25 Temmuz 2024

Microsoft krizinin hatırlattıkları: Pardus Projesi

Bağımsızlığını korumak isteyen ülkelerin yatırım yapması gereken iki önemli alan vardır: ulusal işletim sitemi ve çip üretimi

Siber saldırıları önlemek için tasarlanmış olan Crowdstrike'ın güncellenmesi esnasında bir kriz patladı ve dünyada 8,5 milyon bilgisayar bu krizden etkilendi. Bu kriz üzerine pek çok yorum yapıldı. Bu yorumların bir kısmı da komplo teorileri üzerine kurgulandı.

Ben, bu krizin nedenleri üzerine değil, bu krizin bizlere neleri hatırlattığı üzerine yazmak istiyorum:

Bu kriz bizlere, geleceğin savaşlarının topla tüfekle değil, kodlarla olacağını hatırlattı; "From cold war to code war".

Yakın gelecekte ülkelerin bağımsızlığını koruyabilmesinin temel koşulu, kendi ulusal yazılımlarını geliştirmek ve kendi çiplerini, sensörlerini üretmek olacaktır. Hatta bu süreç başladı da diyebiliriz.

Açık ve kapalı kod sistemleri

Günlük hayatımızda kullandığımız bilgisayar, tablet ve akıllı telefon gibi birçok teknolojik cihaz işletim sistemleri sayesinde çalışır.

Tüm işletim sistemleri ya açık ya da kapalı kod sistemine göre çalışır. Pek çok ülkede olduğu gibi ülkemizde de en yaygın olarak kullanılan işletim sistemi, kapalı kod sistemine göre çalışan Windows'dur.

Windows, Apple iOS, Microsoft Office, Adobe Acrobat, McAfee, MacOs, Google Desktop, Java, Opera, Skype gibi yazılımlar kapalı kod yazılımlardır.

Linux, GNU, Android by Google, Open Office, Firefox, Thunderbird, VCL Media Player, Moodle, ClamWinAntivirus, WordPress gibi yazılımlar ise açık kaynak kodlu yazılımlardır.

Kapalı kod sistemlerinde, sisteme girip değişiklik yapamazsınız. Sistemin nasıl çalıştığını göremez, sizden hangi bilgileri transfer ettiğini ve ne amaçla kullandığını bilemezsiniz. Bu sistemler ücretlidir.

Açık kod sistemleri ise ücretsizdir. Bu sistemleri kullandığınızda, sistemin geri planını görür, size ait verileri nasıl kullandığını denetleyebilirsiniz.

Milli işletim sistemimiz: Pardus

Kamusal alanda, kapalı kaynak kodlu işletim sistemleri kullanmak hem mali açıdan büyük bir israf hem de bir ulusal güvenlik zafiyetidir. Zira işletim sisteminin sahipleri fişi çektikleri anda tüm kamusal hizmetler ve haberleşme çöker.

Bundan dolayı ülkeler, bağımsızlıklarını koruyabilmek için kendi ulusal yazılımlarını ve sistemlerini geliştirmek zorundadırlar. Ülkemizde de bu konuda ilk adımlar atılmasına rağmen, gerekli devlet desteği görmediğinden yaygın olarak kullanılamamaktadır.

Türkiye'de kapalı işletim sistemine rakip olarak TÜBİTAK Pardus işletim sistemini oluşturmuştur. 2003 yılında başlayan çalışmalar sonucunda Pardus'un ilk sürümü kullanıma sunulmuştur. Geçtiğimiz yıl ise Pardus'un 23. sürümü piyasaya çıkartılmıştır

Pardus projesi Türkiye için son derece önemli, hayati bir projedir. Ancak bu işletim sistemi maalesef ülkemizin resmi işletim sistemi haline getirilememiştir. Oysa böyle bir adımla, bir yandan Türkiye'nin pek çok dijital verilerinin güvenliği ülke içinde sağlanabilirken bir yandan da yüzlerce milyon dolar lisans ücretinden tasarruf edilmiş olur.

Pardus projesi yöneticileri, Libre Office programlarının eğitiminde de kişi ve kurumlara destek vermektedirler. Libre Office programı, Microsoft Office programlarına rakip olarak geliştirilmiş ücretsiz bir pakettir. Dileyen kullanıcılar programı yazan ve geliştiren kuruluşa, geliştirmenin devamı için bağış yapmaktadırlar.

* * *

Özetle; bağımsızlığını korumak isteyen ülkelerin yatırım yapması gereken iki önemli alan vardır: ulusal işletim sitemi ve çip üretimi.

İlki konusunda bir adım atılmış durumda. İkinci adım ise bu sistemin yaygınlaştırılması olmalıdır.

Çip üretimi için de acilen bir ulusal yatırım programı oluşturma zamanı gelmiştir. Umarım bu konuda da gerekli adımlar en kısa zamanda atılır.

Hayri Cem kimdir?

Hayri Cem 14 Şubat 1959 yılında İstanbul'da doğdu. Eğitimini sırasıyla aşağıdaki okullarda sürdü: Namık Kemal İlkokulu, Darüşşafaka Lisesi, Şişli Lisesi, Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler fakültesi (lisans), İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi (Yüksek Lisans).

1984 yılında Türkiye'nin ilk piyasa araştırma şirketlerinden olan Bileşim International Araştırma Şirketini kurdu. 1989 yılında Türkiye'nin ilk elektronik TV İzleyici Ölçüm Araştırmalarını yapan AGB Anadolu'yu kurdu. 2000 yılında Bileşim Medya şirketini kurdu. Zaman içerisinde hisselerini AGB, Nielsen ve GfK şirketlerine sattı. 2007-2015 yılları arasında uluslararası Nielsen araştırma şirketinin Gelişmekte Olan Ülkeler CEO'su oldu.

Emekli olduktan sonra Anadolu Üniversitesi ve Maltepe Üniversitesinde Medya Planlama, Araştırma Yöntemleri ve Dijital Dönüşüm dersleri vermektedir.

Yazarın Diğer Yazıları

Geleceği tehdit eden 20 teknoloji

Kontrolsüz olarak geliştirilecek olan süper yapay zekâ uygulamalarının, değişik ölçeklerde, insanlığa zarar verme olasılığı elbette vardır. Bu yüzden, küresel ölçekte yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Ama bu tehlikeye bakarak yapay zekânın insanlığa sağlayacağı faydaları da görmezden gelemeyiz

Pullarla Olimpiyat Oyunları'nın kısa tarihi: 1920 Antwerp Olimpiyat Oyunları

1920 Olimpiyat Oyunları, 20 Nisan - 12 Eylül 1920 tarihleri arasında Belçika'nın Antwerp şehrinde yapıldı. Bu oyunlar, I. Dünya Savaşı'ndan sonra düzenlenen ilk Olimpiyat Oyunlarıydı

Pullarla Olimpiyat Oyunları'nın kısa tarihi: 1912 Stokholm Olimpiyat Oyunları

Osmanlı Devleti'ni temsilen ilk kez 1906 Atina Ara Olimpiyatları'na İzmir'den ve Selanik'ten üç futbol takımı katılmıştı. Bu organizasyon, IOC tarafından Olimpiyat Oyunları olarak kabul edilmediği için, Osmanlı Devleti'nin katıldığı ilk Olimpiyat oyunları 1912 Stokholm oyunlarıdır

"
"