TARİH

22 Ocak 2023

Hüseyin Çağlayan ve perpetuum mobile

İstanbul’da uzun süre sonra bir Hüseyin Çağlayan sergisi gerçekleşiyor. Sanatçının Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’ndeki solo sergisi Souffleur, Çağlayan’ın multidisipliner tavrını tasdikli yaratıcılığıyla buluşturduğu bir alan. Hüseyin Çağlayan, zamanlar, mekânlar ve kimlikler üstü pratiğinde bir “perpetuum mobile” haliyle yol alırken Souffleur, bu harekete izleyicinin tanıklığını da katan bir arayüz oluyor. Çağlayan, bu arayüzle tüm denk gelişleri, karşılaşmaları ve ortak fikirleri bünyesine katıp sonsuz devinimine devam ediyor

Devamını Oku

TARİH

02 Ekim 2022

12. Berlin Bienali: Dekolonyal sorular

Bu yaz Berlin'de Kader Attia küratörlüğünde gerçekleşen 12. Berlin Bienali, "Still Present!" olarak belirlenen kavramsal çerçevesiyle Batı'nın kolonyal tarihiyle -bir nevi- hesaplaşmasına katkıda bulunmak, dekolonyalizme dair sorular üretmek üzere yola çıkmış. Bienalin, yan etkinlikleri ve izleyiciyi süreçlere dahil eden çok katmanlı yapısıyla Berlin'in bitimsiz devinimine uygun bir yapı kurmayı başardığı söylenebilir

Devamını Oku

TARİH

08 Mayıs 2022

Shirin Neshat'ın rüyalar ülkesi

Pratiği ağırlıkla kendi köklerinden temellenen Shirin Neshat yeni projesi Land of Dreams’de bu kez bakışını, uzun süredir yaşamakta olduğu Amerika’ya çevirmiş. Rüya kavramına odaklanarak portre fotoğrafları, video çalışmaları ve bir uzun metraj filmi otobiyografik izler taşıyan görünmez iplerle birbirine bağlayan sanatçı, farklı disiplinleri aynı proje altında buluşturarak ayrı ayrı izlenebilen, yani tek başlarına birer bütün olan ama birlikte / art arda incelendiğinde de daha büyük bir örüntüyü meydana getiren bir eserler bütünü yaratıyor. Dirimart’ta devam etmekte olan Land of Dreams, izleyicisine rüyalar, siyaset, bireysel ve kolektif bilinçdışı üzerine düşünmek için elverişli bir alan açıyor

Devamını Oku

TARİH

09 Ocak 2022

Claude Lalanne ve floranın dili

Claude Lalanne'ın Gerçeküstücülük'le beslenmiş formlarını, zanaat ve el becerisiyle incelikle işlediği çalışmaları; malzemeye, zanaate ve forma bir iade-i itibardır. Bakır, bronz ve altın organik formları kaplar, korur ve sonsuzlaştırır. Sanatçı, Ury'deki stüdyosundan çıkıp dünyanın farklı noktalarına uzanan çizgilerle bir Harikalar Diyarı Ağı oluşturmuş, lahana kafalı yaratıkları, timsah masaları, ginkgo aynalarıyla insanın merkez ve hakim olmadığı bir hayatta, varlıklar arası sınırların akışlanlaştığı, flora ve faunayla, form ve anlamla, "Dünya"nın varoluşunun tüm canlılarıyla kutsandığı ve kutlandığı bir evren yaratmıştır 

Devamını Oku

TARİH

03 Ekim 2021

Bu yıldızlı gökler ne zaman başladı dönmeye?*

Nebra Gökyüzü Diski, Bronz Çağı'na tarihlenen bir arkeolojik buluntu. 30 cm. çapında ve 2 kg. ağırlığındaki bu turkuaz bronz diski özel kılansa altın Güneş (ya da dolunay), yeni ay ve Pleiades yıldız kümesi kakmalarıyla, tarih öncesine ait bilinen, bu kadar çok gökcismi ve gözlem içeren en eski kozmos betimlemesi olması. Nebra Gökyüzü Diski, binlerce yıl önce ilkel hesaplamalarla gündönümlerini tespit edip bronz bir diske Güneş, Ay ve yıldızları işlerken başlayıp, bugünün teknolojileriyle geliştirilmiş teleskoplar ve uydular aracılığıyla Güneş Sistemi’nde dolandığımız zamanlara uzanan, kolektif bilinçdışımızda süregelen bağın da, bir nevi sembolü.

Devamını Oku

TARİH

21 Mart 2021

Maskeli zamanlar, kaygılı nefesler, boşluklar ve çizgiler

Zamanın maskeyle ölçüldüğü, nefesin kaygı ve mesafeye dönüştüğü son bir yılda, gitmek istediğimiz yerlere gidemez, yapmak istediğimiz pek çok şeyi yapamaz ve bunların yoklukları - boşluklarıyla yaşarken, boşluğun ağırlığıyla hiç olmadığı kadar yüzleşmek zorunda kaldık belki de. "Boşluk",  Nergis Abıyeva'nın küratörlüğünde Alp İşmen ve Yüksel Dal'ın çalışmalarını bir araya getiren Olağanüstü denklikler, ince benzerlikler başlıklı sergideki başrollerden de biri. Söz konusu bu ağırlık, Yüksel Dal'ın çalışmalarında çizgileri taşıyan bir yapıya dönüşürken; Alp İşmen'in işlerinde, bulabildiği sınırlı varlık alanıyla dahi desenlerle bir diyalog içinde

Devamını Oku

TARİH

03 Ocak 2021

2021'in düşünsel aksları

Yeni bir yıla girerken, 2020'nin bize sanat ve görsel kültür alanlarında hangi kavramları getirdiğine bir bakarak, 2021'de neleri konuşup tartışacağımızı, yeni yılın ve akabindeki sürecin düşünsel akslarını görmek mümkün. Bu akslar, ilk etapta, sanatın dijital olarak deneyimlenmesi, özellikle Batı'da, kamusal sanatın kolonyalist figürlerden ve şiddetin temsili olan göstergelerden arınması, müzelerin demokratikleşmesi ve sanat çalışanlarının haklarının daha çok konuşulması olarak okunabilir

Devamını Oku

TARİH

15 Kasım 2020

Maya Deren ve sihirli imgeleri

Erkeklerin dünyasında, erkeklere has gibi görünen işleri kendi bildikleri ve de canlarının istediği gibi, büyük bir yaratıcılık, zeka ve yetenekle yapmış olan kadınların hikayelerini yeniden ziyaret etmenin bugün bize güç ve ilham vereceğine inanıyorum. Bu kadınlardan biri de, 1940'larda, alışılageldik "sinema" formunu paramparça edip kamerasının dansın, hareketin, zamanın ve anlamın arasında serbestçe dolandığı filmler çekmiş, sinemada yeni bir dil yaratmanın olasılığını gözler önüne sermiş bağımsız, özgür, deneysel ve çok katmanlı filmleriyle bugün dahi bizler için ilham kaynağı olmaya devam eden Maya Deren

Devamını Oku

TARİH

11 Ekim 2020

Fatih portresi nasıl sergilenmeliydi?

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Haziran ayında Christie's Müzayede Evi'nin Londra'daki açık artırmasında, Gentile Bellini'nin atölyesinde resmedilmiş olan Fatih Sultan Mehmet portresini satın alması bir hayli heyecan yaratmıştı. Bu önemli eserin izleyiciyle nasıl buluşacağı da merak konusuydu. Eserin etrafında kurgulanan "Fatih'in Rönesansı" başlıklı sergi, 6 Ekim'de açıldı. Ne var ki, aceleye geldiği belli olan bu sergi, bu önemli portrenin İstanbul'a getirilişinin yarattığı dinamizmi devam ettirmekten, yaratılabilecek kültürel, sosyolojik ve bilimsel diyalog zeminlerini oluşturmaktan bir hayli uzak

Devamını Oku

TARİH

27 Eylül 2020

Köpe Arşivi ve zamanın tanıklıkları

SALT Beyoğlu'nda devam etmekte olan İmparatorluklar Arasında, Sınırlar Ötesinde'de, dünyanın en acı zamanlarının içinde ayakta kalmaya çalışırken, mizah duygusunu, yaşama sevincini, gustosunu ve hayatın tadını çıkarma isteğini hiç yitirmeyen Antoine Köpe ve ailesinin arşivi ilk kez kamuya açılıyor. Göçler, Dünya Savaşı, işgal, yersiz-yurtsuzluk, mübadele ve daha pek çok majör dönemin içinde, siyasal iklim şekillenirken bir yandan da modernizmin hayatlara nüfuz etmesine, Antoine Köpe vesilesiyle tanıklık ediyoruz

Devamını Oku

TARİH

20 Eylül 2020

Minyatür 2.0: Güncel sanatta minyatür ve yeni olasılıklar

Pera Müzesi'nin yeni sergisi Minyatür 2.0: Güncel Sanatta Minyatür, Azra Tüzünoğlu ve Gülce Özkara'nın küratörlüğünde, minyatür pratiğini odağına alarak bu kadim geleneğin güncel sanattaki yansımalarının izini sürüyor. Minyatürün günümüz sanatında, nostaljik ve oryantalist tuzaklara hiç düşmeden nasıl kendiliğinden ve dinamik bir şekilde var olabildiğini gösteren sergi, bu pratiğin teorik ve estetik potansiyellerini hep beraber düşünmek ve araştırmak için önemli bir alan açıyor

Devamını Oku

TARİH

06 Eylül 2020

Sanat profesyoneli olmak ya da olmamak

Sanat dünyamız, uluslararası sanat ortamında gösterdiği başarıyı, maalesef konu iş güvencesi ve etiği gibi meselelere geldiğinde bir türlü gösteremiyor. Çoğunlukla bağımsız çalışmakta olan yazar, küratör gibi aktörleri ve sanatçıları hariç tutup sadece kurum çalışanlarına baktığımızda dahi kocaman bir yanlışlar kümesiyle baş başa olduğumuzu görebiliriz. Üzerinde pek de konuşulmayan bu konunun belki de artık konuşulmaya, tartışılmaya açılması gerekiyordur; zira bugün geldiğimiz noktada artık sanat dünyasında çalışmak, neredeyse çalışan tarafından finanse edilmesi gereken bir duruma dönüşmek üzere

Devamını Oku