DİĞER
K24'te haftanın vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
“Popüler tarihî roman furyasından ulusal akıma ait bir roman olan Müfide Ferit Tek’in Pervaneler’ine, ikonoklastik dönemde hüküm sürmüş İrene’nin Selim İleri tarafından yazılan otobiyografik anlatısı Hepsi Alev’den yine ikonoklastik periyotta iki Bizanslı keşişin varoluşsal ve toplumsal sorgulamalarını içeren Bilge Karasu’nun Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı’na ve Lale Müldür’ün yarı otobiyografik fantezisi Bizansiyya’ya...”
"Hiç görüp yaşamadıklarımız, hiç bilmediklerimiz kadar yaşadıklarımızın içinde saklı anlamları da sunan bir edebiyat Javier Marías’ınki. 'O nihayetsiz olanlarla olmayanlar', olmuş ve olabilecek olanlarla dolu bir edebiyat."
K24'te Eylül ayının ilk vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Chandler’ın bütün romanı girift olay örgüsü ve kat kat açılan pisliklere ve yozlaşmaya rağmen aslında tek bir fikre, tek bir insan zaafına (ya da tutkusuna) adaması Uzun Veda’yı Balzac’ın ya da Tolstoy’un o büyük romanlarından biri katına çıkarır."
"Bireyler arasındaki ilişkileri iğne deliğinden görecek kadar ustadır Atay; dolayısıyla Tehlikeli Oyunlar’da olduğu gibi basit bir tavla oyunundan bireyin kendini ötekiler karşısında var etme savaşını betimlerken okurunu edebiyatın en yüksek düzeyine taşır. Toplumsal sorunları maddi toplum ilişkileri açısından görmeye gelince: Bu kesinlikle Atay’ın güçlü kası değildir."
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Huysuzun Teki, yazarı tarafından da kadri bilinmemiş bir roman. Vivet Kanetti’nin yirmili yaşlarda yazdığı ilk roman; yazmış ve bir kenara atmış. Çünkü pek çok yazarın, kitabın izleriyle dolu olduğunu fark etmiş! Yirmilerinde insan çok acımasız olabiliyor."
"Otopsi masasında incelenmeyi bekleyen bir bedene duyduğu tiksinti ile içtenlik dolu sevi, anne ve yaşam temalı şiirler bir tezat taşımaz onun şiirinde. Aynı yabanıllık kendini ‘dışarıda’ da gösterir çünkü. Bir balo salonu da olabilir bu dış(arı)lık, bir bank ya da bir tabut da…"
"Chul Han’a göre dijital gerçeklik ısı tanımıyor, acı tanımıyor, beden tanımıyor. Ama bahçe duyusallık ve maddesellik açısından çok daha zengin. Bedenselliği geri veriyor. Bilgisayar ekranına göre çok daha fazla değer taşıyor."
"İrfan Yalçın, yoksulluğun, kimsesizliğin ve sevgisizliğin gölgesinde hayatlarını sürdüren roman kahramanlarıyla “küçük insan”ı, 'köşeye sıkıştırılmış' bireyleri anlatır. Onları anlamak için davranışlarının ardında yatan toplumsal koşullara dikkat çekmek ister."
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık