olabilir. İnsanın kendini gerçekleştirmesi sonu gelmeyen yatırımlarla ya da kişisel gelişim masallarıyla değil, bizzat gecikmeyle mümkündür."
Tarihle olduğu kadar bugünle de yüzleşebilmek için, gerektiğinde hatırlamak kadar unutmak da mı gerekli?
Tanıklığı imkânsız kılan, anlamı yok eden, dile gelmeyen felaketi tahayyül edebilmemizi sağlayacak bir temsil mümkün mü? Daha önemlisi, felaket nasıl temsil edilmeli?
Jean-François Lyotard'ın Sorbonne’da verdiği konferanslarından oluşan "Niçin Felsefe Yaparız?" kitabı Aralık'ta Türkçede yayımlanıyor. K24 okurları için kitaptan, yazarın kızının kaleme aldığı "Sunuş" bölümünü paylaşıyoruz...
Rovelli’ye göre kesinliği kabul etmeme kabiliyeti sayesinde bilim dünyaya her defasında yeni bir gözle bakabiliyor. Başkaldırının nasıl bir erdem haline gelebileceğini ve eleştiriye açıklığın yaratıcı sonuçlarını hatırlatmasıyla bile okunmayı hak ediyor
Bir eleştirmenin ilgi alanının edebî ve siyasî dayanakları yok olmaya yüz tuttuğunda o eleştirmene ne olur? O devir sona erdiğinde geriye ne kalır?
Ne zaman aydının iktidar karşısındaki, hele de baskıcı bir iktidar karşısındaki durumu söz konusu olsa, adı ilk aklıma düşen şahıslardan biridir Miguel de Unamuno...
Osmanlı tarihine Rumlar, Ermeniler, Yahudiler, Arnavutlar ve Arapça konuşan halkların penceresinden bakabilmemiz ve onların da bu tarihin aslî birer parçası olduklarını anlayabilmemiz için değerli bir katkı sunuyor Osmanlı İmparatorluğu Sözlüğü...
Fransa Bisiklet Turu en başından itibaren siyasi ve iktisadi bir girişimdir. Zamanla yeni veçheler kazansa da, Tur’da duygu değil, akıl vardır. Fransa Bisiklet Turu Tarihi, albenili bisikletlerin ve bisikletçilerin arkasında yatan tarihi anlatıyor
Sokrates der: “Adalet bir toplumda herkesin üzerine düşeni yapmasıdır.” Edebiyatçı üzerine düşeni yaptıktan sonra adalet tecelli eder mi etmez mi onu ilgilendirmez. Tecelli sadece politikacıları ilgilendiriyor...
Franco Moretti, Tarih ile Edebiyat Arasında Burjuva kitabında yazı biçiminin, burjuva kültüründen nasıl izler taşıdığını kelimelerin peşinden giderek anlatıyor
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık