DİĞER
“Cengiz Sinan Çelik çeyrek yüzyıldır tutsak; Serdestan ise dışarıya saldığı güvercinler gibi; kelimeleri kanatlı olmaya özenli... Çelik de öncekiler gibi eski ozanların destan mirasına talip oluyor. Başka deyişle, ‘ölü geçmişin yaşayanlar üzerine çöken kâbusu’na da talip; şiirin olanaklarıyla onunla yüz yüze gelmeyi gelecek için yeni hayaller kurmayı deniyor.”
"Gılgamış hikâyesi 4.000 yıl önce bir Mezopotamyalıya ne diyorsa, aslında bugün bize, ya da gelecekte bunu okuyanlara da aynı şeyi söylüyor. Ne yaparsan yap, ölümden kaçamazsın! Bu kadim metin birkaç şey daha söylüyor. Kaçınılmaz olandan korkmanın beyhudeliği hakkında bir şeyler. Gelecekte bir yerlerde bizi bekleyen doğal bir sondan kaçmanın bugünü mahvettiğine, bugünü yaşanmaz kıldığına dair bir şeyler..."
Cengiz Sinan Çelik'in şiir kitabı Serdestan, önümüzdeki günlerde Ayrıntı Yayınlarından basılacak. Sunuş yazısıyla kitaptan üç şiiri Tadımlık olarak yayımlıyoruz.
"Ayhan Aktar, destanları incelerken, bu destanların yazılmasına sebep olan tarihsel arka planı da okuyucularını müthiş bir berraklıkla veriyor. Böylece, sadece 'Barakalar’ın yıkımına' yakılan ağıdı okumuyoruz; insanları Barakalar mahallesini kurmak zorunda bırakan şartları, ahlâk ve vicdan sahibi bürokratların nasıl pasifize edildiğini de görüyoruz."
"İstanbul Fetih Destanı’nda, varoluşçu iletiler fetihçi bir mistisizm ve erillikle birleşiyor. Bu uzun şiirin hem sanatsal hem de entelektüel açıdan en kafa karıştırıcı boyutu da bu. Destanın geneline hâkim fetihçi duyarlıklarla, Çocuk ve Allah’tan beri alışık olduğumuz ve bu destanda da bulunan, varoluşçu duyarlıkları dile getiren dizeler arasında bir karmaşa var. Yer yer daha bariz olan bu karmaşa, Dağlarca’nın ya da şiirin anlatıcısının aslında neyi, kimi önemsediği konusunda bir sorunsal çıkarıyor önümüze."
İnsanlığın en eski erkeklik hikâyelerinden biri Odysseia kadınlık ve erkeklik hâlleri arasındaki asimetri açısından bugün de güncelliğini koruyor
Bir yılı geçti, gürültü ama öyle böyle gürültü değil sabah akşam, yirmi dört saat Kabataş semtinin her evinde; Cihangir de dâhil. Şu ünlü martı projesi hayata geçmek üzere. Bilmiyorum, bundan daha gereksiz bir proje var mı...
Tiyatro Dergisi’nin Mart 1969 tarihli, “İttihat ve Terakki” adlı oyuna ayrılmış özel sayısında yayımlanan Yaşar Kemal’in Engin Cezzar için yazdığı portre yazısı K24'ün Evvel Zaman sayfalarında...
Kültürün, anlatının bir köşesinde birlikte mücadele verirken, karşımıza nice Humbaba misali engeller çıkarken, Gılgamış ile Enkidu’nun kardeşlik ve cesaret bağını simgeleyen üç katlı ip gibi kenetleniyoruz birbirimize...
Kültürün insan kişiliği tarafından özümsenmesi ve içselleştirilmesinin somut örneğidir Haldun Taner. Sanatı estetik bir bütünlük içinde değerlendirdiği gibi, aynı zamanda gelişmekte olan toplumumuz için bir kültür iletme ve eğitim aracı olarak görür
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık